KESK Mersin Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Sinan Muşlu, “1 hafta önce sahnelenen kamu işçileri toplu iş sözleşmesi oyununu kamu emekçileri toplu sözleşmesinde de yenilemenin, açlık sınırının 2 bin 100, yoksulluk sınırının 6 bin 800 TL’yi aştığı, emekçi kesimlerin yaşadığı gerçek enflasyonun yüzde 30’ları bulduğu koşullarda toplam 5 milyon kamu emekçisine ve emeklisine, aileleri ile birlikte 20 milyonluk devasa bir kitleye sefalet, yoksulluk, güvencesizlik teklif etmektedir” dedi.
Hükümetin, milyonlarca kamu emekçilerine ve emeklilerine yüzde 4’lük zam teklifi Mersin’de de tepkiyle karşılandı. KESK Mersin Şubeler Platformu düzenlediği basın açıklamasıyla açıklanan rakamları protesto etti. Özgür Çocuk Parkı’nda bir araya gelen kamu emekçileri, üzerinde “Emekçileri Satanlara Hayır! Sarı Sendikalardan Ayrılın! KESK’te Birleşelim” ifadelerinin yazılı olduğu bir pankart açtı.
Şubeler Platformu adına açıklamayı Eğitim Sen Mersin Şube Başkanı Sinan Muşlu yaptı.
“KISIR BİR DEĞERLENDİRMEDEN İBARETTİR”
“Bilindiği üzere 2020-2021 yıllarını kapsayan 5. dönem toplu sözleşme görüşmelerinde Kamu İşveren Heyeti 16 Ağustos’ta teklifini açıklamıştır. Söz konusu teklife göre 2020 yılının ilk altı ayı için yüzde 3,5, ikinci altı ayı için yüzde 3, 2021 yılının ilk altı ayı için yüzde 3 ikinci altı ayı için yüzde 2,5 gibi tüm maaş zammı oranları ile 3 milyon kamu emekçisi ve 2 milyon kamu emekçisi emeklisi ile açıkça alay etmiştir” diyerek sözlerine başlayan Muşlu, “Önceki gün gece saatlerinde yandaş konfederasyon Genel Başkanı ile görüşen Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk Kamu İşvereni adına yeni tekliflerini sunmuştur. Buna göre maaş artış oranları toplamda sadece yüzde 2 artırılarak, 2020 yılı için yüzde 4 + yüzde 4, 2021 yılı için ise yüzde 3 + yüzde 3 olarak revize edilmiştir. Günlük bir çay parasına bile denk gelmeyen artışla kamu emekçileri ve emeklileri ile dalga geçilmeye devam edilmektedir. Maaşlarımızın ‘revize’ adı altında sefalet oranlarında artırılmasını öngören bu teklifi kabul etmek mümkün değildir. Buna rağmen yandaş konfederasyon yönetimi, hükümetin kamu emekçileri ile alay eden teklifini sadece hedeflenen enflasyon rakamlarının altında kaldığı için eleştirmekle yetinmektedir. Söz konusu eleştiri bugüne kadar yaşadığımız kayıpları görmekten uzak, kısır bir değerlendirmeden ibarettir” dedi.
“DÖRT KİŞİLİK BİR AİLENİN AÇLIK SINIRINDA 350 TL ARTIŞ YAŞANMIŞTIR”
“Oysa her zaman altını çizdiğimiz üzere bizler için asıl olan TÜİK vasıtası ile Ali Cengiz oyunları ile düşük tutulan çarpık enflasyon rakamları değil, mutfakta, çarşıda, pazarda yaşadığı gerçek enflasyondur” diye konuşan Muşlu, “Yaşanan gerçek enflasyon ile TÜİK’in açıkladığı rakamlar arasındaki uçurum yıllardır maaşlarımızı eritmeye devam etmektedir. Dolayısıyla iktidarın ‘işçiyi, memuru enflasyona ezdirmedik’ sözlerinin hiçbir karşılığı yoktur. Çünkü işçiyi, memuru, dar gelirli, asgari ücretli, emekliyi TÜİK vasıtası ile açıklanan enflasyon değil, hayatın gerçek enflasyonu ezim ezim ezmeye devam etmiştir. Sadece son bir yıl içerinde dört kişilik bir ailenin açlık sınırında 350 TL artış yaşanmıştır. İğneden ipliğe zam furyası hız kesmeden devam etmektedir. Son iki ay içinde elektriğe, doğalgaza yüzde 15 zam gelmiştir. Tütün ürünleri son iki haftada yüzde 20 zamlanmıştır. Buna rağmen hükümet 1 hafta önce sahnelenen kamu işçileri toplu iş sözleşmesi oyununu kamu emekçileri toplu sözleşmesinde de yenilemenin, açlık sınırının 2.100, yoksulluk sınırının 6.800 TL’yi aştığı, emekçi kesimlerin yaşadığı gerçek enflasyonun yüzde 30’ları bulduğu koşullarda toplam 5 milyon kamu emekçisine ve emeklisine, aileleri ile birlikte 20 milyonluk devasa bir kitleye sefalet, yoksulluk, güvencesizlik teklif etmektedir” ifadelerini kullandı.
“KAMU EMEKÇİSİNİN YENİ BİR SATIŞ SÖZLEŞMESİNE TAHAMMÜLÜ KALMAMIŞTIR”
KESK olarak, toplamda beş milyonluk geniş bir kesimin beşte birini üye yaptığı için kendini “yetkili” zannedenleri uyardıklarını söyleyen Muşlu, “Bugün böbürlendiğiniz noktalara nasıl geldiğinizi, sırtınızı nerelere dayadığınızı, mevcut anti demokratik yasalardan, gerçek, evrensel toplu pazarlık sisteminden uzak köhne sistemden nasıl nemalandığınızı dünya alem biliyor. Ne kadar ‘tarihi başarı’ nutukları atarsanız atın bugüne kadar danışıklı dövüş oyunlarından sonra imzaladığınız mutabakatların bedelini kendi üyeleriniz de dahil beş milyon kamu emekçisi ve emekli ödemiştir. Ödemeye de devam etmektedir. Hiçbir kamu emekçisinin tarihe kara bir leke olarak geçecek yeni bir satış sözleşmesine tahammülü kalmamıştır. Dolayısıyla hiç kimsenin 3 milyon kamu emekçisine, 2 milyon kamu emekçisi emeklisine sefalet artış oranları dayatan, temel hiçbir sorununu çözmeyen, aksine hepimizle alay edilen bu teklifi kabul etmeye, müzakereye değer görmeye YETKİSİ yoktur. Bunun için yetkinin asıl sahiplerini, sendikalı, sendikasız tüm kamu emekçilerini, sefalete terk edilen emeklileri yeni danışıklı dövüş oyunlarına karşı haklarına sahip çıkmaya çağırıyoruz. Halktan Yana Bir Kamu Hizmeti, Güvenceli İstihdam-Güvenli Gelecek, Demokratik- Adil Bir Çalışma Yaşamı, İnsanca Yaşamaya Yetecek Bir Ücret ve tüm taleplerin hayat bulması için Gerçek Bir Toplu Pazarlık Hakkı için birlikte mücadele etmeye, yeni bir satış sözleşmesine izin vermemek için yan yana, omuz omuza olmaya davet ediyoruz” dedi.