İçinde bulunduğumuz haftanın başında, yine her hafta olduğu gibi, siyasetteki gelişmeleri pürdikkat izlemeye çabalıyorum.
İzliyorum izlemesine de, maalesef, ülke siyasetinde de, trajikomiklik, absürtlük hali halen tüm hızıyla devam ediyor.
Ülkenin yönetimini yıllardan beri elinde tutan siyasi erk, her zamanki gibi orta oyunu oynamaya devam ediyor. Onlar orta oyuncu, bizler ise birer figüran konumundayız.
Yine, her zamanki gibi, toplumun çıkarları yerine, kendi siyasal çıkarlarını önceliyorlar.
“Ne yaparsak yapalım, ne söylersek söyleyelim, toplumun büyük bir kesimi arkamızda hizalanmış nasıl olsa” havasındalar.
Zaman zaman da “milli ve dini” söylemleri öne çıkartarak, abdest tazeler gibi toplumsal güven tazelemeye çalışıyorlar.
İşkembeden atan atana.
“Gerekirse Çin’ e savaş açarız”, “Güneydoğu’da HDP eriyor, Vatan Partisi oylarını katlıyor” gibi, bilimden, gerçeklikten ve akıldan uzak açıklamaları peş peşe okuyunca, biran, Netflıx’ te yayınlanan, beş sezonluk, “Breaking Bad” adlı dizi geçti gözlerimin önünden.
“Breaking Bad” adlı dizi, bir ABD yapımı drama televizyon dizisidir. Kanser hastası, 50 yaşında lisede kimya öğretmeni olan Walter White (Bryan Cranston), öğretmenlik dışında, ek iş yapmasına rağmen maddi açıdan ailesinin gereksinimlerini karşılayamamaktadır. Öldükten sonra, ailesinin de aynı sıkıntıları yaşamaması için Metamfetamin üretip piyasaya satmaya karar vermesi ile başlayan olayları anlatan nefis bir drama dizidir.
“Metamfetamin” ismini ilk defa bu dizide duydum. Merak edip Google amcadan öğrenmeye karar verdim ve Google amcamdan ilk edindiğim bilgiler, metamfetamin uyarıcı ve halüsinasyon özelliği olduğunu öğrendim.
Metamfetamanin kullanımı, Mitomani hastalığı bizim siyasete/siyasetçilere de sirayet ettiği konusunda yüzde yüz eminim.
Hadi bana inanmıyorsunuz, peki, açıklamalarına bakınca da mı anlaşılmıyor?
Mitomani, yani yalan söyleme hastalığı ile metamfetamine bağlı halüsinasyon birleşince, siyasette ve günlük yaşamda, gerçek dışı fikirlerle insanları yönlendiren, aynı zamanda belli bir amacı olmayan: Narsistik, histerik ve asosyal, mitomanik kişilikler ortaya çıkartıyor.
Hiç şüphe yok. Bizim siyasettin halleri bu yüzden sanırım…
****
Peki, nereye kadar sürecek, bu siyaset alanındaki absürtlük, trajikomiklik?
Hatırlayanlar bilir…
Bir zamanlar Televizyonlarda, büyük sanatçı Şener Şen’ in rol aldığı, su musluğu reklamı vardı: “Açıyorum, kapıyorum, açıyorum kapıyorum… Aç Kapa, Aç Kapa…. Artema…”
Evet… Ben de soruyorum: Nereye kadar, aç kapa, aç kapa, aç kapa?
HEP, ÖZDEP ve DEP…
HEP’ le başlayan kapatma geleneği, sonrasında yerlerine kurulan diğer yeni partilerin kapatılmaları ile devam etti. Bu hukuksuz ve anti demokratik kapatmalar halen toplumun hafızasındaki tazeliğini koruyor. Bu durum Kürt halkında derin bin duygusal kırılma malatya escort yaşanmasına sebep olmuştu.
Parti kapatmanın, günümüz dünyasın da artık bir işe yaramadığı daha somut anlaşılmış, hatta Anayasa da yapılan bir değişiklikle parti kapatma zorlaştırılmıştı.
Ancak sistem, huylu huyundan vazgeçmiyor misali, bu uygulamayı Kürt siyasal hareketi üzerinde Demokles’ in kılıcı gibi sallıyor.
Elbette, biliyoruz, meyve veren ağaç taşlanır.
Ama, asıl niyet bu değil.
Bal gibi, iç ve dış siyasette tıkanan, gittikçe irtifa kaybeden ittifak iktidar, bu tıkanıklığı aşmanın yolu olarak, milletvekilliklerinin düşürülmesi ve akabinde HDP’nin kapatılması konusunu gündeme taşıyarak, kendi tabanını konsolide etme, muhalefeti ise parçalamanın telaşı içerisindedir.
“İç düşman, dış düşman, ülkenin bekası, dış güçler, terör” gibi kavramları kullanarak muhalefeti ve toplumun büyük bir kesimini de arkasına tek sıra hizalamakta bayağı maharetli olan ittifak iktidarı, yine aynı yöntemi kullanarak, Millet İttifakını içten ve dıştan parçalamaya, alınacak bir erken seçim kararıyla da yol temizliği yapmak istemektedir.
Kendisine en önemli engel gördüğü HDP’yi kapatmak suretiyle, darmadağın olmuş bir muhalefetle seçimleri yapmaya ve ortaya çıkacak kaotik durum üzerinden istediği sonucu almaya çalışacaktır.
HDP ve 1923’ de ilan edilen Cumhuriyet ile birlikte, o dönem, kuruluş mutabakatına bağlı kalınmayarak, çözümsüz bırakılan ve bugünün kuşaklarına ihale edilen Kürt realitesi meselesi olmasaydı, ülke sağ ve ulusalcı siyaseti ne yapacaktı acaba? Hangi kurumu, toplumu kuşadası escort manipüle etmek için, malzeme olarak hangi konuyu ağızlarına sakız yapıp dolayacaklardı?
Sahi, HDP olmasaydı, yıllardır ülkeyi yöneten ulusalcı/milliyetçi sağ ve muhafazakar siyaset nereden beslenecekti? Ne yiyip, ne içeceklerdi?
Özellikle son on yılda başarısızlıklarını HDP üzerinden perdelemeye çalışan bir iktidarla karşı karışayız.
Sahte muhalefetten sahici muhalefete giden yol, ittifak iktidarının arkasında tek sıra olmak ya da AK Parti’yi ve Genel Başkanı Erdoğan’ı çözüm süreci üzerinden suçlamaya-sıkıştırmaya çalışmaktan geçmiyor. Sahici muhalefet etmenin yolu; iktidarın arkasına hizalanmadan, genel doğrular ve toplumun genel sorunları üzerinden, daha geniş bir yelpazeden olaylara bakma ve bu değerler üzerinden cesurca muhalefet ekmekten geçtiği unutulmamadır. Yani, O Ermeni’yi dövdürtmeyeceksiniz!
Altı milyon seçmenin iradesi ve onuru olan HDP’li milletvekillerinin vekilliğini düşürmek ve HDP’yi veya başka partileri kapatmak niyetinde olanlara hatırlatmakta yine fayda var; Elli, hatta yüz elli kere düşünün, ama bir kere doğru yapın!.
İki ünlü düşünürün, felsefecinin aforizmaları ile bitirmek istiyorum yazımı…
Albert Einstein’ e ait olup olmadığı hala tartışma konusu olan marmaris escort vecizesinde der ki: “Delilik, aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemektir.”
Bir diğer aforizma Devrimci filozof Heraklitos’tan: “Aynı nehirde iki defa yıkanılmaz“
****
Önceki gün 68 hareketinin öncülerinden Deniz Gezmiş’ in doğum günüydü.
Ve yine, 26 Şubat 1984’ de yitirdiğimiz büyük şair Hasan Hüseyin Korkmazgil, şu şiiri ile bugün siyaseten yaşadıklarımıza en güzel yanıtı veriyor:
“… Ekmeği bol eyledik
Acıyı bal eyledik
Sıratı yol eyledik
Geldik bugüne
Ekilir ekin geliriz
Ezilir un geliriz
Bir gider bin geliriz
Beni vurmak kurtuluş mu?…”
Anılarına, mücadelelerine özlem ve saygıyla.