Beylikdüzü escortdeneme bonusu veren bahis sitelerideneme bonusu veren sitelerkuşadası escortmalatya escorthttps://1baiser.com/escort/parissexemodelizmir escortdeneme bonusuAnadolu Yakası Grup Escort Bayanlaresenyurt escortdoeda.oneankara escortsugar rush oyna
porn list

Ben ve cam silici çocuk

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Kalabalık bir aileydik. Kalabalık bir ailenin iki katlı evlerinin birinci katında oturuyorduk. Ev sahibimiz, el arabasında balık satıyor, aynı evde oturan evli oğlu el arabasında seyyar ciğer, kebap işi yapıyordu. Ev sahibine özendiğimden değil, çaresizlikten işportacılık yapıyordum ben de. Hem de kentimizin en işlek caddesi Hastane caddesinde. En seçkin markalar ve mağazalar komşumdu benim. Yürümeyi çok sever, değişik sokaklardan yürürdüm. Kimi zaman durur, bir seyre dalardım. Kentin kalabalığında yitip giden kendimi ve benliğimi arar dururdum. Gelirken ayrı, giderken ayrı yollardan yürürdüm. Bu bir tedbir miydi yoksa eski bir alışkanlık mı? Bilemedim. Sürekli birileri takip ediyormuş gibi yürüyordum yollarda. Arkamdan değil hep önümde yürüsün isterdim gölgem. Kalabalık ailelerin oturduğu en merkezi, en eski ve en gecekondu mahalleleri oldu mekânım. İç içe geçmiş yarı baraka ve sonradan eklemeler ile büyütülmüş sıvasız briketli mevsimlik işçilere kiraya verilen ilkel pansiyon evleri. En çok kedinin, köpeğin çöplüklerinde beslendiği mahallem. Soba bacalarından çaput, lastik, yağlı karton, biraz odun ve biraz beleş kömür kokusu yayılan, talihsiz havası en kirli mahallem. Caddede yan yana dizilmiş yedi, sekiz katlı binaların arkasına utancından saklanmış gibi duran yarı gece kondu mahallem. Sabah erkenden uyandım. İşe gitmek üzere hazırlandım. Bıyıklarımı bürdüm ve saçımı taradım. Birazcık limon kolonyasından dökündüm.

Ayakkabılarımın tozunu aldım. İşportacı değil de bir devlet dairesinde şef memur edasıyla sessizce kapının kilidini çevirdim. Avlu kapısına yöneldim.
Açarken ses çıkarmasın diye kaldırarak kendime doğru çektim kapıyı, ayni titizlikle kapatırken kapıyı gözüm üst kattaki pencereye takıldı. Selvi boylu büklüm büklüm saçlı bir güzele gönlümü kaptırdığımdan habersiz perdeyi aralamış üst pencereden beni izlemekteydi ev sahibimin kızı. Sokak yeni yeni aydınlanıyor, sessizliği işe gitme telaşındaki işçiler, okul çağında ki çocuklar, hale yetişecek at arabaları, seyyar satıcılığa çıkacak el arabaları bozuyordu. Mahallemizin bakkalına günaydın diyerek hayırlı işlerinin olmasını diledim. Simit fırının önünde ellerinde tepsiler ile simit bekleyen simitçilerle merhabalaşarak hal, hatır sordum. Sitem doluydu simitçiler. “Zabıtayla köşe kapmaca oynuyoruz abi. Sanki çok iş var bir de onlar uğraşıyor bizimle.” Bende mekanıma giderek 50-60 santimetre ebadında katlanır masa gibi katlanan tezgahımı ayakkabıcı Muhittin’in dükkanından aldım. Kenarına çakılı çivilere tesbih, tırnak çakısı, anahtarlık maskotları taktım. Cımbızı, aynayı, tarağı tezgahın önüne dizdim. Diğer malları özenle görülür bir şekilde tezgaha dizdim. Günlük gazetemi okumaya başladım. Bir taraftan da sokağı gözlüyordum. Tanıdık bir yüz gördüğümde gazeteyle yüzümü kapatıyordum. Yaptığım işten mi utanıyordum bilemedim. Sokağımızın en çilekeş, en zahmetli işçisi cam silici çocukta bir yoğurt kutusuna doldurduğu köpüklü suyu trafik ışıklarının dibine koymuş, ıslak bezi elinde, kuru bezi cebinde, trafik ışıklarında duran arabaların önüne atlayarak arabaların aynasını ve ön camını silmeye çalışıyor. Ancak bazı araba sahipleri bozukluk biraz para verip “tamam. sağol silme” diyor, bazı araba sahipleri de acımasızca azarlıyor ve hakaret ediyor, “hadi lan! dokunma arabama kirletiyorsun arabamı” diye söyleniyorlardı. Bu azarları duymazdan geliyordu cam silici çocuk. Arabalar arasında koştururken yara bere içinde kalmış canının acısını hissetmiyor gibi ışığın kırmızıya dönmesini sabırsızlıkla bekliyordu. O esnada zabıtadan kaçan seyyar el arabasından, küçük torbalara doldurulmuş renkli şekerlerden, bir torba şeker aldı. Şekerleri acımasızca dişleri arasında ezerek yutkunmaya başladı. Oysa ışık kırmızıydı. Cam silici çocuk torbada son kalmış şekerini elinin arasına alarak uzun uzun baktı. Hiç şeker yememiş gibi dili ile yaladı, özenle ağzına aldığı şekerini ağzında evirdi, çevirdi. Yemeye kıyamıyordu şekeri çünkü bitmesinden korkuyordu şekerinin.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mersin eskort
avcılar escort antalya escort ataköy escort ataşehir escort avrupa yakası escort bahçelievler escort bahçeşehir escort bakırköy escort beşiktaş escort beylikdüzü escort bodrum escort bursa escort eskişehir escort etiler escort fatih escort gaziantep escort halkalı escort izmir escort izmit escort kadıköy escort kartal escort kayseri escort kocaeli escort konya escort kurtköy escort kuşadası escort maltepe escort mecidiyeköy escort mersin escort pendik escort samsun escort şirinevler escort şişli escort taksim escort ümraniye escort denizli escort diyarbakır escort istanbul escort nişantaşı escort