BENİ BUL ANNE!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Şair Nevzat Çelik’ in Cezaevinde yazdığı şiirini o nefis yorumuyla dinlediğim bir Ahmet Kaya şarkısı vardır: “Saçlarına yıldız düştü koparma Anne…”

İlk dokunuş, ilk nefes alışımız, ilk mutluluğumuz onlarla başlar…
Acılarımızı, hüzünlerimizi, aşklarımızı, sevinçlerimizi, mutsuzluklarımızı/mutluluklarımızı, gözyaşlarımızı, hayal kırıklıklarımızı anlatan şiirlerimiz, şarkılarımız, türkülerimizin dizelerinde hep onların isimleri vardır.
Onlar yüreğimizin tam derinliklerinde saklıdır sonsuza kadar, bizimle işte o zaman toprağa karışırlar…
O benim annemdir…
Onlar; taçbaş yaptığımız o elleri öpülesi annelerimizdir!

***
Çocuktum.
Ona, kırlarda topladığım papatyalardan özenle yaptığım tacı götürüp saçlarına ilk taktığımda, yüzündeki mutluluğu ve gözlerindeki buğulanmayı unutamam; Ve hele de beni kucaklayıp öpüşünü!
İlk anneler günü hediyemdi.
Mutlaka herkesin annesi kendisi için çok özeldir.
Benim annemde benim için çok özeldi.
Kendisi, bu yaşamdan göçeli altı yıl oldu!
Ama hala, benim annem bazen değil, sürekli silueti gözlerimin önünde.
İnsanın içini hoş eden sesi sürekli hala yankılanır kulaklarımda…
Sıcaklığı tenimde, sevgisi ve özlemi yüreğimde dün gibi, hala tazeliğini koruyor.
Bu benim annem!
****
Ya diğerleri…
Mesela, Cumartesi anneleri!
Yürekleri acılı, gözleri yaşlı, bedenleri yorgun Cumartesi Anneleri.
Yıllardır… bıkmadan, usanmadan, inadına inadına kaybettirilen yitik çocuklarını arar dururlar mesken tuttukları, kendileri ile özdeşleşmiş, sembolleşmiş mekanlarda; Tıpkı Galatasaray Meydanın da olduğu gibi.
Ne diyor Ahmet Kaya şarkısında:
Camlar düştü yerlere
Elim, elim kan içinde
Yanıma gel, yanıma anne
İki yanımda, iki polis
Ellerim kelepçede
Beni bul, beni bul, beni bul anne…
****
Ya, çatışmalarda, savaşlarda yavrularını yitirmiş anneler!
Yitirdikleri evlatlarının mezarlarının başında cumaları, bayram günlerinde ağıt yakar, gözyaşı dökerler acılı yürekleriyle.
Yaşadıkları acılar karşısın da, dünyadaki bütün annelerin gözyaşı aynıdır. Gözyaşlarını dışarıya değil, yüreklerine akıtırlar!
Ya, fabrikalarda, tarlalarda iş kazalarında yitirdiğimiz anneler….
Ya, erkeler tarafından öldürülen anneler… nefret ve “töre” cinayeti sonucu öldürülen anneler…
Çocuk Esirgemede annesiz büyüyen çocuklar düşüyor usuma birden, hüzünleniyorum.
Aslında liste uzun… Saymaya bir türlü içim el vermiyor.
Bu yüzden ülkemizde ve coğrafyamızda anneler günü doyasıya, sevinçle barış içinde kutladığımızı hatırlamıyorum.
Başta sevgili eşim olmak üzere tüm annelerin Anneler Günü’ nü en kalbi sevgilerimle kutlarken, yitirdiğimiz tüm annelerimizi özlem, minnet ve şükranla yad ediyorum.
Yazıyı yazarken, Candan Erçetin’ in o müthiş şarkısını mırıldanmışım farkına varmadan.
Her dinlediğimde, müthiş, duygulu o şarkısı yüreğimi pare pare eder, hep!
“Hani eski zaman masalları anlatır/ Hüznümü huzura dolarsın/ Kaşım, gözümden çok içim bir parçan/ Annem, sen benim yanıma kalansın/Hani bir biblon vardı kırdığım/Üstüne ne kırgınlıklar yaşadın/Ama bil ki ben de parçalandım/Annem, ben senin yanına kalanım/ Annem annem Sen üzülme…”

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir