GÖKSOY: İşçi sınıfı üzerindeki vergi yükünü artırmaya karşı direnmek şarttır

featured
Ülkede yaşanan ekonomik krizle ilgili yapılan açıklamada konuşan DİSK/Genel-İş Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy, “İşçi sınıfı üzerindeki vergi yükünü artırmayı öngören bir saldırı programına karşı direnmek şarttır” dedi.
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ülkede yaşanan ekonomik krizle ilgili yapılan açıklamada konuşan DİSK/Genel-İş Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy, “İşçi sınıfı üzerindeki vergi yükünü artırmayı öngören bir saldırı programına karşı direnmek şarttır” dedi.

Genel Hizmetler İşçileri Sendikası (Genel-İş) Mersin Şubesi, ülkede yaşanan ekonomi krizin yükünü işçilere dayatılmasına ilişkin Özgür Çocuk Parkı’nda basın açıklaması yaptı. “Krizi emekçiler yaratmadı, bedelini de krizi yaratanlar ödesin” pankartlarının açıldığı açıklamaya, CHP Mersin milletvekilleri Alpay Antmen, Ali Mahir Başarır ve Cengiz Gökçel, HDP Mersin Milletvekili Rıdavan Turan, Baro Başkanı Avukat Bilgin Yeşilboğaz, HDP, CHP, EMEP, Dev-Tekstil, Yol İş, DBP, CHP, İHD, Halkevleri, TUAYDER, Tarım Ork Sen, Tabip Odası, SES, BES, Eğitim Sen, NKP yöneticileri,  Akdeniz, Mezitli ve Yenişehir belediyeleri işçileri katıldı.  Açıklamayı DİSK/Genel-İş  Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy gerçekleştirdi.

 

 

Türkiye, ABD başta olmak üzere emperyalist güçlerin dayattığı sıcak ucuz dış kaynağa dayalı neoliberal kapitalizmin yarattığı kriz ile yüz yüze olduklarının kaydeden Göksoy, “Tamamen dış finansmana dayalı, üretimi değil borçlanmayı esas alan, üretime değil ranta ve betona dayalı dışa bağımlı bir ekonomik model, dış kaynakların eskisi kadar ucuz ve sürekli olmamasıyla sarsıntı yaşamaktadır” dedi.

‘VAAT EDİLENİN AKSİNE’

Göksoy, “Vaat edilenin aksine, başkanlık rejimine geçiş süreci, krizin patlak vermesini önleyen/yavaşlatan değil aksine hızlandıran bir etkide bulunmuştur. Yasama, yürütme ve yargı erklerinin tek bir kişide toplandığı; kurallarla değil anlık kararlarla, ortak akılla değil hamasetle yönetimi esas alan; denetimi pranga, diyaloğu vakit kaybı olarak gören; yargının iç ve dış siyasette araçsallaştığı; dış dünyada tek kişinin kararıyla ülkenin tüm politikalarının belirlenebileceği ve hatta yargı kararlarının değişebileceği algısı yaratan (ve hatta bunun örneklerini sergileyen) yeni rejim, ülkemizi baskılara/saldırılara açık hale getirmiş, istikrarsızlığı daha da derinleştirmiştir. Köklü yapısal nedenleri olan ekonomik kriz, demokratik siyasetin, hukukun, toplumsal barışın da krize girdiği bir ortamda şiddetlenmektedir” dedi.

‘DİRENMEK ŞARTTIR’

İktidarı uyaran Göksoy şunları söyledi: “Krize karşı çözüm olarak ‘alacaklıları’, yani uluslararası finansal sermayeyi kurtarmayı temel alan ve faturayı işçilere, kamu çalışanlarına, emeklilere, dar gelirlilere kesen bir yaklaşım kabul edilemez. Özellikle son 20 yılda gerek IMF programı olarak gerek hükümet programı olarak sonuçlarına tanık olduğumuz böylesi bir program, halkın geniş kesimlerinin ekmeğini ve yaşamını tehdit edecektir. ‘Yapısal reform’ adı altında ücretleri geriletmeyi, enflasyon ile yoksullaştırmayı, güvencesiz çalıştırmayı, daha fazla özelleştirmeyi, kamu hizmetlerini daha da ticarileştirmeyi/pahalılaştırmayı, sermayeyi/bankaları kurtarırken işçi sınıfı üzerindeki vergi yükünü artırmayı öngören bir saldırı programına karşı direnmek şarttır”

Göksoy, “Biz DİSK olarak krizin faturasının işçi sınıfına ve yüzde 99’a kesilmemesi için, diğer tüm emek güçleriyle beraber mücadeleyi yükselteceğiz. Bu mücadelemizin ana başlıkları ve hedefleri şunlardır:

 

*En acil talep olarak, son 15 yılın en yüksek enflasyonu karşısında eriyen ücretlerin acilen telafi edilmesini, başta asgari ücret olmak üzere tüm ücretlerin artırılarak alım gücünün erimesinin önüne geçilmesini istiyoruz. Krizle kemer sıkarak değil alım gücü korunarak ve artırılarak mücadele edilebilir.

*Toplu işten çıkarmaların yasaklanmasını istiyoruz. Krizin yaratabileceği işsizlik riskine karşı kamu istihdamı artırılmalıdır.

*Vergideki adaletsizliğe son verilmesini, çok kazanandan çok vergi alınan, asıl olarak karın/rantın/faizin vergilendirilmesine dayanan bir vergi sistemi kurulmasını istiyoruz. Türkiye’nin en büyük şirketlerinin, en zengin ailelerinin, partili/yandaş patronların vergi borçlarını büyük oranda sıfırlayan kararların derhal iptal edilmesini istiyoruz.

*Devlet idaresindeki akıl dışı harcamaların ve savurganlığın son bulmasını istiyoruz.

*Ülke kaynaklarının betona gömülmesine hayır diyoruz. Başta Kanal İstanbul olmak üzere ciddi kaynak israfına ve borçlanmaya yol açacak faydasız yatırımların durdurulmasını istiyoruz.

*Yargı bağımsızlığı ve işleyen bir hukuk devleti ekonomik krizi tek başına çözmese de çok önemli bir role sahiptir. Otoriter rejim ekonomik krizi derinleştiren bir rol oynuyor. Demokrasi ve hukuk devleti yolunda ciddi adımlar atılmalıdır”

‘GELECEĞİ DOLAR ÜZERİNE İPOTEK ALTINA  ALMIŞSIN’

Ardından konuşan CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarı, doların faydasının 3 liradan alıp 7 liraya satan sermayeye olduğunu ve emekçilere bir faydası olmadığını kaydetti. Bu durumun dolar bozdurmak ve doları boykot etmekle olmayacağını aktaran Başarır, “Hadi kapat ABD üstlerini Ecevit öyle yapmıştı. Yüreğin yetmiyor değil mi? Halen aracı yolluyorsun ve af diliyorsun. Doları boykot ediyorsun. Bir saray yaptınız. Bunu sarayı da dolar üzerine yaptın. Geleceğini dolar üzerine ipotek altına almışsın. Barışı değil, savaşı istersen halen ABD ile silah ve uçak anlaşması yaparsa bu duruma gelirsin” dedi.

 

‘KRİZİ YARATANLAR BEDEL ÖDESİN’

Ülkede yaşanan krizin sebebinin AKP’nin ülkeyi 16 yıl boyunca yanlış politikalarla yönetmesinin sonucu olduğunu dile getiren HDP Milletvekili Rıdvan Turan da, ülkenin üretimden uzaklaştırıldığını ve ülkenin tüm ihtiyaçlarının dış ülkelere bağımlı hale getirildiğini hatırlattı. Ülkede acil bir şekilde demokrasi ve özgürlüğün kurulması gerektiğini ifade eden Turan, şöyle devam etti: “Demokrasi ve özgürlük inşa edilmez ise bu kriz daha da büyücektir. Bu krizin faturası işçilere ödetilmek isteniliyor. Biz buna karşıyız. Krizi yaratanlar bu krizin bedelini ödeyecektir. Kimse bizlere bedel ödetmeye çalışmasın. Her zaman mücadele edeceğiz ve bir an bile olsun geri adım atmayacağız. Bu krizi yaratanlardan hesap soracağız.”

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir