ANNE YAĞMUR MU YAĞIYOR?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Gök gürültüsünü andıran bomba ve roket patlamalarına eşlik eden kurşun sesleri gecenin karanlığını aydınlatırken uykusu paramparça edilmişti Jiyanın.. kalkıp yatağına oturdu ve yanı başındaki annesinin yatağına baktı. Yatak boş duruyordu. İçerisi zifiri karanlık ve korkuyordu. Ürperdi bir an ve küçücük yüreği titremeye başladı..
Tam ayağa kalkıp diğer odalarda annesini aramayı düşünürken birden korkunç bir bomba daha patladı ve karanlık oda aydınlanmıştı. O an annesinin camın önünde perdeyi aralayıp dışarıya baktığını fark etti. Yanına gidip eteğine sarıldı.
–Anne yağmur mu yağıyor ? dedi. Annesi korku dolu titrek bir sesle :

–Gök gürlüyor, az sonra yağmur yağacak ! diye yanıt verdi. Küçük Jiyan yatağına döndü ve hala camın önünde dışarıya bakan annesi ile konuşmaya başladı.

–Babam giderken bana, “Yağmur yağınca döneceğim!” demişti. Belki bu gece gelir ! diyince annesinin yüreğinin orta yerine bir yumruk gibi çökmüştü Küçük Jiyan’ın bu sözleri..

Karanlıkta sessiz bir şekilde ağlarken göz yaşlarını yaralı yüreğine akıttı kadıncağız.

Küçük Jiyanın babası Seyithan Kobani’ye saldıran itleri püskürtmek için savaşmaya gitmişti. Sonraki günlerde bomba yüklü bir aracın patlaması ile bedeni paramparça etrafa dağılmıştı. Bir mezarı bile olmamıştı. Bu yüzden babasının ölümünü küçük jiyan’a söyleyememişlerdi. Her sorduğunda “Yağmur yağınca gelecek!” demişlerdi ona..

Küçük jiyan hep gökyüzüne bakıyor ve bulutların bir an önce içlerinde taşıdıkları yağmur damlacıklarını yer yüzüne boşaltmalarını istiyordu. Çünkü yağmur yağarsa babası gelecekti, onu çok özlemişti. Her zamanki gibi kucağına oturup kapkara kocaman bıyıklarını sevecek ve, “Büyüyünce benim de böyle kocaman bıyıklarım olacak” diyecekti.
Bazen geceleri pencereyi açıp gök yüzünü seyrederken annesini çağırıyor ve gök yüzündeki bulutları göstererek:

–Anne bu bulutlardan yağmur yağar mı? diye sorardı. Annesi bazen duymamazlıktan gelir, bazen de, “Yağar belki !” derdi.
Kimi geceler uyku tutmazdı küçük Jiyan’ı, kalkıp pencereden gökyüzünü seyrederdi saatlerce ve yağmurun yağmasını beklerdi. Beklediği yağmur yağmayınca içine bir hüzün çöker ve yatağına dönerdi. “Bu gece de gelmeyecek !” diyerek özlemini çektiği yağmurlar bulutlardan değil ışıl ışıl parlayan gözlerinden küçücük yüreğine dökülürdü..
Bir gece kulakları sağır eden bir patlama ile evleri harabeye dönmüştü. Küçük Jiyan’ın her tarafı kanlar içinde kalmıştı. Annesi de yaralanmış ve yerde sürüne sürüne Jiyan’ın yatağına gelmişti.Oğlunu kanlar içinde görünce feryadı basmıştı. Küçük jiyan zorla gözlerini açtı ve annesine gülümseyerek :
–Anne bak gök gürlüyor ! bu gece yağmur yağacak ve babama kavuşacağım ! diye sayıklarken, annesi onu kucakladı ve harabeye dönmüş odalarının karanlık bir köşesine götürüp yere çökerek oturmuştu. Yine korkunç patlama sesleri duyulunca annesine fısıldadı:
–Anne pencereye gitsene bir bak kulağıma yağmur sesi geliyor ! dedi. Annesinin sözleri acı bir son ninni gibi kulaklarda kaldı.
–Evet oğlum yağmur yağıyor ! Zulüm yağmuru bu ! sadece Kürdün üzerine yağan zulüm yağmuru bu.. !!

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir