Hele bir sorun, neden? Turan DAL Yazdı

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Diyelim ki oldukça yoğun geçen bir iş günün ardından yorgun argın vardınız eve. Bir tas çorbanızı içtiniz ve birkaç parça ekmeğinizi yediniz. Sonrasında bir bardak akşam çayı. Baktınız ki geceleşen karanlık sizi epey alıp götürdü. Mayıştınız. Kalkıp yatağınıza geçtiniz. Sabaha karşı minareden ezan sesleri yayılmadan evvel “tak, tak, tak” kapınız çaldı. Ellerinde silahlarla emniyet güçleri kapıda. Üstünüzü giyindiniz ve açtınız kapıyı. Çoluk çocuk herkes kapıya doluşmuş. Daldılar içeriye. Adınızı sordular ve kelepçeleyip alıp götürdüler sizi. Gözaltında en az 10 gün kadar bekletildiniz. Gözaltlarınız artık şiş. Sigarasızlık bir başka bela ve “Neden buradayım?” sorusu kafanızda. Derken gelip aldılar sizi. Önce savcılığa ifadeye ardından mahkemeye çıkarıldınız. Yoğun şüpheli gözüktü kaşınız gözünüz diye tutuklandınız. Bekle, bekle, bekle… Koğuşlar tıklım tıklım. Hasta tutsaklar da keza çoğul. Dön düşün, dön düşün, dön düşün. Her keresinde yoğunlukta bulduğunuz yere serdiğiniz döşek ‘kayma düzeltme’ oynar sizle. Kafa kazıtma emri verilmiştir sabaha. Diren diren de nereye kadar. Kestirttiniz saçlarınızı. Bir gün sonra da bir başka emir ile gönderildiniz, Osmaniye’ye ya da Hatay’a. O da tamam. Bu sürede iddia makamı iddianameyi hazırlar. Mahkeme, ilk sunulan suçlamaları yetersiz görür galiba ve geri gönderir iddia makamına. “Bir kaç şeyle doldurun. Bunca gün tuttuk, ne için tuttuk” dercesine.

İddia makamı altı ay kadar bir sürede hazırlar iddianameyi. Altı ayda hazırlanmış iddianameyi okur hakim, “Örgüte üye olmak” , “Örgüt adına propaganda yapmak” suçlamaları diye. Çoğu kez hakim de bu suçlamalarda bir elini yanağına götürür, uzun uzun bakar size.
“Evet, bu suçlamalara ne diyorsun?” şeklinde bir veya birkaç soru sorar size.

Gözaltına alınmadan birkaç ay önce katıldığınız basın açıklaması veya açıklamaların kanuna aykırı hiç bir durum teşkil etmediğini ve katılımınızın demokratik bir hak olduğunu söylersiniz. Ayrıca basın açıklamalarında talepte bulunduğunuz konuların herhangi bir terör örgütü ile bağdaştırılmasının yanlış olduğunu, açıklamalarda iş güvencesi, çocuklarınızın eğitim şartlarının iyileştirilmesi ve sağlık güvencesinin arttırılmasına yönelik talepler istediğinizi sözlerinize eklersiniz. İddia makamı karşı çıkar bu sözlerinize. Yeşilçam dizilerinde değişmeyen sonlar vardır. Onun gibi düşünün işte. Hakim size beraat vermek ister. Çünkü elinde suçlamaya açık hiç bir delil yoktur. Bir fotoğraf vardır yalnızca. Onda da güzel poz vermişsiniz fotoğraf makinesine. Gamzeleriniz dahi çıkmıştır fotoğrafta ama işte, suç teşkil edecek bir durum yoktur ortada.
Hakim iyice düşünür. Kararını verir. Alimallah ‘kaçarsınız’ diye tedbir amaçlı adli kontrolle tahliye verilir.

Şimdi buraya kadar her şey çok güzel. Eyvallah, az çok biliriz bu durumları.
Ama altı ay suçsuz sebepsiz yattınız.
Neden sorgulanmıyor bu durum diye sormak yanlış olmasa gerek.
Bir insan suçu ispatlanmadan altı ay neden yatıyor? Madem yatıyor; buna sebep olan, suçsuz iken suç yüklemeye çalışan her kimse, neden sorulmuyor?

“Sen bu ülkeden, huzurdan ne istiyorsun?” diye.

Sorulmasın mı, niye?

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir