Çalışan gazeteciler günü…

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ülkemiz tarihi basına yönelik baskılarla doludur. Kapatılan yada yasaklanan gazeteler, sayfaların sansürlenmesi her dönem az yada çok devam etmiştir. Gazeteciler geçmişte birer birer  faili meçhul cinayetlere kurban giderken bugün üçer beşer ceza evlerine gider oldular.

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü geride bırakıyoruz. Gazetecilere bazı haklar ve yasal güvence sağlayan 212 sayılı kanun Resmi Gazetede yayınlandığı gün olan 10 Ocak’ın kutlama günü olarak belirlemesinin üzerinden 46 yıl geçmiş. 71 darbesinin gazetecilerin haklarını sınırlaması sebebiyle 10 Ocak kutlama günü yerine “Çalışan Gazeteciler Günü “ olarak sorunların dile getirildiği, baskı, sansür ve gazetecilere yönelik şiddetin son bulması çağrısı yapıldığı bir gün olmuş.
Yani kutlama günü kaybedilen hakları ve mesleği savunmak üzere mücadele günü olmuş. Olmuş olmasına da Ocak ayı aynı zamanda Uğur Mumcu, Metin Göktepe, Hırant Dink ve Onat Kutlar’ın öldürüldüğü aydır.

Metin Göktepe “gazeteciye özel muamele” diyerek dövülerek öldürülmüştü. Bu günlerde ise “ne gazeteciliği OHAL var” deniliyor.  OHAL kapsamında yayınlanan Kanun Hükmünde kararnamelerle 5 haber ajansı, 16 televizyon, 23 radyo, 55 gazete, 18 dergi ve 29 yayınevi kapatılmış. Son KHK ile 11 gazete geri açıldı.

Dış işleri bakanlığının FETÖ örgütünün mağduru diye Avrupa’ya örnek gösterdiği gazeteci Ahmet Şık bugün FETÖ propagandası yapmaktan cezaevinde. 31 Aralık 2016 itibariyle 146 gazeteci tutuklu yada hükümlü olarak cezaevindeymiş.

Devlet ve hükümet erkanı başta olmak üzere bütün bürokrasinin çalışan gazeteciler günü mesajlarının hepsinin ortak noktası bağımsızlık vurgusudur. Fakat ne zaman hoşa gitmeyen, eleştiren haberler yapılır işte o zaman bağımsız olması söylenen basına sen ne yapıyorsun denilir. Yani her yönetenin istediği kimi zaman halka gözünü kapatırken iktidara kulağını açacaksın.  Kimi zaman da iktidara kulağını açarken ama gözünü kapatacaksın. Görmen istendiği kadar görecek, yazman istendiği kadar yazacaksın. Gördüğünü değil gösterileni yazacaksın ki bağımsızlığını! takdir etsinler. İşte ozaman bütün havuzlar senin. Yüz yüzebildiğin kadar.

Yapılan haberlerden yazılan köşe yazısına kadar beğenilmeyen her gazetecilik suç sayılabiliyor. Yaşlısı genci, yazarı, muhabiri mahkeme köşelerinde gazetecilik suç değildir diye savunma yapıyor. KHK’larla, yereli ulusalı kapatılan gazete ve televizyonlar nedeniyle, işsiz kalan yüzlerce basın emekçisinin ise ekmek mücadelesi ayrı bir dert.

Hal böyle olunca 10 Ocak ilan edilişinin onuncu yılında kutlama gününden çalışan gazeteciler gününe dönerken 46’ncı yılında;

İş, aş ve sansür kaygısı duymadan çalışılan,

Basın ve ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kalktığı,

Gazetecilik mesleğinden dolayı kimsenin dövülmediği, yargılanmadığı,

Gazetecilik suç değildir demek zorunda olmadığımız 10 Ocaklar dileğiyle..

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir