Bu denemenin konusu: Şiirin başlangıcı ve evrimidir. Bir toplum bilim, ruh bilim, dil bilim sorunudur.
1- Şiirin tadına varabilmemiz için onun ne olduğunu anlamamız gerekir.
2- Bunun içinde nasıl ortaya çıktığını geliştiğini araştırmamız gerekir.
Ayrıca ilkel şiirin incelemesi kendi şiirimizin de geleceği konusunda yararlı şeyler öğretecektir.
Bu konuda İngiliz, Yunan, İrlanda şiirini dikkate almakta fayda görmüşler. İngiliz ve Yunan şiiri eski ve yeni uygar şiirin en yetkin örnekleri kabul edilir.
İrlanda şiiri ise Yunan şiiri kadar eski olmasa da birçok bakımdan ondan daha ilkel (doğal)…
Yunan şiiri ile İngiliz şiirinin arasındaki belirgin fark, Yunan uygarlığında şiir ve müziğin birbirine sıkı sıkıya bağlı olmasıdır.
İrlanda şiiri, köylüler tarafından dile gelir. Bunun güzelliği karşısında İngiliz şiiri, rafa kaldırılmış bir kitap olarak kabul edilir. Artık fazla kimsenin ilgilenmediği söylenir.
İrlanda köylüleri içinde ise bu hiç öyle değil. Pek çoğu okuryazar değildir. Şiir, dillerinde yaşar onların. Herkesin ortak malıdır. Herkes bilir. Herkes sever şiiri.
Kocası ölen yaşlı İrlandalı kadın, uzun tren yolculuğunu, okyanusları, aşmaya rağmen kemiklerinin ancak İrlanda toprağında dinlenebileceğini söyledi.
Konuştukça heyecanı ve dilin akıcılığı arttı. Renklendi, ağıtlaştı. Nerdeyse gövdesi bir beşik gibi sallanırcasına sözlerine eşlik ediyordu.
Okuma yazma bilmeyen, hiçbir sanata kavgası olmayan bu kadın coşuşunda şiirin tüm özelikleri vardı.
İlkel şiir, özü gereği yazılmamış olduğu, yazı öncesi olduğu için geçmişin yazılı edebiyatlarından incelenemez. Ancak kural dışı bazı durumlarda yazılıdır ilkel şiir.
Şiir özel bir söz biçimidir.
Buda insanın başlangıcına dönmeyi gerektirir.
Konuşma insanın belirgin özelliklerinden biridir.
Sorunun ta başına dönmemiz gerekir.
İnsan iki önemli özelliği ile hayvanlardan ayrılır. Araçlar ve konuşma.
Doğayı, denetimi altına almayı başardı.
Ormancılar söyledikleri şeylerin olmayacağını bilirler. Ama olacakmış gibi davranmak çalışmalarına hız verir. Şiir büyüden çıkıp gelişmiştir.
Parlak yıldız, ben de senin gibi değişmez olsam!
Neden şairler olmayacak şeyleri özlerler?
Çünkü şiirin büyüden aldığı başlıca görevi budur da ondan.
Kaynak:George Thomson (Diyalektik ve şiir kitabından.)