HAVADAN SUDAN ŞEYLER! / RAMAZAN VELİECEOĞLU YAZDI

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Hala Gazimağusa ’dayım. Dışarıda hava parçalı bulutlu, bir yağmur yağıyor, bir güneş açıyor. Yağmur nisan yağmuru gibi kısa sürüyor. Sokakta yürürken, yol kenarlarında daha çok portakal, limon ve mandalina ağaçlarını görüyorsun. Üzerinde meyvesiyle öylece duruyorlar. Dibe düşen portakalları, limonları, mandalinaları yerde, toprakta büyüyen çiçek yüklü otlar kucaklamışlar, yolda yürüyenlere ayrı bir güzellik sunuyorlar. Bu güzellikleri çok az insan görebiliyor, çünkü insanlar genelde arabalarıyla gidip geliyorlar. Nerdeyse bir evde iki-üç araba var, 18 yaşını bitiren herkes araba almaya çalışıyor. Şu ya da bu biçimde herkesin bir arabası var ama herkesin bir işi yok. Sanıyorum gençlerin çoğu “babam sağ olsun” diyorlar. İşi olanlar ve babalar da araba şirketleri ve bankalar için durmaksızın çalışıyorlar, zaman onlara yetmiyor… Öyle sanıyorum ki araba ve ev zenginliğin göstergesi sayılıyor…

 

Arabalar yollara sığmıyor artık, kaldırımlar park edilmiş otomobillerle dolu, yaya olarak yürümekte zorlanıyorsun. Bir yıl öncesine kadar sürücüler yayalara çok saygı gösterirlerdi, şimdi Türkiye’ye benzemiş.

 

Her tarafta mantar gibi inşaat… Ev olarak, öğrenci yurtları olarak, üniversite olarak inşaatlar yükseliyor. Buralar da özel üniversite sayısı çok fazla. Hemen hemen dünyanın her tarafından öğrenci var. Beyaz, siyahi… Aslanım Afrika’lı siyahi öğrenciler yağmurlu havalarda dahi parmak arası terlikleriyle geziyorlar. Çok tatlılar. Öte yanda, altlarında çok lüks arabalarıyla hava atan erkek ve kadın öğrenciler… Öğrenciler, buranın ekonomisine çok büyük katkı sunuyorlar. Konuştuğumuz bir Kıbrıslı “öğrencisiz olmaz” diyor.

 

Burada ulaşım için toplu taşım araçları yok, sadece öğrencileri taşıyan otobüsler var. Bu araçların ücretlerini de MEB ve Üniversiteler ödüyorlarmış. Siviller şehir içinde bir yerden bir yere gidecekse taksi tutuyorlar, şehir içinde taksi ücretleri 15tl, insanlar buna alışmışlar. Yalnız şehirlerarası çalışan dolmuş ve otobüs seferleri var, rahatça gidip gelebiliyorsun…

 

Küçük bir yer olmasına karşın turistleri eksik olmuyor. Daha çok Türkiye ve Rum kesimden gelenler yoğunlukta…

 

Karpaz tarafına gittiğinizde Kıbrıs (Karpaz) eşekleri yolda sizi karşılıyor. Uzaktan arabanın geldiğini gören eşek ya da eşekler yola çıkıyorlar ve yolun ortasına duruyorlar. Doğal olarak siz duruyorsunuz ve arabanın camını açıyorsunuz, eşek açılan yerden kafasını sokarak sizden yiyecek bir şeyler istiyor, siz de ister istemez veriyorsunuz. İşte o zaman eşek size yol veriyor, yolun kenarına çekiliyor, siz de geçip gidiyorsunuz. Bunu bilenler o yola giderken, eşeklere vermek için yanlarına yiyecekler alıyorlar, hazırlıklı gidiyorlar. Eskiden arabanın olmadığı zamanlarda Anadolu da yaşayanlar Karpaz eşeklerini ithal ederlermiş, o zaman Kıbrıslılar Karpaz eşeklerini övmek için; “Karpaz eşeği eşeklerin Mercedesidir.” Derlermiş. O zaman Mercedes var mıydı diye sormayın ben de bilmiyorum, tarihçilere sormak lazım.

 

Bu eşek meselesini iyi bilen bazı Kıbrıslılar şöyle anlatıyorlar: “Buradaki eşekler tür olarak ikiye ayrılırlar. Birinci tür, Karpaz da kendilerine ayrılan bölgede eşekliklerini doyasıya yaşayanlardır. İkinci tür olanlar ise evrimleşerek insanların arasına karışmayı başarmış olanlardır. Fakat bu tür sosyal olarak eşekliklerini muhafaza etmiş olanlarıdır. Ne var ki bunlar diğerleri kadar mutlu olamamışlar bu yüzden de çevrelerine sürekli rahatsızlık vermişlerdir. Birinci tür eşekler iriyarı ve heybetli olmalarına rağmen, birinci tür ve ikinci tür eşekleri birbirinden ayırt edebilmek için bir süre onlarla birlikte yaşamak gerekir…” Diyorlar. Ben anlatanların yalancısıyım. Adamlar öyle söylüyorlar.

 

Bir de yarın Kıbrıs da milletvekili seçimi var. Bir seçmen fazlaca oy kullanıyor. Örneğin, Gazimağusa da yaşayan bir seçmen: A-Bir oy iktidara gelmesini istediği partiye veriyor. B- İktidara gelmesini istediği partiden hangi adayların seçilmesini istiyorsa tercih oyu kullanıyor. C- Diğer seçim bölgelerinin her birinde çıkacak milletvekili aday sayısının yarısı kadar milletvekili adayına tercih oyu kullanabiliyor. D- Bir de iktidara gelmesini istemediği partilerde yer alan, kendince iyi-tutarlı gördüğü adaylar için de tercih oyu kullanıyor. Vatandaşa sorunca da, “hangisi kazanırsa kazansın nasıl olsa değişen bir şey olmuyor, koalisyon olacağı belli” diyorlar. Bunları ne diye yazdım sanki!.. Yazılmasa da olurdu…

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir