Bu sahne izleyicilerin beynini acıtıyor.
Amerika da 1885, ’86, ’87 yıllarında yapılan işçi eylemleri, 15-16 saat çalışma yerine 8 saat çalışma hakkının ve 1 Mayıs birlik- mücadele-dayanışma gününün temellerinin atıldığı yıllar olur. İşçiler çok ağır bedeller öder. İşçi grevlerinde patronların kurduğu kalleşçe pusular sonunda onlarca işçi katledilir. En son işçi mitinginde, yine patronlar tarafından planlandığı sonradan ortaya çıkan, bir çok işçinin yaralanmasına, birkaç polisin ölümüne neden olan bombalama olayından 8 işçi önderi idamla yargılanır. Bu yargılama 1.5 yıl sürer. 1.5 yıl boyunca işçilerin haklılığını yok etmek için akla-hayale gelmeyecek yalanlar tezgahlarlar. 8 işçiden biri kaldığı hücreye bomba atılarak öldürülür ve “bombacı bombayla intihar etti” diye halka duyururlar. 4 işçinin idamı 1887 yılı son baharında onaylanarak idam edilirler.
Birkaç polisin ölümüne neden olan bombalama olayı bahane edilerek yargılanan, 8 işçi önderinin mahkemede ki son sözleri şöyle olur:
*Mahkeme salonunda; bir eyalet savcısı, 3 yargıç, 8 sanık vardır. Baş yargıç GARY, sanıkların adlarını okur: Hükümlü sanık Albert Parsons, August Spies, Louis Lingg, Samuel Fielden, George Engel, Adolph Fischer, Oscaar Neebe, Michael Schwab!
Mahkeme heyeti karar celsesinde son sözlerinizi dinleyecektir.
Albert Parsons -Biz bu ülkenin kanunlarına karşı gelmedik. Ne ben, ne de arkadaşlarım Amerikan vatandaşlarının herhangi bir yasal hakkını ihlal etmedik. Konuşma özgürlüğüne, toplanma özgürlüğüne tecavüz edilmeyeceğinin hakkını savunuyoruz. Anayasanın tanıdığı nefsi müdaafa hakkını savunuyoruz. Ve iddia makamının, Amerikan halkının çok pahalıya kazandığı bu haklarını elinden almasına karşı çıkıyoruz. Ama iddia makamı, yedi adama ölüm cezası istemekle zafer kazandığını sanıyor…
Baş yargıç GARY’i sanıkların adlarını okumaya devam ediror.
August Spies -Bu mahkemenin önünde ve devletin temsil etmesi gereken halkın önünde, Eyalet Başsavcısını ve polis müdürü Bonfield’i cinayet işlemek üzere uydurma bir dava tezgahlamakla suçluyorum…
Louis Lingg -Sizi tanımıyorum! Sizin kanununuzu, nizamınızı, kuvvete dayanan yetkinizi tanımıyorum! Bu yüzden asın beni!..
Samuel Fielden -Bir yanım var ki öldüremezsiniz!..
George Engel -Hakları yalnız imtiyazlı sınıflara göre ayarlayan ve işçilere hiç hak tanımayan hükümete ve onun kurumlarına saygım yok benim.
Michael Sehwab -İdealimizin bu yıl ya da gelecek yıl gerçekleşmeyeceğini biliyorum, ama mümkün olduğu kadar yakın bir gelecekte. İleriki bir yılda gerçekleşeceğini biliyorum.
Oscar Neebe -Evet işlediğim suçlar şunlar: Evimde bir revolver ve bir kızıl bayrak buldular. İşçi sendikaları örgütledim. İş saatinin azaltılmasından, işçilerin eğitilmesinden ve işçi gazetesinin yeniden çıkarılmasından yanaydım. Bomba atmak olayıyla ilişkim olduğunu ya da bombanın yakınında, yanında olduğumu gösterecek hiç bir delil yok. Çok üzgünüm, sayın yargıç-yani, mümkünse yapabilirseniz rica edeceğim-yani beni de asmanızı; çünkü yavaş yavaş ölmektense, ansızın öldürülmek daha şereflidir. Ailem, çocuklarım var, mezara gidip diz çökebilirler; ama hapishaneye gidip hiç işlemediği bir suçtan dolayı mahkum edileni göremezler. Söyleyeceklerim bu kadar. Sayın başkan arkadaşlarımla birlikte asılmayacağıma üzgünüm.
Mahkeme bitmiştir. Ertesi gün gazeteler: Haymarket sanıklarının idama mahkum edildiğini yazar. İzleyiciler, Parsons, Engel, Spies, Fischer’ın; dört işçi önderinin, dört idam sehpasının önünde durduğunu görmektedir. Zihinlerinden mücadele eden kitleler geçer.
“sekiz saat iş, sekiz saat dinlenme, sekiz saat canımız ne isterse!..”
“Birlikten Kuvvet Doğar, Kuvvetten İktidar…”
“İşçilerin Birliği Sermayeyi Yenecek…” Sloğanları dünyanın her tarafında yankılanır…
Ve sonra, idam sehpasının altında, sandalyenin üstünde: SPİES’in konuşması duyuluyor: “Öyle bir zaman gelecek ki, bizim suskunluğumuz, sizin bugün ipe çektiğiniz seslerden daha güçlü olacaktır.” Cellat sandalyeyi çeker!.. Ertesi gün sahneyi Rusya’nın işçileri doldurur.
Bu idamlardan 85 yıl sonra Türkiye de, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’ın da suçsuz yere idam edildiklerini düşünmeden edemezsiniz…
*Kaynakça: 1-İşçi Sınıfı Tarihi Kuczynski Jürgen. E yayınları. 2- Fırtınadan Sonra, Howart Fast. Oda yayınları. 3- 1 Mayısın Doğuşu, H. Budak.