Nihayetinden ittifaklar açıklandı; Milli, Cumhur ve bunlara karşı demokrasi, emek ve barış güçlerinin oluşturduğu bir de Sol ittifak…
İlk başlarda Cumhur ittifakına karşı, henüz adı konmamış, HDP’ nin de dahil edileceği bir demokratik ittifakın kamuoyuna açıklanacağı beklenirken, her ne hikmetse sihirli ve aynı zamanda derinlerden mübarek bir el olaya müdahale etti.
Etti de, ne güzel oldu. HDP ve dostları haricinde herkes derin bir oh, çekti.
İşte bu sihirli değnek ve de mübarek/derin el sayesinde, “Vebalı HDP” ile yan yana gelmekten her zaman imtina eden ve “ulusalcı tabanım ne der?” türünden çeşitli bahaneler üreten CHP, HDP’ yi dışarıda tutarak, İyi Parti, Saadet ve Demokrat Partinin içinde bulunduğu “Milli İttifak” protokolünü imzalayarak mutlu bir yüz ifadesiyle ittifakı kamuoyuna deklere ettiler.
Ne diyelim? Vatana millete hayırlı olsun!
Gözümüz yok!.. Gözü olanın gözü çıksın!.. Hatta, tüm ulusumuza mübarek olsun!.. Zaten iyi de oldu!.. En azından taşlar yerine oturdu!..
Böylece, ideolojik olarak aralarında az bir nüans olsa da, AKP -MHP’ nin oluşturduğu “Cumhur İttifakı” ile CHP, İyi Parti, Demokrat Parti, Saadet Partinin oluşturduğu “Milli İttifak” arasında seçmen kapma ve seçimlerden galip çıkma adına kıyasıya seçim “muhaberesine” tanıklık edeceğiz.
Şayet açıklanan anketler manipülasyon kokmuyorsa, seçmen ve seçim aritmetiğine göre her iki ittifakın da yüzde ellinin altında kalacağı rivayet edilmektedir.
Bu durum karşısında ortaya çıkan sonuca göre: demokrasi güçlerinin oluşturduğu Demokrasi ittifakı 24 Haziran’da kıran kırana geçecek seçimlerde kesin belirleyici güç olacaktır.
Daha açık bir ifadeyle, tabanının büyük bir bölümünü Kürt seçmeninin oluşturduğu HDP’ nin tavrı seçimin galibini belirleyecektir.
Açıkçası; her iki ittifak içinde HDP’ yi dışlamanın veya yok saymanın lüksüne de sahip değildirler. Artık, sosyolojim beni yanıltmıyorsa, burada her iki ittifakın bilmeleri gereken şeyin; artık Kürt seçmenin çantada keklik olmadığıdır.
Eğer derdiniz, mevcudun yerine iktidarı hedefliyorsanız, siyaset yaparken içinde bulunduğunuz konjonktüre ve realiteye uygun aritmetiksel seçim hesabını ve kitabını iyi yapmak zorundasınız. Bütün koşulları zorlamalısınız.
Henüz her şey için geç kalınmış sayılmaz.
İşte bu nedenle, HDP desteğinin olmadığı bir durumda seçimin seyri nasıl olacaktır; ben buradan bir kaçını hayrıma sıralayayım:
Birrrrr: HDP barajı aşmadığı zaman, HDP nin bölgede alacağı en az 60-70 milletvekili diiiirek “Cumhur İttifakına…”
İkiii: HDP barajı aşamadığı durumda, Kürt halkında müthiş bir duygusal kırılmaya, bu da duygusal travmaya dönüşeceğinden, 2. turda sandığa gidip gitmeme noktasında duygusal tereddütler yaşayacaklardır…
Bu durumda “Milli İttifakın” seçimleri kazanma şansı riske girecektir. “2. Tura kalamazlar nasıl olsa, HDP seçmeni 2. turda bize mecbur kalır” gibi bir düşünce yanılgıya sebep olur, bu da Üççççç.
Lafı fazla gevelemeden dobra konuşmak gerekiyorsa 3. güç olan HDP seçmeni seçimlerde anahtar ve belirleyicidirler.
Elbette ki, HDP seçmeni ve bileşenleri ile dostları; barıştan, emekten, demokrasiden, çevreden, kadından, hukuktan, eşitlikten, adaletten, laiklikten, temel hak ve özgürlüklerden yana özlemlerini yaşama geçirmek için bu düşünce ile sandığa koşacaklardır, bundan kimsenin kuşkusu olmasın.
Bu nedenle “Milli İttifak” daha açık ve seçik ve yürekten net konuşmalı.
Yoksa, “Sorunlara 3B çözümü. Yani Bursa’nın B’si. Üç B ile çözeceğiz. Bir; barışacağız. İki; Büyüyeceğiz. Üç; Bölüşeceğiz, yani adil paylaşacağız. Gönüllerde, yüreklerde, sokaklarda, meydanlarda barışacağız” gibi yuvarlak ve muğlak söylemlere inandırıcı gelemezsiniz. Demokratik Türkiye Demokratik Cumhuriyet gibi gerçekten samimi projeleriniz varsa, bu konuda tüm tarafları inandırmalısınız.
Unutmayın, ağzınızdan çıkacak her söz; partiniz ve şahsınız adına birer taahhüttür.
Yine tekrarlıyorum; henüz vakit geç değildir.
Herkesin unutmaması gereken en önemli nokta; bu seçimler Türkiye’ nin kaderini belirleyecektir. Yani, kaderimiz belirlenecektir.
Sürecek…