Diyarbakır’ın Çınar ilçesinin Uzgider (Dirêjık) köyündendir Selim.. Köylerine çok yakın komşu Caferık köyünde Tasihe adındaki kızı sever.. Kızın anne ve babası kızı kendisine vereceği sözünü verirler, ama daha sonra vazgeçip vermezler.. Mardin’in Derik İlçesine bağlı Bûxûr köyüne gelin verirler..
Aradan bir süre geçince içinde kaynayan sevda volkanına daha fazla direnemez Selim.. Sevdigi kızı görmek için o köye gider.. Bu sevdadan haberi olan Tasihe’nin eşi ve akrabaları tarafindan komalık edilinceye kadar dayak atılır..
Bu olaydan sonra Selim köyüne döner, bu kez de kendi akrabaları tarafından azarlanır.. Günlerce evden çıkmaz ve içine kapanir..
Bu arada sevdiği kadın bir kız çocuğu dünyaya getirir ve çocuğa, “Dilmayîn” (Gönül Koydum) adını verir..
Sonra Diyarbakır’ın sokak ve caddelerini mekan tutar Selim.. Aile ve akrabaları her seferinde alıp köye götürürler ama o her defasında agaçlarında, tepesinde , taşında bir anısının bulunduğu bu köyde duramaz, vurur kendini şehrin kör karanlığına.. bir heykel gibi.. Kavuşamamanın sembolü olur adeta..
Selim, sevdanın inatçı gücü ile kahpeliğe meydan okurcasına dimdik yürüdü ve diz çökmeden ayakta ölmesini bildi..