10 EKİM BARIŞ ŞEHİTLERİNİ ÖZLEMLE ANIYORUM…

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Yar; bir sanadır özlemim, bir de barışa, bir de… özgürce gezdiğimiz kırlardaki mor menekşelere, kızıl karanfillere.Acılar çekeceğiz biliyorum inan; hem sana, hem de barışa yakındır vuslatım..

Şarkılarla, türkülerle, halaylarla hareket etmiştik Mersin’den Ankara’ya , hep birlikte “barış”ı haykırmaya, barışı kucaklamaya…
Elif, Ali Deniz, Şebnem!..
Beni duyuyor musunuz, bilmem?
Yine de beni duyma ihtimalinize binaen Mersin’den tüm geride bıraktığınız yoldaşlarınızla sesleniyorum sizlere:
Bu topraklar “barış”a halen hasret,“barış” bu topraklarda hala halkların ortak düşü!
Ve bizler, bu düşün peşinde hala koşmaya devam ediyoruz inadına, inadına…
Biliyoruz, sizler de rahat değilsiniz, kana doymuş, barışa hasret, yattığınız faili belli topraklarda…
Sözümüz söz size; “barış”ı bir gün mutlaka egemen kılacağız bu topraklara ve “barış” armağan edeceğiz tüm halklara.

Savaş, çatışma, şiddet bu topraklarda kader olmaktan çıkacak…
Her savaş, her çatışma, her şiddet ortamı ölüm, her ölüm birer acıdır anaların yüreğine ok gibi saplanan.
Yok olan şehirler, kasabalar ve yanısıra yitirilen yüzbinlerce can…
Barış en kıymetli özlemdir ve öznedir acıların biriktiği coğrafyalarda.
”Barış”ın değerini en çok da “Cumartesi Anneleri” anlar ve bilir.
Bilirler ve yıllardır kaybolan çocuklarını arar dururlar.
Oysa ki, “Barış” a ramak kalmıştı.
Ve bir anda iklim Akdeniz olmuş, barışa olan umut, inanç alabildiğine güçlenmişti acılı yüreklerde.
Oysa çok kolaydı barışı halklara armağan etmek, yüzyıllarca birarada yaşatmak.
Ve anladık ki; barışı talep etmenin, savaşı talep etmekten zor olduğunu…
“ Ölüme karşı yaşamı; savaşlara, çatışmalara, şiddet ortamına karşı barışı savunacağız; Savaşa değil, barışa tarafız!” şiarıyla yüzbinlerce barış gönüllüsü ile birlikte, 9 Ekim akşamı ellerimizde barışı simgeleyen tülbentlerimiz, kardeşliği çağrıştıran dövizlerimizle birlikte Ankara’ ya, barışa karşı savaşta ısrar edenlerin başkentine hareket ettik, tekrar tekmelenen barış masasını yeniden barış adına kurmaya.
Savaşın tarafı olamazdık, barışın tarafı olmak için, isimlerini özlemle andığım Elif Kanlıoğlu, Ali Deniz Uzatmaz, Şebnem Yurtman ve diğer arkadaşlarıyla beraber aynı araçla yola koyulduk Ankara’ya…
Yolculuk sırasında, bizler yaşımız gereği biraz fiziken durgunduk.
Elif Kanlıoğlu, Ali Deniz Uzatmaz ve Şebnem Yurtman arkadaşlarıyla bu kez bizlere örnek oldular; her türden türkü ve ezgileriyle…
Araç içerisinde alkışlarımızla karşılık verdik hep beraber yürekli çocuklara. Birlikte söyledik, halaya kalktık ta Ankara Tren Garına kadar.
Öngörüyorduk, tedirgindik; ama barış için değerdi hep birlikte başkentin tam ortasında barışı haykırmak…
Ve …. Öteki dünyada “Cennet” uğruna bu dünyayı cehenneme çevirenler, barışa saldırdılar iki koldan; arka arkaya patlatılan canlı bomba adete ölüm yağdırdı Ankara’nın ortasına.
Ben ve bir çok arkadaşımız mucize eseri geçtik ölümün kıyısından. Kurtulduğumuza da çok sevinemedik gördüğümüz vahşetin, alçaklığın karşısında.
Elif Kanlıoğlu, Ali Deniz Uzatmaz, Şebnem Yurtman ve diğer barış şehitlerini özlem, minnet ve saygıyla anıyorum.
Dediğim gibi; halkların ortak iradesi ve mücadelesiyle bu topraklara barış bir gün mutla gelecektir.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir