Efendim 15 Temmuz darbe girişiminden öyle yada böyle kurtulduk. Halk sokaklara çıktı, darbecilerin hevesi kursağında kaldığı gibi darbede sadece girişim olarak kaldı. 15 Temmuzdan buyana da halk sokakta darbeye karşı demokrasiye sahip çıkıyor! Ankara ve İstanbul başta olmak üzere bazı illerde toplu taşıma araçları bedava hizmet veriyor. Demek ki isteyince oluyormuş. Demek ki toplu taşıma araçları halkı bedava taşıyabiliyormuş. Demek ki bedava ulaşım gerçekleşmesi mümkün olmayan bir hayal değil aksine çok kolay bir şeymiş. Bak ne ekonomi çöktü nede ülke battı. Son 5 gündür de, akşam 20 ile sabah 6 arası bedava dediler. Yani işe parayla, mitinge bedava gideceksin diyorlar ama olsun.
Halkı demokrasi nöbetine çağıran iktidar kendisi de torba yasa için mecliste mesaide.
Halk nöbetteyken hükümet “Türkiye Varlık Fonu” kurmak üzere yasa tasarısını meclise getirdi. Hükümet kuracağı varlık fonu ile çılgın projeler dediği Kanal İstanbul, Nükleer santral ve üçüncü köprü gibi projeler için finansman yani kaynak oluşturmayı planlıyor. Varlık fonunun kaynağı ise özelleştirme gelirleri, işsizlik fonu olarak belirtiliyor. Yani hükümet çılgın projeler adını verdiği çok paraya ihtiyaç duyulan projelerin parasal kaynağını halkın, işçinin emekçinin birikimleri olarak görüyor. Zonguldak’ta kömür iletmesi, Çaykur vs satılacak ve Kanal İstanbul’a kaynak olacak.
Bugün özelleştirme ve işsizlik fonu belki yarın zorla kesilen bireysel emeklilik sigortası fonunda biriken paralar yada işçinin itirazlarına rağmen fona devretmek istedikleri Kıdem tazminatı da hükümetin talanı için göz dikilen yeni bir kaynak olabilir.
İşçinin işsiz kaldığında iş bulana kadar evini geçindirmesi ve kimseye muhtaç olmaması için oluşturulan işsizlik fonundan en az işçiler yararlanabiliyor. Deprem sonrası kaynak olarak kullanıldı. Sermayeye krizden çıkışın desteği olarak kullanıldı. Şimdi Kanal İstanbul için bile kullanılacak ama bir işçiler yararlanamıyor.
Bir işçi işsizlik fonundan son üç yıl içinde en az 600 gün sigorta ödemesi, son 120 günde prim ödemesinde kesinti olmamak şartlarını yerine getirecek ve kendi istek ve kusuru dışında işsiz kalmış olursa işsizlik fonundan yararlanacak. Neredeyse güneş altında gölgesi görünmeyecek, yağmurda ıslanmayacak demeye gelen türlü zorlukları aşabiliyorsa yararlanabilir deniliyor. 3 milyon kişinin işsiz olduğu ülkemizde işsizlik fonunda biriken 100 milyar liradan işçi ne yazık ki faydalanamıyor. Parayı ödeyen işçi biriken paradan yararlanamıyor ama hükümet işsizlik fonunu, her türlü talan ederek yararlanıyor.
Dedik ya; halk nöbetteyken hükümette mecliste boş durmuyor. Meclise getirilen 75 maddelik torba yasada cep telefonlarından verginin artırılması için bir düzenleme de bulunuyor. Özel kreşlerin ve gündüz bakım evlerinin gelir vergisinden muaf tutulması, şirketlere vergi muafiyeti, enerji tüketim harcamalarının yarısının devlet tarafından karşılanması ve KDV istisnası da bu 75 maddelik torba yasa içinde yer alıyor. Vergi, SGK affı da çıktı daha ne olsun. Patronlar ve sermaye kesimleri için böyle bir hükümet baş tacıdır.
Velhasıl illerdeki akşam demokrasi nöbetlerinde hükümetin bakanları, vekilleri halkı oyalarken gündüz meclisten zengini daha zengin fakiri daha fakir yapacak yasalar bir bir geçecek. Cambaza bak diyenlerin elleri, işçinin emekçinin cebinde.