Beylikdüzü escortdeneme bonusu veren bahis sitelerideneme bonusu veren sitelerkuşadası escortmalatya escorthttps://1baiser.com/escort/parissexemodelizmir escortdeneme bonusuAnadolu Yakası Grup Escort Bayanlaresenyurt escorttatlı sözlükankara escortsugar rush oynaescort ankaraOlivia's awesome pussylasirena sharing is caring pornwww xxx pron comdiyarbetdiyarbetganobetbetmarlosweet bonanzaAnadolu Yakası Escort
porn list

2018 YILI; DEMOKRASİ, ADALET, BARIŞ VE TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER AÇISINDAN KAZANIM YILI OLSUN! / İSMAİL ŞİMŞEK YAZDI

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

“—Aşkım dün mesajına cevap veremedim, eylemdeydim ayağımı burktum kaçarken, üstüne biber gazı yedim şu anda hastanedeyim, çok kötü durumdayım, der. Öfkeli bir şekilde eşi: Eylem kim? der…”

Aslında yukarıda anlattığım fıkra, toplum olarak geçmişte bire bir yaşadığımız ve halen de yaşamakta olduğumuz ve de aşina olduğumuz olaylara tıpa tıp uymaktadır.Sosyal, siyasal ve ekonomik gelişmeler açısından, gerek ülkemizdeki iç meseleler ve gerekse de bölgemizde gelişen politik gelişmelere baktığımızda, insan ister istemez karamsarlığa düşüyor.

Evet, doğrudur. Geçmiş yıl ve yıllar, elbette ki bizim tahayyül ettiğimiz, düşlediğimiz gibi gerçekleşmedi. Yaşadığımız olaylardan anlıyoruz. Ancak, her gelen yeni bir yıl “geleceğe umutla bakmak, umudu beraberimizde yeni dönem mücadelesine taşımaktır”. Ülkede 1980 yılı faşist askeri darbesi, bu ülkenin sosyal, siyasal ve toplumsal kırılma noktasıdır. Bugün yaşadığımız emek, demokrasi ve ekonomik, kültürel adaletsizliğin, hukuksuzluğun, haksızlığın yegane temel baş sorumlusu ve müsebbibidir. Toplumsal gelişmenin temel ögelerini, araçlarını oluşturan sendikal örgütlenme, siyaset içinde aktif olarak doğrudan yer alma, üniversitelerin özerk olması ve öğrenci kolektiflerinin alınacak kararlarda söz sahibi olması, düşünceyi ifade ( TCK’ nun 141,142 ve 163. Maddeleri kapsamında kalan: Komünizm ve Şeriat propagandası yapmak fiilleri hariç) ve örgütlenme özgürlüğü vs., hepsini yok etti! Bugün gelinen noktada ise hepsinin yerinde yeller esmekte veesameleri bile okunmamaktadır. Toplumsal belleğimizi zorladığımızda 1980 yılından bu yana tam 37 yıl geçmiş. 1980 öncesi esen sol rüzgar ve bugün içinde bulunduğumuz siyasal, sosyal ve ekonomik tabloyu karşılaştırdığımızda, bugün hiç de hoşumuza gitmeyecek, bizi karamsarlığa sürükleyen tablo ile karşı karşıyayız.
Evet doğrudur… Emek sömürülüyor; doğa talan ediliyor; kadın üzerindeki ayrımcı politikalar;toplumda var olan adalet duygusu ve adalete duyulan güveninin azalması; KHK’ lerle yasamanın, yürütmenin ve yargının baypas edilerek ve de etkisizleştirilerek tek elde toplanması; haksız, hukuksuz ihraçlar, Kayyum atamaları; her gün ihraç edilme ve işsiz kalma korkusu içinde milyonlarca kamu emekçileri, muhalif basına yönelik baskılar, soruşturmalar; Aydınların, bilimsel, çağdaş, laik eğitim neferi binlerce akademisyenin ihraç edilmesi, Savunmaya ve Diyanet ayrılan bütçenin, sağlık, eğitim ve sosyal- kültürel yaşam ve bilimsel çalışmalara ayrılan bütçenin 10 katı olması; barıştan, demokrasi ve emek mücadelesi yapan demokratik kurumlara ve bunların aktivistlerine yönelik sindirme, korkutmaya yönelik gözaltı ve tutuklamalar!…

Ancak, Çetin Altan’ın dediği gibi: “Enseyi karartmak yok!” Biliyorum. Zor ve karanlık günlerden geçiyoruz. Tünelin ucundaki ışık göründü. İnanıyoruz ki; bu karanlık tünelden aydınlığa hep birlikte çıkacağız. Bu üzerimizdeki kapkara bulutları birlikte dağıtacağız. Unutmayın! Mücadele edemeyenler her zaman kazanamaya bilir, ancak kazananlar hep mücadele edenlerdir. Ülkede tam demokrasi gelene; bağımsız yargı, pozitif hukuk ve adalet tesis edilene; emek, kadın, basın, düşünce, sanat ve sanatçı özgürleşinceye kadar meşru ve hukuki mücadeleye devam…

Yazımı, geçmişte bir gazetenin eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile yapılan uzun bir mülâkatın kısa bir bölümünü sizlerle paylaşarak bitiriyorum.

Mülâkat şöyleydi: “ Hayatınız boyunca siz de hayranlık ve saygınlık uyandıran bir olay varmı?” diye sorunca, Abdullah Gül şu cevabı verir: “ Samimiyetimle söylüyorum… Ben en çok demokratların, solcuların mücadelesine saygı duyuyorum. Mücadeleleri ben de hep hayranlık uyandırmıştır; dayak, gaz, cop, tazyikli su yiyorlar; yıllarca işkence tezgahlarından geçtiler; uzun süren hapis cezasını bile göze aldılar; ama yine hiç yılmıyor, korkmuyor, mücadeleden de asla pes etmiyorlar. Bu nedenle bunların bu mücadelesine hem hayran kaldım, hem de saygı duydum!”
İşte, beni de en çok umutlandıran, mücadeleye çeken bizdeki demokrasi aşkı ile adalete,

hukuka olan inanç, insana, doğaya olan sevgi ve de mücadele azmidir.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mersin eskort
avcılar escort antalya escort ataköy escort ataşehir escort avrupa yakası escort bahçelievler escort bahçeşehir escort bakırköy escort beşiktaş escort beylikdüzü escort bodrum escort bursa escort eskişehir escort etiler escort fatih escort gaziantep escort halkalı escort izmir escort izmit escort kadıköy escort kartal escort kayseri escort kocaeli escort konya escort kurtköy escort kuşadası escort maltepe escort mecidiyeköy escort mersin escort pendik escort samsun escort şirinevler escort şişli escort taksim escort ümraniye escort denizli escort diyarbakır escort istanbul escort nişantaşı escort