HDP Mersin Milletvekili Dr. Rıdvan Turan, su politikası oluşturulmasına ilişkin konuyla ilgili TBMM Başkanlığına bir araştırma önergesi verdi. Turan, Türkiye’de su kaynaklarımızın kapasitesine göre tüketim modelleri ile gelecekteki su talebimizi karşılayacak su politikasını oluşturmak ve uygulamak amacıyla bir Meclis araştırması açılmasını talep etti.
HDP Mersin milletvekili Rıdvan Turan, su sorununun kapitalizmin ürettiği bir sorun olarak, kentleşme ve sanayileşmeyle birlikte insanlığın doğayı tahakküm altına almasıyla yakından ilişkili bir olduğunu kaydederek, “ Türkiye su kaynakları bakımında yarı kurak bir bölgede yer almaktadır. Su zengini ülkelerde kişi başına düşen yıllık su miktarı 10.000 m3 iken Türkiye’de bu oran 1.350 m3’tür. 2030 yılına kadar Türkiye’de nüfusun yaklaşık 100 milyon olacağı tahmin edilmekte ve kişi başına düşen su miktarı ise yaklaşık 1000 m3 dolayında olacağı tahmin edilmektedir. DSİ genel müdürlüğünün yayınladığı verilere göre, Türkiye’nin yıllık su tüketimi 57 milyar m3 olmakla birlikte yaklaşık %77’si tarımsal sulama amacıyla kullanılmaktadır. Türkiye’nin yaklaşık 24 milyon hektar ekili tarım arazisinin yaklaşık 8,5 milyon hektarında sulanabilir tarım yapılmaktadır. Türkiye sulanabilir tarım alanlarını %70 oranında açık kanallar aracılığıyla sulamaktadır. %28’lik tarım alanı ise kapalı sistem basınçlı sulama sistemleri ile yapılmaktadır. Araştırmalara göre yağmurlama sulamalarda %35, damla sulamalarda ise yaklaşık %65 oranında su tasarrufu sağlandığı dikkate alındığında kapalı su sistemlerinin oranı hayli düşük kalmaktadır” dedi.
İklim değişikliğinin Akdeniz havzasında yaratacağı olumsuzluklardan etkilenen ülkelerin başında Türkiye’nin geldiğini söyleyen Turan, “Özellikle son yıllarda düşen yağış miktarındaki azalma yaşanan olumsuzlukları tetikleyecektir. TMO Genel Müdürlüğü’nün Aralık 2020 Fenolojik Değerlendirme Raporu’na göre; ülkemizde yağış ortalaması 2019 Aralık ayında 95,3 mm iken 2020 Aralık ayında 44,7 mm’ye düşmüş, yağışlar geçen yıla göre ülke genelinde %53 oranında azalmıştır. Türkiye uzun vadede su konusunda kendi kendine yetebilen bir ülke konumundan çıkacaktır. Suyun olmamasıyla ekili tarım arazileri azalacak ve Türkiye tarımda ithalatçı duruma düşecektir. Türkiye’de suyun ihtiyacı karşılamamasının bütünsel olarak anlamı yaşamın sürdürülebilir olmasını zorlaştırmaktır” diye konuştu.
Türkiye’nin gelecekte su kıtlığıyla karşılaşmaması için yaşamın bütün alanlarında kapsamlı bir politikaya ihtiyaç duyulduğu vurgusu yapan Turan, devamında şu ifadeleri kullandı:
“Bu anlamıyla mevcut su tüketim modellerinin iyileştirilerek suyun daha verimli kullanılması için sadece teorik değil aynı zamanda karşılığı olan stratejiler belirlemek gerekmektedir. Türkiye kuraklık risk analizinin yapılarak mevcut su kaynaklarının coğrafi bölgeler arasında eşitsizlik oluşturmaması sağlanmalıdır. Kuraklık konusunda gözlemevi niteliğinde kuraklık risklerini inceleyen kurumsal yapı oluşturmak gerekir. Suyu verimli kullanmak amacıyla teknolojiler hayata geçirilmelidir. Türkiye’de su tasarrufu kültürünün oluşması için kamuoyunu bilgilendirilen çalışmalar yapılmalıdır. Türkiye’de kapitalizmin ürettiği iklimsel çöküntüleri ortadan kaldırmak için acil eylem planı hazırlanmalıdır. Dolayısıyla Türkiye’nin karşı karşıya olduğu iklimsel tehlikelere karşı kapsamlı bir su politikasını hayata geçirmek için meclisin öncülük edeceği bir araştırma komisyonu kurulması ihtiyaçtan öte artık bir zorunluluktur.”