Kentimizde şikayetler özenle işlenir..!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Herkes, uzun zamandır huzur verici bir ses arıyor…
Öyle yorgun, öyle bitkin ki herkes…
‘Umut var’ derken dahi, dudaklarında sarsılıyor sözcükler…
İşte tam da bu yorgunluğun üzerine, kentte hep ‘bağırışların içine ince işlenmiş’ zabıtalı sesler duyar olduk…
Hiç sarsılmayan, hiç titremeyen sesler bunlar…
 
Bu aralar evden dışarıya her çıkışınızda yanınıza sabrınızı ve sükunetinizi almayı unutmayın!
 
Henüz evde iken, kontrol mekanizmanızın ayarlarını dengeleyip sonrasında da bir bardak su için.
Bunları yapmadan sakın ola, dışarıya adım atmayın!
Yoksa bir yerinde kentin, yani herhangi bir yerinde işte, bir zabıta hemgamesi arasında öfkeye tutulmuş bulabilirsiniz kendinizi…
 
Bu sebeplen üstüme düşen uyarıyı titizlikle yapmak zorundayım ki, yapıyorum…
‘Dikkat edin!’…
 
Diyelim ki bir öğle vaktinde, İstiklal Caddesi’nde yürüyorsunuz…
Elinizde telefon, muhabbet ediyorsunuz… belki de sevgilinizle…
Birden, ‘pattt’ diye muhabbetinizi kesecek bir bağırış duyabilirsiniz…
O an bir Suriyeli çocuğun çöp arabası alınabilir ellerinden…
Bu çocuk illa Suriyeli de olmayabilir…
Babası savaşta ölmemiş, 5 kardeşi ve annesiyle bu ülkeye sığınmamış da olabilir…
Ama yüzde 500 çocuk olduğu, yüzünden, gözlerinden, ellerinden kesin olan birinin, çöp arabası alınabilir…
Arabası onun için, akşam evine götürecek ekmeği…
Akşam evine götürecek ekmeğini vermemek için çırpınabilir, yüzde 500 çocuk olan…
Bu çırpınmaya karşılık yaşanan hengame sonrasında, belki de uzunca sürecek ‘darp edildi veya edilmedi’ tartışmalarının mağduru da olabilir…
 
Savaş… çocuk… ekmek…
 
Bu olay yaşanırken gözlerinizin perdesinde…
E yani, siz de insansınız…
Etinizden, kemiğinizden belli…
Pür dikkat, olaya kesilebilirsiniz…
Vicdanınız vardır…
Bir çocuğun gözyaşlarına vicdanınız, öyle ulu orta sökülebilir…
Sevgilinizin, telefondan size olan seslenişini duyamayacak kadar, çok parçalı hüzünle karışık az sinir yüklenmiş olabilirsiniz…
 
Yaşayabilirsiniz, işte böyle bir olay…
 
**********************
 
Diyelim ki, bir gün yine aynı şekilde herhangi bir yerindesiniz kentin…
Vakit sabah veyahut öğlen, ikindi de olabilir, hiç fark etmez….
Hatta bir gün değil, o hengameli günün hemen birkaç gün sonrası da olabilir…
Yanaklarınız al al…
Gülüyorsunuz…
Bu kez sokakta müzik yapan gençlerin o hoş şarkılarına ruhunuzu kaptırıp, dalıp gitmişsiniz bir yerelere…
 
İşte tam da o anda ‘patt’ diye bölünen güzelim bir an daha…
Zabıtalar yine başrolde…
Ellerindeki karalanmış kağıdı gösterip, ‘şikayet var’ diyerek, müzisyenleri kaldırmak istiyorlar…
 
”Kürtçe şarkı söylemişlermiş…
Arapça’dan da eksik kalmamışlarmış…
Gürültü olmuşmuş…
Birileri rahatsız olmuşmuş…”
 
 
Buyruk kesin…
Zabıta memuru mecbur görev görecek…
Görüyor da…
Vatandaşın şikayeti önemle işlenir…
Sonuçta burası Türkiye…
Demokrasi var…
İşlenecek tabi…
 
Ama konumuz siz olduğunuz için, sonuçta yine bir hengame…
 
Yine siz..
Yine insan..
Yine sökülen vicdan…
Yine tavır…
Olay sona erdi…
Müzisyenler de kaldırıldı…
 
Olay, gazeteciler tarafından toparlanıp habere taşınmaya gitti…
 
Yaşayabilirsiniz işte, böyle bir olay daha…
 
************
 
Zabıta trafiğine ‘hiç’ veya ‘sık’ tutulmamak için önlem almanız şart…
 
Bir daha uyarıyorum bakın…
‘Dikkat edin!’…
 
Bu gösterdiğim örneklerden birine takılmamak için, mutlaka ama mutlaka evden dışarıya her çıkışınızda yanınıza sabrınızı ve sukunetinizi almayı unutmayın!

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir