24 HAZİRAN SEÇİMİNE DOĞRU

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

“Küçükken derdi ki, dadım: Çoğu gitti, azı kaldı/Büyüdüm, ihtiyarladım/Çoğu gitti, azı kaldı/Vur kazmayı dağa Ferhat/Çoğu gitti, azı kaldı /Kişne kır at, kişne kır at/Çoğu gitti, azı kaldı/Doğar bir gün/benim günüm/Çoğu gitti, azı kaldı/Kırk gün, kırk gece düğünüm/Çoğu gitti, azı kaldı/Ektik, ektik, yetişecek/Çoğu gitti, azı kaldı/Bütün yollar bitişecek/Çoğu gitti, azı kaldı/Bir gün anlaşılır şiir; Çoğu gitti, azı kaldı/Ekmek gibi azizleşir/Çoğu gitti, azı kaldı…”

Çoğu gitti mi, azı mı  kaldı orasını bilmem. Bunu 24 Haziranda hep birlikte yaşayıp göreceğiz.

Tek bildiğim şey; birçok şeyin artık hiç iyi gitmediğidir.

Bu bakımdan, bir şeylerin iyi gitmediği ülkelerde, iktidar değişikliklerine yol açan en önemli faktör ekonomide dibe vuruş ve yaşamdaki toplumsal sosyal dengenin bozulmasıdır.

Ülkedeki temel hak ve özgürlükler ile  kuvvetler ayrılığının geldiği hali buradan anlatmama, yazmama gerek  yok sanırım.

Özellikle Avrupa ve Latin Amerikan ülkelerinde yapılan seçimlerden de sık sık görüldüğü üzere:  partilerin siyasal felsefesine bakılmaksızın,  sırf ekonomik ve sosyal hayatın bozulması nedeniyle, çekirge bir sıçrar, iki sıçrar misali, gözlerinizin  yaşına bakılmadan sizi iktidardan baş aşağı eder, tarihin çöp sepetine gönderirler.

Bir kere ekonominiz ve toplumun sosyal yaşamı bozulmaya duruversin. İstediğiniz kadar milliyetçi ve hamasi nutuklar atın, dini söylemlerle halkın karşısına çıkın, sonuçta: Yandı Gülüm Keten Helva. Yani başka bir deyişle; artık para etmiyor.

Uzun süre kaldığınız iktidarınızda, toplumun sosyal yaşamını iyileştirecek uzun vadeli ekonomik programları hayata geçiremediğiniz zaman, kısa vade de hayata geçirmeye çalıştığınız ekonomik programlarınız ancak “Zevahir’i” kurtarmaya yeter; ancak, uzun vadede sizi kurtarmaya yetmez.

Ülke olarak seçim sathına girdiğimiz bu günlerde ekonomi ile ilgili ekonomistlerin açıklamış oldukları haberler hiç iç açıcı değil. Sadece ekonomik olarak değil; siyasal ve sosyal alanda da işler rayında değil.

İste,  bu sosyal, siyasal ve ekonomik ve de OHAL koşullarında yaklaşık 1,5 ay sonra sandığa gidiyoruz.

Seçimlerde yarışacak partilerin ajandalarından nelerin çıkacağı hemen hemen belli. Ancak, “şapkadan tavşan” çıkmayacağı da belli!

Adettendir,  Seçimin (ga)nimetinden mi olsa gerek,  beklendiği gibi, o gün muhalefet için imkansız ve ütopik olduğu ısrarla ilan edilen ekonomik vaatler,  bugünkü iktidar için ütopik olmamaktan çıkmış, adata olanaklı hale gelen seçim paketine dönüşünce, seçim vaat-i ile ilgili ilk hamle hükümet kanadından geldi.

İlk etapta açıklanan ve son meclise sunulan ekonomik pakette; 12 milyon emekliye, her iki dini bayramda biner bin lira ikramiyeden tutun, teşvik, imar, vergi affına kadar bir dizi düzenlemeler var. (ki tasarıda, ikramiyeden tüm emeklilerin faydalanıp faydalanmayacağı konusunda muğlaklık var)

Bu açıklanan ilk paketin dışından diğer hamlelerde muhakkak gelecektir.

Seçime kadar açıklanacak anketlerin,  ne kadarı bilimsel doğru veriler  üzerinden,  ne kadarı manipülasyon amaçlı algı oluşturmaya yönelik, onu zaman gösterecek, Ancak, her açıklanacak anketin, hükümeti yeni yeni seçimle sınırlı bir takım ekonomik vaatli paketler açıklamaya zorlayacaktır.

Temel amaç, seçim gününe kadar, hatta sandığa kadar, hem kendi seçmeni konsolide etme hem de başkalarından seçmen çalma!

Ne de olsa sath-ı seçimleri kazanmaya yeminli bir iktidar var!

Sürecek…

 

 

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir