Halil POLAT
24 Haziran seçimleri nasıl sonuçlanacak, hangi parti/aday ne yapacak? Kim desteklenmeli? Tüm bu tartışmalar halkın gündeminde. Fakat en çok ekonomi konuşuluyor. Çünkü vatandaşın tenceresi boş.
Seçim tartışmalarının yoğun olarak yaşandığı Mersin’in Toroslar İlçesindeyiz. Toroslar ’da 1 Kasım seçimlerinde AKP % 31.0, CHP %30.5, MHP % 21.4 oy alırken HDP ise %14.9 oy almıştı. İlk olarak İlçeye bağlı Mustafa Kemal Mahallesine geliyoruz. Mahalle iki kutba bölünmüş durumda; bir tarafta yaklaşık 30 yıl önce göç etmiş müstakil veya iki katlı dairelerin olduğu bölge; bir tarafta da göğe doğru uzanan 300-400 bin TL civarı satılan lüks apartmanların olduğu bölge. Biz, yüksek binaların gölgesi altında kalan gecekonduların bölgesine giriyoruz. Burası çeşitli etnik ve siyasal düşünceden olan ve genel olarak işçilerin ve emekçilerin yoğun olarak yaşadığı bir semt. 16 Nisan Referandum Seçimlerinde 350 ‘Evet’ oyuna karşılık 1.600 ‘Hayır’ oyu kullanılmış. Konuşmak istediğimiz vatandaşlar görüş vermekte bir hayli tedirgin. Bu endişe sadece muhalefet seçmeninde değil, Cumhur İttifakını destekleyeceğini belirten kişilerle de var.
ETSİZ; SALÇALI BAHARATLI LAHMACUN…
İlk durağımız mahalle de bulunan bir fırın oluyor. İşler kesat, esnaf sinek avlar duruma gelmiş. Bu durumu özetleyen fırın sahibi ise, ‘Geçen gün bir müşterimiz lahmacun içi getirdi, ne kadar çok lahmacun olursa o kadar iyi olur diyor. Yüzde oranına bakarsak içerisinde et yok, salça ve baharat olarak getirilmiş. Ekmek alamayan insanlar var’ diyerek özetliyor, mahallenin yaşadığı ekonomik zorluğu.
Seçimin erkene alınmasının çok yersiz olduğunu, zaten çökmüş olan ekonominin ise daha da kötüleşeceğini söylüyor. ‘Ama bu iktidarla da nereye kadar gideceğiz’ diye de soruyor. Başlıyor anlatmaya, ‘‘Paket dağıtım için kullandığımız bisikletin sepeti kırılmış durumda, ama değiştiremiyoruz. Acaba beni nereye kadar götürür diye düşünüyorum, iktidar da bu hali almış durumda. Geçtiğimiz dönemlerde AKP iktidarının yapmış olduğu mitinglere bizzat kendim katıldım, sürekli muhalefeti taşlıyordu. ‘Bizden öncekiler buradaydı, biz buraya getirdik’ diyerek. Getirdin de sen babanın parasıyla mı getirdin? Benden, işçiden, emekçiden aldıklarıyla yaptın’ diyerek sitem ediyor.
Askerde iken uçak savar olarak görev yaptığını belirten Fırın sahibi, ‘‘Gelen faturalar benim uçaksavar şeridimi geçmiş durumda. Elektrik, su veya telefon faturalarına bakıyorum, tükettiğim ortalama 30 TL ama o kadar uzamış ki şunun vergisi bunun vergisi derken 200 TL’yi buluyor. İşte böyle böyle ‘buradan buraya’ getirdiler’’
Devlet Bahçeli’nin erken seçim çağrısının ardından seçimlerin erkene alınmasını anlamış değilim diyor ve devam ediyor, ‘‘Ama nasıl ki AKP-MHP birlik içerisinde hareket ediyorsa CHP, HDP ve İYİ Parti’ de ortak hareket etmeli. Böyle yaparlarsa eğer yüzde bin kazanırlar’’ diyerek bitiyor sözlerini.
Fırından ayrılıp mahallede dolaşırken Dilan ile karşılaşıyoruz. 5 yıldır sözleşmeli olarak Kimya öğretmenliği yapıyormuş. İktidarın eğitim sektörünü kelimenin tam anlamıyla bitirdiğini söyleyen Dilan, ‘‘Mülakatlar yüzünden hiçbir yere giremiyoruz. Bilime yönelik anlatılan bütün konular kitaplardan çıkartıldı. Üniversite mezunları çoğaldı bununla birlikte diplomalı işsiz sayısı da artış gösterdi. Üniversite arkadaşlarım kasiyerlik yapıyor, ilkokul mezunu da kasiyerlik yapıyor. Bu durum psikolojik açıdan çok fazla etkiliyor. Üniversite mezunlarında intihar etme oranları çok fazla artmış durumda. İnsanların intihara sürüklenmesinin tek suçlusu sistem’ diyor.
İktidarın açıkladığı ‘manifesto’yu eleştiren Dilan, ‘‘Dört dönemdir iktidarda olan bir parti bugün manifesto açıklıyor. Yapmadıklarını şimdi mi yapacaklar. Yaşlıların maaşına uygulanan zamlar, bayramlarda verilecek olan ikramlar hepsi göz boyama. Evine ekmek götüren insanlar buna muhtaç hale getirilmiş durumdalar. Eskiden 200 TL’ye kiraladığımız evler bugün 500 TL olmuş durumda. Karın tokluğuna çalışır duruma geldik’ diyerek özetliyor durumu.
Bir bakkala giriyoruz, Eylem abla ile başlıyoruz sohbete. O da herkes gibi ekonomiden yakınarak başlıyor sözlerine ‘‘ Ekonomi patlayacak, ülke dip yapmış durumda bunu bildikleri için erken seçim kararı aldılar. Satışa çıkaracak hiçbir şey kalmadı, şimdi meralar satışa çıkarılacak. Yayınlanan manifestoda kadınlara yönelik bir şey dememesi normal aslında, zihniyetlerini manifestoya yansıttılar. Kadınlar bu dönem haklarını, taleplerini her mecrada daha fazla dile getirmelidir’ diyor.
Ardından Toroslar İlçesine bağlı Akbelen Mahallesine geçiyoruz. Tablo burada da pek değişmiyor. Ekonomi vatandaşın gündeminden çıkmıyor. Akbelen Mahallesi ise yine yoğun olarak işçilerin ve emekçilerin yaşadığı mahallelerden biri. 16 Nisan Referandum seçimlerinde 4.247 Evet oyuna karşılık 6.224 Hayır oyu kullanılmış.
Mahallenin yoğun olarak geldiği bir kahve olduğunu öğreniyor ve oraya gidiyoruz. Bir kısım vatandaş gazetelere göz gezdirirken bir kısım vatandaş ise hararetli bir şekilde oyun oynuyor. İlk olarak Şehmuz Beyazgiyik ile sohbet ediyoruz. ‘’ Tereddüt ediyorum, kime vereceğimi bilmiyorum’’ diyerek başlıyor sözlerine ve ardından ekliyor, ‘’AKP kötünün iyisi, versek bir türlü vermesek bir türlü. İktidara geldiği ilk 10 yıl iyiydi ama sonra pek iyi gitmedi. AKP-Erdoğan hükümetini bu zamana kadar destekledim. Tek adam hamlesi kesinlikle yanlış, Irak ve Suriye’nin halini gördük ve bu ülkeler gibi olmak istemiyoruz. Emekli olduğunu ve aylık 2000 TL maaş ile kıt kanaat geçindiğini ifade eden Beyazgiyik, ‘’ Evimiz var, o da olmasa hiç geçinemezdik. 2 tane öğrenci okutuyorum, eğitim masrafları falan da girince geçim iyice zor oluyor.’’ Konuyu eğitime getiriyor ve eğitim sisteminden memnun olup olmadığını soruyoruz? ‘’ çocuğumun biri liseye geçiş yapacak, eve yakın bir okulda okuması bir yanıyla iyi aslında. Ama zar zorda olsa çocuğumu dershaneye, özel derse gönderdim hepsi boşa gitti. Birde tabi iş bulma durumu var. AKP’nin bir yanlış da Şeker Fabrikalarının satışında yaptı. Fabrikalar kurup işsizliği azaltacaklarına daha fazla işsiz ordusu oluşturdular. Dediğim gibi kötünün iyisi, herhalde yine AKP’ye veririz’’ dedi.
22 yaşında olan Muhammet Kaan Yalçın ile başlıyoruz sohbete. İşsiz olduğunu söylüyor. İŞKUR’a da üye olduğunu ama hala bir işe giremediğini de ekliyor sözlerine. Seçimler de ise oyunu Erdoğan ve AKP’ye vereceğini belirtiyor. Yalçın, ‘’ AKP yapılabilecek bütün şeyleri yaptı. Hastane desen hastane yol desen yol. Ama işsizlik sıkıntısını çözebilmiş değiller. Üstüne üstelik şeker fabrikalarını satmak ile başlıca hata yaptılar. Niye satıyor ki işsizlik daha da çoğaldı. İşsizliğin önlenmesi için meslek kursları açılması lazım. Eğitim sistemininde de düzenleme yapılması gerekiyor’’ diye konuştu.
Kahveden ayrılıp dolaşırken mikrofonu bir başka gence uzatıyoruz. ‘‘ Bahçeliye çok öfkeliyiz çok’’ diyerek başlıyor sözlerine. İsmini vermek istemediğini dile getiriyor, soruyoruz neden diye? ‘‘ Mahallede tanıyorlar beni. Bir dönemde Ülkü Ocaklarında aktif bir şekilde çalışma yürütüyordum. İsmin girilmezse daha iyi olur’’ diyor. Seçimler hakkında başlıyoruz sohbete, ‘‘ Ekonomiden başlamak gerek aslında. Ekonomi berbat olmuş aslında. Samanı ithal eden bir ülke haline geldik. Bu böyle nereye kadar gider hiç bilmiyorum’’ diyor. Seçimlerde hangi partiyi destekleyeceksin diye soruyorum İYİ Parti diyor. ‘‘ Bahçeli gerçekten de ne yaptığını bilmiyor. Onu desteklemek artık bizim davamıza çok ters. Bundan böyle ne olacak bilmiyorum ama umarım memleket iyi olur’’ diyerek bitiriyor sözlerini.