Çukur

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

 

  1. Tam tamına şunu söylüyordu: “Pusuya yatan bir suikastçı, bir haydut barındırır; yazdığım her cümle.” Hangi dişçi çekebilir insanın acısını kökünden, hangi utanç kesebilir bu alabildiğine yıkımı? Çırpınıyoruz, durmadan çırpınıyoruz; odun taşıyoruz, farkında olmadan, o devasa ateşe. —Böceklerin gözyaşları daha mı kıymetsiz, insanınkinden? Hangi kedi sonlandırmış, yalnızlığını, başka bir kedinin bataklığında?

 

  1. Anlamak istiyoruz. Susmak istiyoruz, dağıtmak, küfretmek. Nedir bize kalan: Evlere sığınan çaresizlik, uçları yırtık üç beş bilet, hangi kehaneti Nostradamus’un? —Hangi ruh halinde istedin, hayalin neydi? Uçurumun kenarındaki şehvet, şehrin gizine karışmış tutku, o ilk günah, mutluluğun cinneti.

 

  1. Nedir bize kalan: Harabeye dönmüş şehirler, Ortaçağ’ın tam ortası, Büyük Tufan? Anlamak istiyoruz. Dağılmak istiyoruz, uzak nehirlere karışmak. —Ne büyük budalalık; insanın, kendini barışık halde tutması, Tanrı’ya olan direncinin yıkılması, serin tutması gövdesini. Hangi bataklıkta yeşerdin, sevincin neydi?

 

  1. Tam tamına şunu söylüyordu: “Hiçbir mekan, genelevlerden ve tımarhanelerden daha fazla merak uyandıramaz. Bir tek bitiş evreleri kışkırtıcıdır ilişkilerde.” Öfkemiz soğuyor. Bütün o şatafat, çengelli iğneler, Zenon’un paradoksları boşuna! Çiğneyip geçtiğimiz bir avuç tomurcuk sadece.

 

  1. Bilime inanıyoruz, maymuncukla açılmayan kapılara. Gökyüzünden öğrendik bir insanın başka bir insana taşkınlığını, tahribatını gözyaşının. Kalpteki büyük patlama: Yaradılıştaki sır, kara delikler, bütün katmanları evrenin. Bütün düğüm çözülecek, mezar taşına yazmak istediğimiz bir gün ortaya çıkarsa. —Vicdanı rahatsız etmektir, ölümü ertelemenin tek yolu.

 

  1. Tam tamına şunu söylüyordu: “Kim tiksinirdi İblis’ten, bize bu kadar yakın olmasa! Neden bulaşıcı olsun —bir öpücük vebalı değilse şayet¿” Nedir bize kalan: İnsanın insana istilası, Türk Dip Kurumu, günbegün büyüyen gözbebekleri Dünya’nın? Anlamak istiyoruz. Çırpınmak istiyoruz, dağılıp kalmak.

 

  1. Debelenmek için yeterince sebep var —ölüm, bizi, soluğuna katmadan evvel! Bilime inanıyoruz, piramitlere ve görgüsüne taşra ahalisinin. Ruh Haritası’nı çıkarmış olması, en büyük kazığıdır, Freud’un, yeryüzüne. Daha iyi kim anlatabilir, “Alın teri ile yaşamak” ahvalini, Sülün Osman’dan —daha ışıltılı daha kriminal!

 

  1. Bilime inanıyoruz, tapınak mafyasına ve tüm cazibesine göç yollarının. Hangi canlı yaşayabilir, içimize yayılan bu kuraklıkta. Erdemli olmanın bütün görkemi ortaya çıktı, sular çekildiğinde! Bilime inanıyoruz, Cin Ali’ye ve tüm cüretine sadrazam mührünün. —Dünyayı, deliler ve edepten yoksunlar olanlar kurtarabilir ancak.

Ek olarak:

 

  1. -Ne para ne pul ne de şöhret; en büyük mutluluk, hayatın sonuna gelindiğinde “Aslında kendimi ne kadar da yanlış tanımışım” dememektir. -Sona gelindiğinde; kendini yanlış tanımış olmak, koca bir tebessümü hak etmez mi¿ -Umarım böyle bir son bana nasip olmaz! -Uçurumun kenarına kadar gelip atlamayan birine hayranlık duymamak ne acı¿ Kısa da olsa; hayata tutunacağın o kısa an!

 

 

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir