Kadın insanlığın var oluşuyla yaşamı ifade eder.
Yaşam bilimidir.
Kadın asla tekleştirilemez.
Kadının dini, milliyeti, aidiyeti bunların hepsi havada kalır.
İlkel toplum döneminde, doğal toplum yaşamında ‘dişi kuş yuvayı kurar’ ifadesiyle kadın toparlayıcı, kolektif yaşamın temelini kurmasından ifade edilmiş bir sözdür.
Kadınla birlikte toplum çoğalmış…
Ana erkil klan kabile yaşamında kadın eşitliği ve adaleti tesis etmiştir.
Ortak savunma ve birlikte yaşamın en ideal dönemini yaşatmıştır.
Mevcut imkan ve koşullara rağmen.
Erkeğin kas gücüyle hüküm sürecine geçerek egemenlik kurması ata erkil süreciyle birlikte kadın yaşamda özne varlığını kaybetmiş.
Nesne konumuna düşmüştür.
Kuran-ı Kerimde( Tekvin ayetinde 2/7-21-23 ) diyor ki; “Adem topraktan yapıldı yalnızdı. Uyurken tanrı kadını onun omurga kemiğinden yaptı. Onun yalnızlığını gidermek için.”
Bu zihniyet bile kadının ikinci sınıf meşrulaştırılması için düzenlenmiştir.
Bir filozof erkek çocuk yetiştirmek fert, kız çocuk yetiştirmek toplum yaratmaya hizmettir.
Ana erkilden Ata erkile geçişle insanlık tarihinde şiddet, savaş, sömürü ve talan başlamıştır.
Özel mülkiyet temeline dayanan sistem kadını kendine mülk saymıştır.
Kadınlar üzerinde en büyük savaşlar çıkmıştır.
Troya filmi örnek gösterilebilir.
Dünyanın en güzel kadını Helena, Aleksandros tarafından troyaya kaçırılır. Helenanın kocası Spartalı menelos, kardeşi miken kralı Agamenon ve grek yurdu ile adaların bir araya gelen hükümdarları, bin gemiyle Troya seferine çıkarlar. 10 yıl boyunca troya ile savaşır. Troya kentini fetheder. Sonunda suçlu Helenayı kocasına geri verirler. Troyaların en yiğit savaşçısı Hektoru unutulmaz kılar.
Osmanlı Rus savaşında güzel bir kadın olan Katerina.
Osmanlı tarihinin en büyük magazin olayı olarak işlenir. 1710 yaşanan Osmanlı ve Rusya arasındaki Prut savaşında, Osmanlı ordusunun Rus ordusunu yenmekten vazgeçmesinin sebebi Baltacı Mehmet paşanın Rus Çariçesi Katerina sevdası neden gösterilir.
Sınıflı topluma geçişle erkek egemen sistemi kadın üzerinde her türlü, egemenlik sahip olma hakkını mübah görmüştür.
Uygarlık tarihinin gelişimi sürecinde bilinç aydınlanmasıyla birlikte burjuva demokrasilerinin kısmi seçme seçilme haklarının tanınması sağlanmışsa da…
Kadın özgürlüğüne dair ciddi ve gerçek bir adım atılmış değildir. 1800-1900’lü yıllarda Avrupa, Amerika, Rusya’da, Çin’de ve dünyanın farklı yerlerinde gelişen toplumsal sosyal hak arama hareketlerinde kadın da öne çıkmıştır. Clara Zetkinler, Roza Lüksemburglar, Leyla Kasımlar gibi önder kadınlar, kadınların ve toplumun ilgisini çekmiştir.
20-21 yüzyılda Tekelci kapitalizmin çılgın çağında Kadın en acımasız şekilde düşürülmüş.Dünya pazarlarına sürülmüştür.Üç S de en çok kadın kullanılmıştır. Seks, Sahane, spor.
Türkiye’de son yıllarda acımasız kadın cinayetlerine tanık olmaktayız.
Barış için gelinlik giyerek, bisikletle İsrail’e gidecek olan Bacca adlı kadını Gebze’de kara yolunda kamyona alıp, tecavüz edip, öldüren kamyoncu tarihe dünyanın en iğrenç bir kara lekesi olarak geçmiştir.
İnsanlığın barışı için yola çıkan kadını erkeğin öldürmesi.
Yine yakın tarihte Adana -Tarsus arasında otobüs şoförü öğrenci Özge canı otobüse aldıktan sonra vahşice tecavüz edip katletmesi.
En son Emine Bulut 23 Ağustosta günü ‘boşandığı kocası tarafından kızı F.B’nin gözleri önünde, “Ölmek istemiyorum” çığlıklarına rağmen Fedai Baran tarafından boğazı kesilerek hunharca katledilmiştir.
Ülkemizde son on yılda artan kadına yönelik şiddet.
Toplumda şiddet.
Tamamen ülkeyi yöneten sistemin eğitim, ekonomi, hukuk sisteminden bağımsız değildir.
Sorunların çözümsüzlüğü birike birike patlıyor. Sosyal hukuk devleti nüveleri tüketildi.
Türkiye’de işsizlik yoksulluk yetmediği gibi… Afganistan’dan 3 milyon göçmen, Suriye’den 5 milyona vardığı iddia edilen, Azerbeycan, Türkmenistan’dan kabul edilen büyük göçler. Hem ülkede emek ucuzlaştırılırken.
O kadar da insanlık düşürülüyor.
Ülkenin demografisi değişti.
Kadına tüm şiddetin kinin öfkenin sömürüsü sistemin sonucudur.
Bu sömürü ve şiddete son vermek için toplumun tüm kesimlerinin örgütlü toplum iradesine kavuşmakla mümkündür.
Kadın kurtuluşu insanlığın kurtuluşu demektir.
Kadın yaşamın temelidir.
Anne, eş, kız ’kardeş’ yardır.
Kadın doğadır.
Renk cümbüşüdür.
Yüzlerce rengin birleştiği bir orkestradır.
Kadın menekşeler, nergisler kadar ince zarif narindir.
Ay gibi aydınlık.
Güneş kadar sıcak.
Ağaç kadar yeşil.
Deniz kadar mavi.
Rüzgar kadar serin.
Toprak kadar bereketlidir.
Kadın yaşam kadın özgürlüktür.
Yaşama ve özgürlüğe sahip çıkalım.