“Ağacın kurdu ağaçtan olmazsa ağaç çürümez.” denilen bir halk sözü hepimizce bilinir söylenir. İnsan bu tabi ki gözündeki çuvaldızı görmez ağacı görür,hayvanı, kurdu, kuşu görür.
Tarihten ders çıkarmaz. Büyükleri küçüklere doğru örnek olmaz.
Eğitimi,inançları kendi çıkarlarına alet edip, dünyayı parsel parsel bölüştüler dahada gözleri doymadı.
Yeryüzünde canlılar hayatla buluştuğunda, doğal mecrada süren bir yaşam ve çelişkiler de vardı. Ama tehlike bu denli büyük değildi. Hayvanlar arasındaydı genelikle amansız çelişki. Örnek, aslanla,ceylan arasında, şahinle güvercin arasında…
İnsan bu çelişkileri cinsi içinde hiç yaşamamak için insandı.
Yoksa biyolojik tanıma göre düşünen bir hayvandı.
İnsan öğrendiğini öğreten, çirkin ile güzeli ayırt eden bir varlıktı.
Doğadaki korkutan yok eden saldırı ve seslere karşı birleşen sırtını birbirine veren avını paylaşan, komünal yaşamı yaratmasıyla insanlaştı. Gelişen tarihsel yaşam serüveninde insan doğaya ve kendine yabancılaştıkça acıyla tanıştı, acı artı, felaket artı.
İnsan kendini tanımaz oldu. Gözü doymaz oldu, hırsı büyüdü kendini yedi yok etti.
Bu acımasız süreç ana erkilden, ata erkille geçişle sınıfsal, ulusal, ırk, din, dil, tekel, tröst, site, holding, krallık, çar, şah, imparator gibi statü ve ötekileştirme zihniyetinin hükmü sonucu.
İnsan oğlu kendi cinsi üstünde örgütlü yapılar kurdu.
Oligarşi, Monarşi, Faşizim benzeri hayatı insanlığa cehennem kılan zihniyetler.
1945’te Amerikanın atom bombasını Hiroşima ve Nagazakiye atması, 1988’de Saddamın kimyasal bombayı Halepçeye atması en acımasız amansız somut ve yakın tarih örnekleridir.
Barajlar için nehirlere, ırmaklara bentler vuruldu.
Madenler için ormanlar yok edildi.
Bitlis’ten, Bağdat’ta yazın ağaç gölgesinde yol alan Evliya Çelebi’nin gittiği yerler çöl oldu.
Artık o kadar çıldırdı ki virüs yaratıp ,karşı tedavi ilaçlar çıkarıp kar sağlamak gibi canileşen bir karaktere döndü.
İnsan insanlıktan çıktı. Robotlaştı, canavarlaştı. ‘İnsan insanın Kurdu’ oldu.
En somut örneği Korona virüsü bunun Pastüer patent fabrikasında 5 muczip tarafından daha 2003 yılında çıkarılıp Vietnam’da denendiği belgeleriyle medyada teşhir eden basın çevreleri oldu.
İnsanın en korkulur varlık yine insan olmaya başladı.
Bu felaketin insandan insana bulaşması bile insanın insana tavır koymaya yetti.
Ülkemizde gençlerin yaşlılara koyduğu tepki ve haddini aşan saygısız davranış tutumları.
Birbirini sevenlerin bile bile bir metre mesafe koymaları, temasın olmaması, bu felaket insan eliyle insana yaşatılan en büyük kötülüğü inkara götürmez.
insan kendisiyle er geç yüzleşirse küresel düzeyde doğru şekilde komün meclis demokratik ekolojik toplum ilişkisi toplumsal bilinç aydınlanmayla kabul görürse…
Bütün teknik araç ve gereçler medya kurumları TV kanalları Gazeteler, doğru eğitime hizmet ederse topyekün eşitlik özgürlük adalet rehber alınırsa hepimiz bu belalardan kurtulabiliriz.
Güzel bir ülkede,
Güzel bir Dünyada,
Güzel yaşamak mümkün olur.
