Kadınlar, HDP Mersin Kadın Meclisi’nin kahvaltı etkinliğinde buluştu. Bir otelde düzenlenen etkinlikte konuşan HDP Mersin İl Eşbaşkanı Gülbahar Şöfer, “Yarın ki miting bizim için çok değerli ve kıymetli, çünkü baskının ve zulmün olduğu yerde yeniden, yılmadan ve usanmadan biz kadınlar yarın alanlarda olacağız” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mersin Kadın Meclisi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında geniş katılımlı bir kahvaltı etkinliği gerçekleştirdi. HDP Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan’ın da katıldığı etkinlikte, yarın yapılacak olan kadın mitingine çağrı yapıldı.
Etkinlikte konuşan HDP Mersin İl Eşbaşkanı Gülbahar Şöfer, etkinliğe katılan kadınların 8 Mart ‘Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutlayıp, önümüzdeki yıllarda kadın emeğinin yok sayılmadığı ve kadın katliamlarının son bulduğu 8 Martların yaşanması temennisinde bulundu.
“Bu yılda 2019 da olduğu gibi 8 Martı savaşların, kadın katliamlarının, kadın haklarının gasp edilmesi ve mücadele alanlarımızın daraltılmasının gölgesinde geçiriyoruz” diye belirten Şöfer, “Uzun bir süredir kapitalist erkek egemen sistem tarafından genelden yerele kadın örgütlerinin sokaktaki eylem ve etkinlikleri yasaklanıyor. Bu yılda Mersin Kadın Platformu olarak yaklaşık iki ay öncesinden 8 Mart planlamasına başlamış ve Mersinde miting kararı almıştık. Ve bunun için erkenden yıllarca miting alanı olan cumhuriyet meydanı için valiliğe başvuru yaptık, ne yazık ki başvurumuz 8 Marttan bir hafta önce reddedildi. Tüm bu zorluklara ve engellemelere rağmen günlerdir platformdaki arkadaşlarımız tüm kadınları miting alanına çağırmak için yoğun bir emek mesaisi harcadı. Ve en son Mersinli kadınların inadı ve mücadele azmiyle yarın saat 14:00’da Saat Kulesinde toplanıp eski stadyuma yürüyerek alanlarda sözümüzü haykıracağız. Ve uzun bir aradan sonra yapılacak olan yarın ki miting bizim için çok değerli ve kıymetli, çünkü baskının ve zulmün olduğu yerde yeniden, yılmadan ve usanmadan biz kadınlar yarın alanlarda olacağız” dedi.
İstanbul Sözleşmesi’nin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini söyleyen Şöfer, “Ayrıca kadına yönelik şiddetinin ve katliamlarının artık son bulması için önce ülkemizde bizimde içinde olduğumuz kadın örgütlerinin ve kadın aktivistlerinin altına imza attığı İstanbul sözleşmesinin gerekli yetkililer tarafından bir an önce yaşama geçirilmesi gerektiğini söylüyoruz ve söylemeye devam edeceğiz. İstanbul sözleşmesi kadın haklarımızın, şimdiye kadar verdiğimiz mücadelenin somutlaşmış halidir diyoruz. Son olarak geçtiğimiz günlerde tüm baskılara ve yasaklamalara rağmen Şiiliden başlayan, Libya’ya, Türkiye, İran’a ve dünyanın her bir yanına yayılan bir kadın direnişi görüyoruz. Bu durum yerelde bizleri hem daha çok umutlandırıyor hem de mücadele azmimizi artırıyor. Bunun yanı sıra; kadınlar dünyanın neresinde olursa olsun sorunlarının aynı olduğunu dile getiriyor. Hangi dinden, kültürden ve ya milletten geldiğimize bakmaksızın birlikte yan yana durarak, ortak bir anlayışla örgütlenerek sesimizi birbirimize duyuruyoruz. Ve aynı anda zamanın ruhunu yakalayarak sorunlarımıza çözümler üretmeye devam ediyoruz. Dünyadaki bu kadın mücadelesinin yükselişinin lokal alandan sıyrılıp uluslar arası bir kadın direniş hattının oluştuğunun göstergesi olduğunu düşünüyoruz. Ve bundan sonra da kadın dayanışma kültürümüzü her alanda güçlü bir şekilde örmenin mücadelesini vereceğimizin inancıyla sizleri, sevgiyle tekrar selamlıyorum” ifadelerini kullandı.
