ASMİN VE İLKEM… BİR YAŞAM VE BİR İNSANLIK ÖYKÜSÜ…
“Yaşamak varken ölüm niye/yaşamaya inat yürü celladın üzerine üzerine/bir bak gökyüzüne güneşi göreceksin/sen gece yıldızı değilsin ki yaşamdan kayıp gideceksin/
Yaşamak varken ölümden bahsetmek niye/yaşamaya inat yürü celladın üzerine üzerine”
Dostluklar üzerine kurulu bir yaşam, yaşam üzerine kurulu bir dostluk öyküsüdür, benim anlatacaklarım.
Toplumsal yozlaşma/çürümenin zirve yaptığı, dayanışma duygularının dibe vurduğu, iyiliğin yerine kötülüğün hakim olduğu, yaşama karşı ölümün kutsandığı dönemi yaşadığımız şu günlerde, insanın umutlarını yeşerten bir insanlık öyküsüne tanıklık edeceğiz hep birlikte…
Öykümüzün kahramanları Asmin ve İlkem…
Asmin; Batmanlı bir ailenin 26 yaşında, henüz hayatının baharında, pırıl pırıl bir genç kızımız. İlkem ise, Türkiyeli Amerika’da yaşayan iktisatçı/ekonomist bir iş insanı.
İsterseniz Asmin’ in hikayesinden başlayalım öykümüze ;
Henüz hayatının baharında, akciğer kanserine yakalanıyor Asmin. Genç yaşta yakalandığı bu amansız hastalığını öğrenir öğrenmez dünyası yıkılıyor, yaşamak isterken delicesine. Maddi imkansızlıklar içerindeki ailesi de, gözlerinin önünde ellerin arasından kaymakta olan evlatlarını yaşatmanın çabası içerisinde belki de bir umut diyerek sağa sola koşuşturuyor çaresizce. Türkiye’deki tıbbi olanaklar Asmin’in tedavisine deva olmuyor. Artık, Türkiye’de umutlar tükenmiş, Asmin’e ömür biçilmiş, çaresizce gün saymaya başlıyor sevenleri
Tüm umutlar tükenmişken mucizevi bir el, ta okyanus ötesinden, Amerika’dan uzanıyor Asmin’e. Henüz hayatının baharında, hayata doymamış, Asmin mutlaka yaşatılmalıydı.
O insanlık abidesinin adı İLKEM!
Asmin’ in hastalığını ve çaresizliğini öğrenir öğrenmez, İlkem’i kanatlarına takıp alıp uçuruyor gökyüzünde bulutların üzerinden; önce Fransa’ ya, oradan da kanserin tedavisi ile ünlü Güney Amerika ülkesi Kolombiya’ya. (özel ambulans uçağıyla masrafların tamamını buraya yazmayayım, siz tahmin edin, bedeli İlkem tarafından karşılanıyor.)
Evet, uzun süren tedavi maratonunun arkasından mucizevi bir şekilde Asmin hayata dönüyor, o artık ölmeyecek! Asmin yaşayacak! Sevecek ve sevdikleriyle beraber olacak. Kırlarda özgürce koşabilecek, kuşların kanat çırpışını görecek, ötüşünü duyabilecek. Asmin gülecek, kelebeklere, kır çiçeklerine ve sevdiğine dokunabilecek; sevdiği de ona!..
Asmin; aşk adına, sevgi adına, mutlu yarınlar adına masmavi gökyüzüne rengarenk balonları elleriyle bırakacak!
Elbette ki Asmin’in yaşatılması, hayata döndürülmesi çok önemli ama benim gözümde asıl kahraman İlkem’dir.
İlkem; bir insanı yaşatmanın mutluluğu içinde harcadığı paraya ve zamana bakmadan Asmin’e destek olan kahramandır. O, o kadar da mütevazidir ki hoşlanmaz öyle yaptıklarının sağda solda anlatılmasından. Bana da uzun ısrarlarım sonunda bu olayı köşeme taşımama izin verdi.
Asmin artık yaşıyor. İlkem de bir insanı yaşatmanın mutluluğu içerisinde yaşıyor; huzurlu. Dünya İlkem’ leşse, Asmin’ler genç yaşta ellerimizin arasından kayıp gitmesinler diye. O; benim gözümde nesli tükenmekte olan bir insanlık abidesi, bir dost, bir yoldaş. Sen ve senin gibiler çoğaldıkça insanlık yeniden kendi değerleri üzerine oturacaktır. Sağlık ve mutluluk seninle olsun! Yolun açık olsun insanlık abidesi.
İyi ki varsın, iyi ki seni tanıdım İlkem. Yüreğimize su serptin, güneş oldun, umut oldun…
İnsanlık adına insanı yaşatanlara, İlkem’ lere bin selam olsun!