Akpınar son olarak şunları söyledi: “AKP iktidarının kadınları hayatın hiçbir alanından geri çekilmeyeceğini anladığı için; gece bekçileri aracılığı ile sokakları, işyerlerindeki saldırı ve baskılar aracılığı ile emek alanını, siyaset ve basın alanına yönelik saldırı ile de söz söyleme ve değiştirme gücümüzü engellemeye çalışması boşunadır Biz buradan tüm yetkililere tekrar sesleniyoruz. Kadınlar sokakları terk etmeyecekler. Sokakları, şehirleri daha güvenli yaşam alanları haline getirmek sizin göreviniz.Yıllarca bedeller ödeyerek kazandığımız haklarımızı savunmaya ve geliştirmeye devam edeceğiz. Erkek egemen zihniyetinizle yaşamın her alanında mücadele edeceğiz. Biz kadınlar yılmayacağız, susmayacağız,kazanımlarımızdan ödün vermeyeceğiz”

Paylaş
Mersin Kadın Platformu, kadınlara yönelik yapılan baskıları, Özgür Çocuk Parkı’nda yaptığı basın açıklamasıyla protesto etti. Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Eşbaşkanı Canan Yüce, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mersin İl Eşbaşkanı Zelal Önen ve platform üyeleri katıldı.
Platform adına açıklamayı yapan Günebakan Kadın Derneği Mersin Şube Başkanı Zübeyde Akpınar, “Son günlerde Mersin’de ve bazı diğer illerde polis veya bekçiler tarafından trans kadınlar kıyafetlerinden dolayı karakola götürülerek kabahatler kanunundan cezalar yazılmakta ve daha sonra güvenliksiz alanlara bırakılarak yaşamları tehlikeye atılmaktadır. “Kadınların istedikleri saatte, istedikleri yerde dolaşmaları engellenmeye çalışılmakta, yaşam alanlarına, yaşam tarzlarına müdahale edilmektedir. Görevleri kent güvenliğini sağlamak olan kolluk kuvvetleri kadınların güvenle dolaşmaları için ortam yaratmak yerine kadınların özgürlüğünü kısıtlayan müdahalelerde bulunmalarını Mersin Kadın Platformu olarak kınıyoruz” diye konuştu.Kadınlara yönelik farklı alanlardan gerçekleştirilen saldırılar uzunca süredir dile getirdiklerini belirten Akpınar, “AKP iktidarının niyetinin açık görünümüdür. Çünkü bunlar sokakta hamile olanlar gezmesin, kahkaha atmayın, şort giymeyin, örgütlenmeyin, itiraz etmeyin, çok çocuk doğurun, kısaca ne dersek onu yapın, onu yaşayın diyen iktidarın somut pratikleridir. Bu söylemler kadını ikincilleştiren, eve hapseden, sadece kadının değil toplumun gelişiminin de önünde engel olan bir zihniyetin sonucudur. Ve bunun yerellere yansıması polis, bekçi eliyle topluma dayatılması, kadını-toplumu kendi bakış açılarına göre dizayn etme çabasıdır” diye ifade etti.