Fatma SARIKAYA
Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) 18 Aralık 1979 tarihinde kabul edildi. Devletlere, kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılması sorumluluğunu yükleyen bu sözleşmeyi Türkiye,1985 yılında imzaladı. Geçtiğimiz günlerde 38. yaşına giren CEDAW’da kadınlara birçok hak tanınmasına rağmen ülkemizde kadınlar bu hakların birçoğundan hala yararlanamıyor; şiddete, tacize, tecavüze, eşitsizliğe ve ayrımcılığa maruz kalmaya devam ediyor.
2017 senesinin son haftasına girdiğimiz bu günlerde kadınlara pozitif haklar tanıyan uluslararası sözleşmelere ve yasalara rağmen, dünyanın dört bir yanından erkek şiddeti ile toplumsal cinsiyet eşitsizliği haberleri gelmeye devam ediyor. 2017 yılında kadınların maruz kaldığı ayrımcılık başlıkları şöyle:
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun her ay yayımladığı rapora göre 2017 yılında 365 kadın öldürüldü, 346 çocuk cinsel istismara uğradı, 285 kadın cinsel şiddete maruz kaldı ve 12 kadının da yaşam tarzına saldırıldı. Bunlar sadece istatistiklere yansıyan oranlar. Şikayet edilmeyen veya rapor edilmeyen bir o kadar cinsel taciz ve cinayet vakaları da bulunmakta.
Erkek şiddeti gün geçtikçe tırmanırken geçtiğimiz haftalarda İl Genel Meclis Başkanı AKP’li Halil İbrahim Kaya “Ne yapalım kadınlar öldürülüyorsa, polis yakalayıp cezasını veriyor” dedi.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde Mersin Baro Başkanı Ali Er, kadına karşı şiddeti kınayan bir metin okuduktan hemen sonra bir kadın avukatı kürsüde iterek, meslektaşına fiziksel şiddette bulundu.
Mersin Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan bir kadın ise, amiri tarafından iş yerinde darp edildi. Büyükşehir Belediyesi olay sonrasında şiddet uygulayan kişi hakkında herhangi bir yasal işlem başlatmak yerine şiddete uğrayan kadın işçiyi suçlayıcı açıklamalar yaptı.
Cezaevlerinde tutuklu anne ve bebeklere işkenceye varan ciddi hak ihlalleri yaşandı. Özellikle Tarsus Kadın Kapalı Cezaevinde işkence, darp ve kötü muamele iddiaları gündeme geldi. İddialar üzerine Avrupa İşkence ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesi’ne (CTP) başvuruldu.
Kasım ayında Yargıtay, kendisini aldattığı gerekçesiyle eşini öldüren kocanın müebbet hapis cezasını bozdu. Avukat “Artık namus cinayetinde sadakat indirimi uygulanacak” diyerek bu kararı duyurdu.
Zonguldak’ta AKP’li belediye başkanının koruması İnsan Hakları Gününde bisiklete binen kadınlara “Filyos’ta kadınların bisiklete binmesini istemiyoruz. Bisiklete binerek herkesi tahrik ediyorsunuz” diyerek saldırdı. Olaydan sonra Filyos Belediye Başkanı Ömer Ünal, tren istasyonunda çiçeklerle karşıladığı kadınlardan koruması adına özür diledi.
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, yeni müfredatta yer alan “Kadının erkeğe itaat etmesi ibadettir” ifadelerine “Örnek gösterilen cümleler kadının aile içindeki konumuna ve sorumluluğuna işaret etmektedir” sözleriyle destek verdi.
Evli erkeklere ikinci eş bulma sitesi açıldı. Kamuoyunda büyük tepki çeken bu site şikayetler sonucu erişime kapatıldı. Site özür açıklaması yayınlayarak yayına son verdiklerini duyurdu.
Diyanet İşleri Başkanlığı erkeğin telefon, mektup, faks, mesaj ve internetle karısından boşanabileceği yönünde fetva verdi. Bu karar özellikle kadınlar tarafından büyük tepki çekti.
2017 yılında en uzun süre gündemde olan ve büyük tartışmalara yol açan karar ise Müftülük Yasası oldu. Kadın kazanımlarını aşağı çeken bu yasa TBMM Genel Kurulunca kabul edildi.
Birleşik Metal-İş Sendikası Kadın Komisyonu, hükümetin ulusal istihdam stratejisi ve eylem planı hakkında rapor yayımladı. Rapora göre kadın işsizliği Mart 2017’de son 7 yılın en yüksek rakamı olan yüzde 25’e ulaştı. Öte yandan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kadınların ve gençlerin iş gücüne katılımının yüksek seviyelere ulaştığını, böylelikle işsizlik oranını hedefledikleri düzeye çıkaramadıklarını söyleyerek işsizliğin nedenini kadınların çalışmasına bağladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise “Erkek işsizse, eve yeteri kadar para getiremiyorsa, tencere kaynamıyorsa bu erkek de gelir hıncını karısından alır” diyerek erkek şiddetini ekonomik yetersizlik sebebiyle meşrulaştırdı.
“OHAL EN ÇOK KADINLARI VURUYOR”
2017 yılının kadınlar açısından nasıl geçtiğini gazetemiz için değerlendiren Kadın Emeği Kolektifi üyesi Canan Yüce, OHAL şartlarından en çok kadınların etkilendiğini belirtti. Kadınların yapacağı her türlü eylem ve etkinliklerin OHAL bahanesiyle yasaklandığını ifade eden Yüce, kayyumların kadınlara yönelik tutumuna da, “OHAL nedeniyle belediyelere kayyumlar atandı. Bunun sonucunda ise yaklaşık 35 belediyenin kadın dayanışma merkezleri kapatıldı. Kadın sığınma evleri kapatıldı veya çalışanları işten çıkarıldı. Kadına yönelik politika üreten hiçbir belediye bunu devam edecek çalışmaları yürütemez oldu” sözleriyle dikkatleri çekti.
İhraçlara da değinen Canan Yüce,” Koca bir yıl ihraç edilmelerle geçti ve baktığımız zaman ihraç edilenlerin çoğu yine kadınlar. Birçok kadın arkadaşımız ekonomik özgürlüklerinden mahrum bırakıldı bu ihraçlar yüzünden” dedi.
“DEVLET SOMUT ADIMLAR ATMALI”
Kadın cinayetlerinin giderek arttığını söyleyen Yüce, devletten bu konuda somut çalışmalar yapılmasını beklediklerini dile getirdi. “2017’de devletin bu konuyla ilgili herhangi bir önleyici çalışmasını, çözüm yasasını göremedik. Özgecan’ın ölümünde devlet bu konuya bu kadar eğilmiş ve önemsemişken bunun bir devamının olmasını isterdik. Cinayete ve şiddete uğramış tüm kadınlara aynı hassasiyetle yaklaşıp, bununla ilgili gerekli yasaları veya çalışmaları yapmasını isterdik. Ama maalesef aynı durumu yaşamadık ve birçok kadın arkadaşımızı bir daha eksilmeyeceğiz diye diye kaybettik. Biz kadın örgütü olarak bunların önüne geçememenin üzüntüsünü yaşıyoruz ancak bunun önüne etkili bir biçimde ancak caydırıcı yasalarla geçilebilir” diye konuştu.
“UMUTLUYUZ, 2018’DE DE MÜCADELEMİZ SÜRECEK”
Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen kadın mücadelesinden vazgeçmediklerini belirten Canan Yüce, “Hiç kimse sokağa çıkmaya cesaret edemezken 8 Mart ve 25 Kasımda sokakları doldurduk. Üzerimizde ne kadar baskı kurulmaya çalışılsa da, derneklerimiz, dayanışma merkezlerimiz kapatılsa da biz şunu söylemeye devam ettik: Kadınlar her yerde! Küçük küçük gruplar halinde bazen bir apartman dairesinde, bazen bir evde, bazen bir iş yerinde, bazen de bir okulda örgütlenmeye ve dayanışmamızı büyütmeye devam ediyoruz. Biz tüm bu yaşanan kötü olayların karşısında yine de umutluyuz. 2018’de de bu mücadelemizi sürdüreceğiz.” şeklinde konuştu.