MERHABA

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Oldum olası tarihe, özellikle Sanat Tarihine olan ilgimden dolayıdır “Kilikya “ ismi ve bölgesi beni hep cezbetmiştir.

 

Mersinden Alanya’ya kadar uzanan bu tarihsel hattın, tarihsel birikim ve zenginliğin toplamı olan “Kilikya” ismi ile Mersin özelinde yayın hayatını sürdüren yerel “Kilikya Gazetesi” adına, Can dostum sevgili Tekin Oban tarafından “abi bizim gazetede sana bir köşe açsak, bizim gazeteye yazar mısın?” teklifinde bulununca; hem sevgili Tekin ve hem sevgili Turan Dal’ ın öncülüğünde faaliyet gösteren bir gazetede yazı yazmayı red etmek, ahmaklığın en büyüğü olurdu bana göre.

 

Hem gazete yürütücülerinin kişiliği ve hem de yayın politikası ile birebir örtüştüğümüzden, bir saniye düşünmeden yapılan bu onurlu teklifi seve seve kabul ettim.

 

Bundan böyle yazılarım reyting yaptığı sürece, yani kovulmadığım sürece, gündemi gani gani olan bir coğrafyada köşemde gelişmelere göre sizlerle olacağım.

 

Efendim! siyaset, hukuk ve emek alanı dahil olmak üzere sanatın 7 dalı da yakinimdir.

 

Barış, demokrasi sözcüğü de benim içimi hep ısıtmıştır.

 

Sanırım yazılarımla ilgili ipuçlarını yakalamışınızdır.

 

Şanlıurfa- Mersin hattı yaşam hikayen 1993 yılında başladı.

 

Adalet Bakanlığı bünyesinde Yargı Emekçisi kimliğimle memleketimde görev yaptığı bir sırada hiçte yazmadığım bir yere; Mersın’ e 1993 yılında tayin edilmekle ilgili bir anektodla başlayalım yazı hayatıma…

 

7 yıllık Adliye çalışanı olarak memleketim, doğup büyüdüğüm kadim bir şehir olan Mezopotamya uygarlığının en önemli kenti olan Viranşehir’ de görev yaptığım bir sırada, siyasal, sosyal ve kültürel sıkışmışlık neticesinde, doğup büyüdüğüm bu kadim kentten tayin istemeye karar verdim.

 

Hemen Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğüne dilekçe salladım.

 

Mersin hiç aklımda yoktu!

 

Dilekçeme, kendimce klişe bir gerekçeyle tayinimin yapılmasını istedigim yerleri, önüme koyduğum haritaya bakarak sırayla tek tek yazdım: Alanya, Serik, Antalya, Kaş, Manavgat, Didım, Kuşadası, Fethiye, Marmaris, Datça, Bodrum, Çeşme, Ayvalık, Kemer, Urla gibi turistik şehirleri yazmıştım; Alanya -Ayvalık Hattı.

 

Aradan 1 ay geçti.

O dönem Mardin SHP İl Başkanlığı yapan dayıma, SHP de hükümet ortağı olmasından bahisle tayinimle ilgilenmesini rica etmiştim.

 

O zamanlar cep telefonu hak getire. Beni, eski yöntem Ptt santrali aracılığıyla buldu, ev telefonu arayarak: oğlum tayin işin için Adalet Bakanlığı Müsteşarına uğradım. Durumu anlatıp rica ettim. Dosyanı getirtti. Beraber müsteşar beyle inceledik. Yalnız dilekçende eksiklik var, diyince…

 

Ben de: ne eksik dayı, diyince..

 

O da bana: tayin istek yerlerinde eksik var dedi.

 

Ben tekrar: ne eksik dayı, bütün yerleri yazdım, diyince…

 

Kızarak…

 

“Oğlum; Havayi Adaları eksik! Kanarya Adaları eksik! Yunan,İspanya Adaları eksik! Las vegas eksik, Hongok eksik! Monako şehri eksik!

 

Uzun bir ikna çabasından sonra, ekonomik olarak daha rahat hayat surdürebileceğim Mersin’ ne tayine razı oldum.

 

Ama yediğim fırça hâlâ kulaklarımda…

 

İşte, hiç aklımdan geçmeyen Mersin’ e geliş hikayem bu!

 

İyi ki gelmişim!

 

Bu seferlik böyle olsun.

 

Görüşmek dileğiyle…