17 Ağustos’tan 17 Ağustos’a, Soma’dan Soma’ya takvimden takvime…
Bir yardım çığlığı ancak bir acı anında duyuluyor birde ne yazık ki bir sonra ki acıda yahut o acının yıldönümünde; bir öncekinden hafif cılız bir sesle…
Roboski’de eşekler katlediliyor dedik, insanlar bombalanıyor, o da bir şey mi dediler…
Sokak kedisine tecavüz edilip öldürülmüş çöpe atılmış dedik, bu ülke de ne kadın cinayetleri yaşanıyor, o da bir şey mi dediler…
Bir asker kediyi keyfi işkence ederek öldürmüş dedik, bu ülkede askerlerimiz şehit olurken konuşmuyorsunuz anca kötüleyin dediler…
Havalar çok soğuk ya da sıcakken bina kapılarını açık bırakıp bir tas su bir tas mama koyun dedik, sokakta onlarca çocuk var elleri ayakları çıplak dediler…
Bir türlü anlatamadık. Bir çocuğu, bir kuşu, kediyi, kelebeği, köpeği sevmeyi öğretin çocuklarınıza. Sevmeyi bilen incitmekten korkar çünkü. Siz çocuklarınıza bağırdınız. Siz onları ezerek terbiye etmeye çalıştınız.
Bu çocuklara sevmeyi öğretseydiniz ateş emri verildiğinde “orada canlılar var” demesini bilirdi. O anlayışınız yerine sevmeyi öğretseydiniz aklı uçkurunda bir kadın ya da bir hayvana tecavüz edemezdi. Siz emir komuta ile çocuklarınızı terbiye etmeseydiniz, komutanından alamadığı hırsını masum bir kediden almaya çalışan ruh hastası bir cani olmuş olurdu.
Hani sokaktaki çocukları bahane ederek hayvanseverliğimizi boşa düşürmeye çalışıyorsunuz ya? Evet, o çocuklar hala sokakta ve belki elleri ve ayakları üşüyor ama vicdanları sıcacık. Geçen gün yedi yaşlarında bir kız kardeşimizi gördüm çarşıda. Önünde belki şansı varsa zabıtaya yakalatıp kırdırmayacağı bir cam tartı, üstünde bir ince hırkası ile. O’nun yanı başında ise mini minnacık bir yavru kedi… O sokak hayvanlarındansa elleri ayakları çıplak deyip giydirmediğiniz çocuk o küçücük elleriyle kazandığı bir iki lirasına bir şeyler almış küçük muhallebi tabağında bir yandan yavruyu doyuruyor diğer yandan seviyor. Yüzündeki gülümsemeyi anlatamam bu ufaklığın. Belki eli ayağı üşüyordu ama yüreği sevgi dolu ve sıcacıktı.
Sahi siz en son ne zaman sokaktaki bir kedinin, bir köpeğin, başını sevgiyle okşadınız?
Bir de tabi bu meselenin belediyeyle ilgili kısmı var…
Sayın Kocamaz; her yere koca koca resmini bastırmaya, ismini yazdırmaya bütçe ayırıyor da belediyenin hayvan müdürlüğüne hiç uğramıyor mu acaba?
Sağda solda kedi evleri var; mama yok, korunak yok, saldırı var, yağmur çamur var, ölüm var ölüm!
MiyavPark mı diyeceksiniz? O zaten Allah’a emanet!
Sığınak yap üstünü kapatma, kedi zehirlenmeleri sürüsüne bereket, insan denilen canlı saldırıları yüzünden sürekli kırılan kedi evleri var ve bütün bunlar için yaptığımız şikayetler, ettiğimiz talepler karşısında bir kamera takılmıyor!
MiyavPark’a acil durum için bir görevli ve veteriner verilmiyor. Sokakta can çekişen çocuklar mı? “CANLARI CEHENNEME!” diyemeyen elini sallasan topu topu 15-20 aktivist var bu memlekette. Suyunu sıksan daha çok çıkmaz!
Ne mi oluyor? Her ay arkadaşlarımızla klinik desteği ihtiyacı duyuyoruz cebimizden vere vere evde ekmek yiyemez olduk, onu hiç saymıyoruz. Bir de psikiyatrik bozukluk olarak damgalanıyor bu duyarlılığımızdan üzüntümüzden yaşadığımız rahatsızlıklar.
Yasemin ablamız var, kendisi gibi harika bir diyar yaratmış. Yokluk içerisinde engelli canlarıyla (sokaktan sahiplendiği kediler) tek başına boğuştuğu gibi destek göreceğine her seferinde resmi makamlardan köstek görüyor.
Bir de Hasan amcamız var. Belediye işi olduğu halde ilgilenmezken, kendi yiyecek ekmeği yok, küçücük evinde bahçesinde 80 tane kediye çöplerden ekmek toplayarak bakıyor. Belediyeden yine ses yok.
Yani diyeceğim o dur ki; her gün bu kentin aktivistleri madden ve manen biraz daha çöküyor; çünkü yalnızlar. Ve her gün sessizce onlarca sokak hayvanı ölüyor, çoğunlukla katlediliyor.
Sizin belki bir kulağınızdan girip ötekinden çıkacak ama demiş olayım. Seçimler yakın, siz şimdi umutlusunuzdur da. Sokak hayvanlarına sahip çıkacak bir proje ile gelmeyene ve seçilmeden bunu uygulama adımlarını atmayana bu kentin aktivistleri elbet tokat gibi cevabını verecektir.
Aktivistler kendileri destek toplayarak her biri 50-100-200’er kedi doyururken sizin buna bütçeniz yoksa hiç bulaşmayın belediye işine yazıktır.