31 Mart ‘Mahalli Idareler Genel Seçimleri’nde Saadet Partisi Mersin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Avukat Erdal Alkan, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan Yargı Reformu Stratejisi’ne ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Yargıda bağımsızlık ve tarafsızlık sorunu çözülmeden parlak sözlerin bir anlamı yok” dedi.
2019-2023 dönemini kapsayan Yargı Reformu Stratejisi, geçtiğimiz hafta perşembe günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklandı.
Uzun istişareler sonucunda hazırlandığı kaydedilen ve Avrupa Komisyonu’nun 2019 yılı Türkiye raporunu açıklamasından bir gün sonra kamuoyuna duyurulan paket, dokuz ana başlıktan ve 256 faaliyetten oluşuyor. Bu strateji paketine ilişkin 31 Mart yerel seçimlerinde Saadet Partisi Mersin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan Avukat Erdal Alkan’ın görüşlerine başvurduk.
“YARGIYA GÜVEN MINIMUMA INDI”
-Cumhurbaşkanı Erdoğan 2019 yargı reformu strateji belgesini açıkladı. Siz bir hukukçu olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?
Alkan: Türkiye’de birkaç senede bir ambalajı güzel ancak yargının esas sorunlarını çözmekten uzak, bazı paketler açıklanır. Bunların içeriklerine, vaadlerine baktığınızda çok güzel bir içeriğe sahip olduklarını görürsünüz. Ancak değişiklikler yapılır, devasa adliye binaları yapılır, binlerce hakim savcı alımı yapılır fakat esas sorun bir türlü çözülmez. Yargının esas sorunu bağımsızlık ve tarafsızlığın bir türlü sağlanamamasıdır. Tüm mevzuatın, devasa adliyelerin, binlerce yargı personelinin amacı adaleti sağlamaktır. Ancak biz, tüm bu imkanlara rağmen Türkiye’de adaletin sağlandığını, bağımsız ve tarafsız bir yargıya ulaşıldığını göremiyoruz. Tüm bu imkanlara, reformlara rağmen adalete ulaşılamıyorsa, davalar halen yıllarca sürüyor ise esas problemin çözüldüğünü söyleyemeyiz. Örneğin yargının daha hızlı işlemesi amacıyla İstinaf Mahkemeleri kuruldu. Fakat İstinafa giden davaların yaklaşık bir sene sonra zar zor döndüğünü görüyoruz. Ve eğer bu dava Yargıtay incelemesine tabi bir dosya ise davanın bitmesi minimum 5 sene gerektiriyor. Geciken adalet, adalet değildir. Yargının diğer ve esas problemi ise hakimlerin bağımsız karar vermesinin, her dönem bazı çevrelerin müdahalesi ile engellenmesidir. Maalesef özellikle son yıllarda görüyoruz ki Yargıya güven minimuma düştü. Kamuoyu yargıya güvenmiyor. Bu algının haklılığına sebebiyet veren yüzlerce örnek var çünkü. Yargının bu iki esas meselesini çözmediğiniz takdirde Avukatlara Yeşil pasaport, hakimlere özel uçak da tahsis etseniz değişen bir şey olmaz.
“AVUKATLARIN SIKINTILARI ÇOK BÜYÜK”
-Peki Sayın Başkan paket içeriğinde sizce olumlu olan amaçlar, hedefler nelerdir?
Alkan: Yeni strateji belgesinde yargılamalarda Avukatların etkinliğinin artırılmaya çalışıldığı görülüyor. Bazı işlemlerin Yargıya intikal etmeden Avukatlar tarafından çözülmesinin amaçlanması hem yargının iş yükünün azaltılması hem de avukatların etkin bir unsur olması anlamında çok önemli. Ayrıca Hukuk Fakültelerine giriş için sınavda ilk 100 bin’de olma şartı da hukukta kaliteyi artıracaktır. Ayrıca vatandaşlara, Avrupa’dakinin benzeri bir hukuki güvence sigortası yapılacak olması da güzel bir gelişmedir. Bu şekilde vatandaşlar daha uygun bir ücret ile hukuki yardım alabilecekler.
Demokrasisi gelişmiş, hukuka bağlılığı yüksek olan tüm ülkelerde Avukatların yargı mekanizması içerisindeki gücü ve rolü çok fazladır. Bunun Türkiye’nin önemli bir eksiği olduğu görülmelidir. Avukatların sıkıntıları çok büyük. Özellikle genç avukat kardeşlerimiz neredeyse geçinemeyecek derecede bir ekonomik güçlükle karşı karşıyadır. Bunun çözülmesi gerekir. Barolar Birliği’nin de Barolar’ın da esas amacı bu olmalıdır. Yeteri ekonomik gücü olmayan avukatlara Yeşil Pasaport verilmesini alkışlamak Barolar Birliği başkanına yakışmaz. Ona yakışan meslektaşların esas sorunlarına eğilmek, çözmeye çalışmaktır. Yeşil pasaport önemlidir ancak esas sorunları çözülmüş avukatlar için önemlidir. Anladığımız kadarıyla Yeşil pasaport da sadece kamu avukatları için öngörülüyormuş.