Kanal İstanbul Projesi için ilk ihalenin gerçekleştirilmesinin ardından ülke genelinde tepkiler yükselirken bir tepki de Mersin Emek ve Demokrasi Platformu’ndan geldi. Platform Dönem Sözcüsü Kemal Göksoy, korona virüsü salgını sürecinde iktidarın tutumunu eleştirerek, “Salgını fırsata çevirmeye çalışıyorlar. Buna sessiz kalmayacağız” dedi.
Mersin Emek ve Demokrasi Platformu Dönem Sözcüsü DİSK/Genel İş Şube Başkanı Kemal Göksoy, yazılı bir açıklama ile Kanal İstanbul ihalesi başta olmak üzere ülkemizde son dönemde yaşanılan süreci değerlendirdi.
Bu günlerde neredeyse yapılan her açıklamanın “zor günlerden geçiyoruz” ifadesiyle başladığını belirten Göksoy, “Fazlasıyla doğru, toplum olarak daha çok kenetlenmemiz, birliği ve dayanışmayı daha da öne çıkarmamız gereken günlerden geçiyoruz. İktidar ve yandaşları da zaman zaman bu dili kullanıyor. Fakat alınan kararlar ve uygulamalara baktığımızda tekçi, rantçı, ötekileştiren, kadın düşmanı, Kürt düşmanı ve savaş yanlısı, insanı öncelemeyen, emek ve emekçi düşmanı politikalarında hiçbir şeyin değişmediğini görüyoruz. Adeta salgını fırsata çevirmeye çalışıyorlar. Buna sessiz kalmayacağız” dedi.
Salgının Çin’de ortaya çıktığı günlerden bu yana ülkemizde gerekli hazırlıkların yapılmadığını şimdi daha net görebildiklerini kaydeden Göksoy, “Gerekli tedbirler alınmadığı gibi salgının ülkemizde yaygınlaşmaya başladığı günlerde doğal sit alanlarının ranta açılması, halkın oylarıyla seçilmiş belediyelere kayyım atanmakta ve eşbaşkanları uyduruk gerekçelerle gözaltına alınıp kayyım atandıktan sonra da serbest bırakılarak atama gerekçeleri kendi hukukları ile bile ret edilmektedir. Cezaevlerindeki İnsanların salgından etkilenmemesi için tartışmaya açılan infaz paketinde tutuklu ve hükümlülerin tamamını gözetmek yerine uyuşturucu tacirleri, taciz ve tecavüzcüler kapsama alınmaya ve düşünce suçluları kapsam dışında tutulmaya çalışılıyor. İktidar her zaman gibi önce aklındakini kamuoyunda tartıştırıyor, sonra da gelen tepkilere göre bazı geri adımlar atarak bunu bize bir lütufmuş gibi göstermeye çalışıyor. Bu kabul edilemez” diye belirtti.
“Dün son derece komik görüntülerle yaptığı ihale ile ‘Kanal İstanbul’un startını vermiş oldu” ifadesini kullanan Göksoy, “İstanbul halkının kabul etmediği, bilim insanları ve şehrin iradesi olan seçilmişlerin karşı çıktığı ranttan başka bir kaygı taşımayan ucube proje iptal edilmelidir. İstanbul’daki deprem gerçeği bile bu projenin durdurulması için yeterlidir. Doğaya ve canlılara zarar verildiğinde bunun bedelinin en ağır şekilde hepimiz tarafından ödeneceğini virüs salgını bize gösterdi, göstermeye de devam edecektir. Bir an önce insan hayatını temel amaç edinen önlemler alınmalıdır. Şu uyarıyı yapmayı toplumsal bir görev olarak biliyoruz: Daha fazla ve etkili tedbirler alınmadığında salgının yayılması ve can kaybı artacaktır. Bunun sorumlusu da iktidar bloğu olacaktır” şeklide kaydetti.
İktidarın bir an önce sokağa çıkmamayı genelleştirilmesi gerektiğini de vurgulayan Göksoy, “Bu kararın gerektirdiği her türlü sorumluluğu üstlenmelidir. Sağlık personelinin, temizlik işçilerinin ve çalışmak zorunda olan tüm emekçilerin sağlığı için gerekli önlemler alınmalıdır. Açıklanan ekonomik paket ve önlemler sadece sermayeyi korumakta toplumun geriye kalanı, emekçiler ve dar gelirli insanlar görmezden gelinmiştir. Ekonomik önlemler toplumun tamamını gözeten bir tarzda yapılmalıdır. Bazı bakanlıkların ve valiliklerin yaptığı ve yapacağı yardımlar yandaşlara değil, ihtiyacı olan herkese yapılmalıdır. MEB uzaktan eğitimi, tüm tarafları planlama ve denetlemeye dahil ederek bilimsel ve pedagojik ilkelere göre yapmalıdır. İhalelerle yandaşlara rant yerine bu kaynakların sağlığımıza, salgının önlenmesine, işçiye, emekçiye, çiftçiye dağıtılması salgın sonrası ortaya çıkacak ve hepimizi etkileyecek problemlerin azalmasına katkı sunacaktır. Bizler Mersinin sesi ve vicdanı olmaya devam edeceğiz. Bu zorlu sürecin üstesinden gelmek için yapılması gerekenlere katkı sunmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
