BAĞIŞLAMIYORUM

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ceyda Aycan, Elham Atıfı, Fatma B. , Fatma Khillo, Gülhan Güler, Halime Sadad, Hüsnü Sarıkaya, Neslihan Kaya, Selva Hidir, Semiye Beyoğlu, Serpil K., Zeynep Fedakar, Media Akdağ. Asiye Kılıçer, Ayşe Başaran, Ayşe Şahin, Bedia B., Behria Aljalmound, Cansu Özdağ, Ebru Çetinkaya, Fadime Korkmaz, Gamze Kuru, Ganime Varsak, Gizem Eşit, Hatice Koç, Hatice Y. , Hürü Temiz, Leyla Karal, Melek Ketman, Melike Çetinkaya, Nisrin Kirdi, Sefika Sever, Serpil Halat, Zuhal Kırlangıç. Aynur K., Cennet Esen, Filiz Bolkan, Gül Gülizar Ayalp, İlknur Ç., Kristina, Kübra Fırat, Lale Yanık, Muradiye Bektaş, Müzeyyen Laçin, Yryskul Zheenbek Kyzy. Betül Altıntaş, Deniz Arinç, Derya Çolak, Elif Tul, Esen Dülger, Hanife Bicil, Kübra Nur Yılmaz, Öznur D. Rezzan Gündoğan, Rona Güllü, Serpil Ertekin, Sevil Bektaş, Sevinç A. , Şenur Topdemir, Türkay İsayova, Vicdan Özetçi, Zübeyda Kamay. Ayşe Karahan, Aytekin Muzmun, Çiğdem Alpaslan, Derya Kuru, Gonca Aksakal, Gülhizar Ersöz, Hanife Akdişli, Havva Sakin, Hülya Büyükkaplan, İmran Kandemir, İpek Yılmazcan, Kıymet Özkan, Mühibe E., Nazihe Temel, Nezihe Uçar, Nilay Güngör, Nurhan Doğan, Pınar Çelik, Rümeysa Sakin, Satı Fındık, Seher Çetindaş, Selver Kaya, Sezen Alkan, Suna Doğru, Şule Çet. Ayşe Aruk, Dima Ashalem, Döne Aksu, Elif Kaya Yavuz, Emine Selim, Esra K., Fadime Y., Fatma Fağırci, Fatma Gülistan, Gülsüm Köse, Gülşen Yakar, Heyran Hüseyinova, Melek Sarkarbalkanıgeçen, Meryem Aydoğdu, Müge Çoban, Neşe Üçücü, Nur Ş., Nurşen E., Oya Öztürk, Özgül Uçaçelik, Rafiye Ata, Sevgi Aslan, Sevilay Aka. Aysel Kurt, Ayşegül Çelik, Emine Karakılıç, Fehime Küçük, Filiz Yahya, Gülşen Narşap, Güneş Karaçuban, Hatice Uzun, Kader Key, Karin Ellen Hitzel, N.Ö., Saibe Yükselir, Simge Süreyya Can, Şükran A., Ümmü Akbaş, Z.İ.Zemzem Selver, Zübeyde Demirbozan, Zümrethen Kutluay Ayşegül Güneştaş, Bahar Saluğu, Belma Yavuz, Cahide İnan, Elif E. Esra Ateş, Gülşen Eken Bulut, Hasret Soylu, Huluud Hemdos, Işıl Kaya, Kübra Oğur, Melak Akta, Mine İ., Nazıra Bajanova, Nuriye Yasak, Sarıgül HamaratSevgi Arslan, Sevim Taşdemir, Türkan Güneştaş, Veslie Kaya Aynur Gedik, Bedriye Kargı, Birsen Ş., Elif Parlakyıldız, Emine Orki, Esma Aksakal, Fulya Arpat, Gönül Demir, Güneş Çağraş, Hanım İzollu, İmane Marras, Jale Çağlar, Makbule Kocaman, Nuray Çil, Nurten Avat, Pakize Kurt, Sezen Aslanbaba, Suna Özbey, Şengül Sezgince, Tuğba Yıldırım, Zehra Kaya, Zekiye Keleş. Ayşe Özcan, Cemile Kızıltaş, Dilek Marabi, Elmas Demir, F.Ş, Fatma Güraslan, Hamide Çavdar, Havva Çay, İkram D. , Khomedova Mekhriboni, Media Hasan, Meryem Karaca, N.Ç, Özlem Meşeli, Özlem Uçar, Şevval Sürgün, Şeyda Ayyıldız, Turna Gül Çuntar, Ümmühan Taşpınar, Ziynet Terzi,Cemile Kılavur, Emine A., Emine D., Günay Torun, Hanife Babayiğit, Naili Nutfulliana, Nazan Dedeoğlu, Özlem Çınar, Rahime Gencer, Samiye Ö., Sedef Şen, Sezen Serpil, Sibel Akpınar, Songül Güleçyüz, Zahide Oğuz.

 

İsimler birbirine benzer, oysa soyadları… Onlar insanların özgürce çizemedikleri kaderleridir. Bu alın yazısından kastettiğim elbette doğmatik anlamda, yaşanılan hayatlar değil! Hele ki mevzu bahis kadınsa önüne geçilmez, elle tutulmaz, gün gelir savaşılamaz yollar olur. Bu isimler yalnızca 2018 yılında erkekler tarafından öldürülen ve resmi kayıtlara geçmiş kadın ve kız çocuklarının isimleri. Beyaz gömleğin, ucuz bir kravatın nelere kadir olduğunu film izler gibi seyrettiğimiz bu memlekette yas tutmanın, acıyı bölüşmenin, ölü kadınlar çetelesi tutmanın bize ekleyeceği bir şey kalmayacak sanki. Her geçen gün erkliğin daha fazla egemen olmaya çalıştığı hayatlarımızı diri tutmak, itiraz edebilmek, dur diyebilmek, silmek, baştan yazmak, başarmak, üretmek, kazanmak, çoğalmak, çoğaltmak adına ortak dil, ortak eylem, ortak çözümlerden yana tavır almak, yan yana yürümek, birbirimizin şarkılarına eşlik edip birlikte yepyeni şarkılar söyleyebilmek, korumak, kollamak, yani el ele yol almaktan daha kıdemli ve daha değerli bir yol olabilir mi? Geceleri, sabahlar kadar sahiplenmeyi ortadoğu lügatına geçirmek gibi büyük iddiamız varsa, birbirimizi severek başlangıç yapmak hiç de zor olmasa gerek. Erkliğin ve o muktedir düşüncenin mağdur ettiği tüm kadınlar, çocuklar ve LGBTİ’li bireyler adına bu en önemli borcumuz olmalı…

Denizi bir kez daha göremeyecek, sevdiklerine dokunamayacak, bir kez daha aşkı tadamayacak, haz aldığı hiç bir şeyi son kez dahi yapamayacaklar adına buna mecburuz. Ve bu mecburiyet güzel…

Sahi neyi bağışlayacağım, Adımı son kez söylediğin o a’nı mı? Son kez izlediğim düşüşünü mü bir yaprağın… Yoksa bizi hiç sevmeyen Tanrı’yı mı? Sahi kader dedikleri ben miyim? Boğazımı düğümleyen ellerin mi? Ne çok yakın ne de uzak kesişmeler mi? Sahi ölürken bile öğrenir mi insan hiçliği? Ya da hiçlikten kalacak sonraları…

 

Maviyi artık göremeyecek olmayı, Al’a ve aşka el sallamayı?

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir