24 HAZİRAN GENEL SEÇİMLERİNE DOĞRU- 5

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

           İnsanı yaşatan; hayalleri, ümitleri, ütopyalarıdır.

           Bu nedenle, herkesin bir yaşam biçimi, felsefesi ve hayata dair çizgisi ve hayalleri vardır.

           Benimde tıpkı diğer canlılar gibi kendime dair bir yaşam biçimim, çizgim, hayallerim vardır…

           Hümanistim; çünkü, insanları ve doğayı içindeki canlılarla birlikte severim, koruyup kollamaya çalışırım.

           Romantiğim; ama ben yaşadıklarım karşısında reailizme inanırım. Çünkü ülkenin gerçeklerini görmek, yorumlamak ve yazmak zorundayım..

           Ne yaparsanız yapın elinizde değil!

           Baskılı ortama ve tüm olumsuzluklara rağmen kafanızı deve kuşu gibi kuma sokamıyorsunuz, ya da bir başka ifadeyle üç maymunları oynayamıyorsunuz!

           Ya da kendinizi konjonktürel şartlara göre pragmatist bir tutum sergileyerek, sırtınızı bir güce yaslayamıyorsunuz.

           Bu sebeple ülkenin genel durumu ile ilgili dezenformasyon,  manipülasyon, asparagas haber analizi yapamıyorsunuz.

           Deniz bitti…

           Üretiminiz yok, ihracatınız durmuş, ekonominiz yıllardan beri  SOS veriyor…

           Alım gücünüz düşmüş, yaşam kaliteniz bozulmuş…

           Çalışanlar, emekçiler, köylüler açısından git gide açılan gelir uçurumu, gelir adaletsizliği…

          Kültürel yozlaşma, birbirine yabancılaşma…

           Kamplaşma, kutuplaşma, ayrışma…

           Kadın cinayetleri…

           Toplumsal barışımız bozulması…

           Doğanın talana açılması, çevrenin tahrip edilmesi…

           Bilime dayalı olmayan paralı eğitim ve paralı hale getirilen sağlık politikaları…

           500 kişilik iş alımına 150 bin kişinin başvurduğu gittikçe rakamsal olarak büyüyen istihdamsızlık…

          Aslında son yıllarda yaşadığımız bütün olumsuzlukları alt alta sıralamaya kalkarsam, biliyorum, her halde sayfalara sığmayacak gibi.

           Toplumu birebir ilgilendiren ve yaşamımızı güzelleştirecek ne varsa hepsi fakru zaruret içerisinde.

           İste böyle sosyal, ekonomik ve kültürel fakru zaruret hali, toplumun üzerinde  kendini iyiden iyiye hisettirdiği bir süreçte 24 Haziran seçimlerine gidiyoruz.

           Bizlerde  yaşadığımız bu kentin sokaklarından, evlerinden, işyerlerinden, çarşı- pazarından,  24 Haziran seçimlerine ilişkin partilerin seçim çalışmalarını ve oy kullanacak seçmenin heyecanı gözlemlemeye ve nabzını ölçmeye; ülkenin genel nabzını ise; sosyal medya üzerinden ve görsel, işitsel, yazılı basından takip etmeye çalışıyoruz.

           Açıkça söylemek gerekirse;  insanlarda hem  umut, hem de endişe hakim.

           Umut hakim diyorum:  İlk kez iktidarın kaybedeceği, muhalefetin ise kazanacağını duygusu oluşmuş insanlarda…

           Umut diyorum: seçmende  ilk defa  siyasal iklimin değişeceğini, mevsimin ilkbahar olacağına,  gamzelerinin üzerindeki “gülümse” melerinden anlıyorum.

           Türkiye insanı artık, gelecekten endişeli, yaşadıklarından bezmiş, yorulmuş durumda.

           16 yıllık AKP iktidarı kendiyle birlikte toplumun halet-i ruhuyesinde de aşındırmış, metal yorgunlukla birlikte metal paslanma ve metal çürüme açıkça kendini açıkça gösteriyor artık.

           İktidar tarafından açıklanan manifestonun geniş halk yığınları tarafından takdire şayan kabul edilir mi?.. İnandırıcılığı kaldı mı?..  Şayet başına bir şey gelmez ise( seçimler bir bahane ile  ertelenmez ise),  24 Haziranda hep birlikte yaşayıp göreceğiz.

           Artık bu net: toplumun büyük bir kesimi,  karanlıktan aydınlığa çıkış yolu arıyor.

           Halkın büyük bir bölümünde artık korku duvarları yıkılmış durumda. Yaşadıklarını tüm olumsuzluklarını artık korkusuzca haykıra biliyorlar.

           Yapmamız gereken, tez elden halkın tüm kesimleri ile buluşulmalı, kararsızlara gerçekleri anlatmanın yol ve yöntemini bulunmalı ve de tüm seçmenlerin sandıklara ulaştırılması,  sandıkların korunması noktasında tüm alınacak tedbirlerin bir kez daha gözden geçirilmesi bana göre elzem bir durumdur.

           Sürecek…

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir