Ülkede yaşanan kadın cinayetlerine tepki gösteren EMEP Toroslar İlçe Başkanı Güler Cengiz, bu ülkede her gün kadınların katledildiğini vurgulayıp, bir an önce bu sorunun kökten çözümü için iktidarın derhal harekete geçerek somut adımlar atmasını talep etti.
Emek Partisi Mersin İl Örgütü, “Artık Yeter” vurgusuyla Türkiye’de yaşanan kadın cinayetlerinin son bulması için gereken adımların atılması çağrısı yaptı. Parti İl Binasında yapılan açıklamada Toroslar İlçe Başkanı Güler Cengiz, konuya dair hazırlanan basın metnini kamuoyuyla paylaştı.
Bu ülkede her gün kadınlar katledildiğini ve kadınların her geçen gün daha korkunç bir vahşetin hedefi haline geldiğini belirten Cengiz, “İstanbul’da özel bir üniversitede öğretim görevlisi olan Dr. Aylin Sözer’in, eski erkek arkadaşı olduğu iddia edilen Kemal Delbe tarafından evinde yakılarak, Malatya’da Selda Taş’ın evli olduğu Mehmet Taş, Gaziantep’ de Vesile Dönmez’in oğlu Uğur Dönmez tarafından vurularak öldürülmesi kadınların isyanını büyüttü. Aylin Sözer’in fail tarafından iki gündür evinde rehin tutulduğu ifade ediliyor. Daha dün Mersin’de boşanmak isteyen D.U. evli olduğu erkek tarafından vuruldu. Pandemi döneminde evler daha fazla şiddet mahalli haline geldi, şiddet faillerinin iktidarın kadına yönelik şiddete göz yuman, failleri aklayarak, serbest bırakarak adeta teşvik eden tutumu her gün kadınların canına mal oldu, olmaya devam ediyor” dedi.
İstanbul Sözleşmesi ile ilgili tartışmalara son verilmesi gerektiğini vurgulayan Cengiz, “Biliyoruz ki gizli kapılar arkasında hala sözleşmeden nasıl kurtuluruz hesapları yapıyorsunuz. 6284 Sayılı Yasanın tartışılmasına izin veriyorsunuz. Kadınlar ölürken, öldürülürken, bunu yapamazsınız. Buna artık son verin. Kadınların öldürüldüğü, bunun artık vahşete dönüştüğü bu ülkede iktidarın görevi kadına yönelik şiddeti engellemeye ilişkin çalışma yapmaktır. Aksi her davranış her yeni gün bir kadın cinayeti anlamına geliyor. Eşitliğin altının oyulduğu, kadınların haklarının tırpanlandığı, şiddete karşı acil önlemlerin hayata geçirilmediği her yeni gün yeni kadın katliamları yaşanmaya devam edecek! 2015’te Özgecan Aslan, Feray Şahin, Kübra Aşkın, Cemile Aslan, Leyla Etiz, Tuğba Ateş ve hayatı elinden alınan binlerce kadın… Kadınların hayatı ateş hattındayken, bedenleri erkek egemenliğinin ve cezasızlığın alevleri arasında kül edilmeye çalışılırken bu yangını söndürecek olan kadın dayanışmasının gücü, kadınların örgütlü mücadelesidir” diye konuştu.
Kadınların eşit, özgür, şiddet ve ayrımcılığın olmadığı, kimsenin cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinin ayrımcılık gerekçesi haline getirilmediği, güvenli bir hayat yaşama hakkının sağlanması için talepleri tüm demokrasi güçlerinin de talepleri olduğunu ve bu taleplerin gereğinin yerine getirilmesi için herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini kaydeden Cengiz, “Kadınlarla erkeklerin eşit olduğu, kimseye ayrımcılık yapılamayacağı fikrini kabul edin. Kadınların hayatın her alanında eşit temsilini sağlamak, eşitliği hayata geçirmek için somut adımlar atın. İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın çekilmesi, 6284 sayılı Şiddet Yasası’nın değiştirilmesi, çocuk istismarcılarına af getirilmesi, boşanan kadının nafaka hakkının 2-3 yıl gibi sürelerle kısıtlanması, kadının ev içi emeğinden kaynaklanan miras hakkına el konulması, farklı cinsel yönelimlere ayrımcılık ya pılması gibi tartışmalara derhal son verin! Fiziksel, psikolojik, cinsel ve ekonomik şiddetle ilgili acil bir eylem planı oluşturun. 7/24 çalışacak etkin bir Alo Şiddet Hattı, her 100 bin nüfusa en az bir sığınak, her 200 bin nüfusa en az bir cinsel şiddet kriz merkezi açarak şiddetle ilgili ulusal mücadele ağını bir an önce kurun” ifadelerini kullandı.