Mersin Emek ve Demokrasi Platformu, Gezi’nin yıldönümünde yaşamını yitirenleri andı.
Gezi Parkı direnişinin 7’nci yıldönümünde Emek ve Demokrasi Platformu basın açıklaması düzenledi. “Gezi şehitleri onurumuzdur, susmayacağız, sinmeyeceğiz, boyun eğmeyeceğiz” pankartının açıldığı açıklamaya birçok siyasi parti ve sivil toplum örgütleri temsilcileri katıldı. Platform adına basın metnini Genel İş Sendikası Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy okudu.
İktidarın tek tip insan yaratma girişiminin ve doğayı, çevreyi, insanı yok sayma mantığının ciddi bir tepki aldığını söyleyen Göksoy, “Gezi Direnişi ile iki aya yakın bir süre direndi insanlar. Mücadele ettiler, dayanıştılar, kolektifler kurdular, paranın egemen olmadığı, kardeşliğin, eşitliğin, özgürlüğün Türkiye’sini yarattılar. Yaşları 15 ile 25 arasında sekiz gencimizi toprağa verdik bu süreçte. Kimileri yenildiğimizi sanıyor Gezi’de ama biz o günden sonra daha inançlı, daha kararlı bir şekilde her haksızlığa karşı sesimizi yükseltmeye, tek adam rejimine karşı çıkmaya ve aklın, bilimin, emeğin, dayanışmanın, eşitliğin, özgürlüğün ve barışın öncülüğünde kurulacak yeni bir dünya için mücadele etmeye devam ediyoruz” dedi.
“Egemenler tarafından mücadelemizi bölmek ve halk ile aramızı açmak için provokasyonlar da yapılıyor artık” diye kaydeden Göksoy, “Tıpkı geçtiğimiz hafta içerisinde İzmir’deki bir camiden okunan Çav Bella marşında yapıldığı gibi. Bizi din düşmanı gibi göstermeye çalışanlara bir kez daha sesleniyoruz; bizim halkın manevi yaşamı ile dini duygu ve düşünceleri ile bugüne dek hiçbir sorunumuz olmadı, bundan sonra da olmayacak. Bizim sorunumuz dini siyasete alet edip halkın dini duygularını sömürenlerledir ve onlara karşı mücadelemiz sonuna kadar sürecektir. Bu provokasyonlardan sonuç alamayacağını çok iyi bilen iktidarın denediği yollardan biri de; direnen, sesini çıkaran, mücadeleye öncülük eden tüm dinamiklere saldırmak, gözaltına almak ve ele geçirdiği hukuk ile de bu insanların tutuklanmasını sağlamak. Özellikle son dönemde HDP’nin ilçe, il ve genel merkez yöneticilerine karşı yapılan operasyonlar bu mantığın ürünüdür ve bizim açımızdan kabul edilemez gelişmelerdir. Haksız ve hukuksuz şekilde uygulanan bu gözaltı ve tutuklamalara bir an önce son verilmeli, bugüne de hukuksuz bir şekilde cezaevine konan aydınlar, gazeteciler, düşüncelerinden dolayı tutuklananlar ve tüm siyasi tutsaklar bir an önce serbest bırakılmalıdır” diye belirtti.
Bir yandan bekçi ve polis baskıları gün geçtikçe artarken diğer yandan mezarlıklara ve halkın kutsal saydığı değerlere saldıranlara karşı hiçbir önlem alınmadığını belirten Göksoy, “Bir yandan Gezi sürecinde camilerde içki içildiği, ayakkabı ile gezildiği, türbanlı kadınlara saldırıldığı rivayetleri yayılırken diğer yandan camilerde futbol oynayanlardan söz bile edilmemektedir. Kısaca her yönüyle ikiyüzlü politikalar ile ülke yönetilmeye başlanmıştır. 15 Temmuz bahanesiyle yaşanan sivil darbe sonrası 10 binlerce kamu çalışanı KHK’lar ile ihraç edilmiş, ihraç edemediklerinden mücadelesini sürdürmeye çalışanları ne yazık ki sürgün ile cezalandırmaya başlamışlardır. Yine bu dönemde kadınlara ve lgbti+ bireylere karşı artan sistematik şiddete tanıklık ediyoruz. Görünen odur ki, eril tahakküme cezasızlık, İstanbul sözleşmesine atılmış olan imzanın geri çekilmesi ile güvence altına alınmaya çalışılıyor. Pandemi döneminde eve kapanmaya bağlı ev içi şiddetin artması da dikkat edilmesi gereken bir durumdur. Yine diyanetin lgbti+ bireylere yönelik aşağılayıcı sözlerini eleştiren barolar gerekçe gösterilerek baroları, TMMOB’yi ve diğer meslek odalarını; yasal düzenlemelerle tehdit ederek, iktidar partisi dışındaki partili belediyeleri de; kayyum atama ve ekonomik ambargolarla işleyemez hale getirme çabaları da bu dönemin antidemokratik uygulamaları olmuştur” ifadelerini kullandı.
Göksoy, son olarak şunları söyledi:
“Biz Emek ve Demokrasi Platformu olarak bugüne dek tüm haksız ve hukuksuz uygulamalara karşı sesimizi yükselttik ve karşı çıktık, bundan sonra da karşı çıkacağız. Son üç aylık süreçte Korona salgını nedeniyle çıkamadığımız sokakları unuttuğumuz, ya da sokaklardan vazgeçtiğimiz düşünülmesin. Pandemi sürecinin bitmesi ile birlikte, halkın sağlığını tehlikeye atmadan yine sokaklarda olacağız, yine sözümüzü söylemeye devam edeceğiz ve eşit, özgür bir ülkede barış içerisinde, kardeşçe, bir arada yaşam mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.
Bizler gücümüzü Gezi Direnişinde kaybettiğimiz Berkin Elvan’lardan, Ali İsmail Korkmaz’lardan ve bugüne değin bu mücadelede kaybettiğimiz yoldaşlarımızdan alıyoruz.”
