31 Mart Yerel Seçimlerine şunun şurasında üç buçuk ay kadar bir süre kaldı.
31 Mart seçimleri kimi partiler açısından yerel seçim havasındayken, HDP ve diğer muhalifler açısından da yerel seçimden ziyade genel seçim havasında geçecektir.
Niye mi? İzninizle açıklayayım.
Bilindiği üzere Mezopotamya bölgesindeki halkın oylarıyla seçilmiş DBP’li (Demokratik Bölgeler Partisi) belediye başkanları görevlerinden alınmış ve yerlerine kayyumlar atanmıştı. Ayrıca bunun yanı sıra HDP ve DBP’li birçok meclis üyesi ve yönetici siyasi operasyonlarla gözaltına alınıp birçoğu tutuklanmıştı. Ayrıca başta Selahattin Demirtaş’ın ve diğer milletvekillerinin tutuklanmalırnı üst üste koyduğumuzda, bu durum HDP seçmeni açısından bir siyasi hesaplaşma ve rövanşist bir seçime dönüştü ve halkta, ister istemez, hizmet beklentisinden çok, sahiplenme duygusunu geliştirmiştir.
Bölge illerindeki durum bu.
Fırat’ın batısından Edirne’ye kadar ki bütün partilerin seçim stratejileri ve seçmen profili ile ilgili görüşlerimi yazabilirsem önümüzdeki haftalara taşımak istiyorum.
31 Yerel Seçimlerine ilişkin ilk köşe yazımı yaşadığım kentte ayırdım; Mersin.
Mersin; Türkmen yörüğüyle, Arap’ıyla Kürt’üyle, başka halkların, farklı inanç gruplarının ve sosyal farklılıkların kardeşçe, barış içerisinde yaşadığı bir kenttir. Bu nedenle kentin siyasal oluşumunda da bir denge vardır ve bu denge her zaman yerini korumuştur. Onun içindir ki, bu kentte Büyükşehir ve ilçelerde kimin kazanacağını önceden kestiremezsiniz.
Kısacası yapılacak ittifaklar, gösterilecek aday profili ve akılcı politikalara göre her partinin 31 Mart’ta ipi göğüsleme şansı olacaktır.
Akdeniz ve 7 Haziran ruhu yakalandığında da Toroslar ilçesinde ibre HDP’den yana olabilir. Yine ittifak, gösterilecek aday profili ve akılcı politikalara göre Büyükşehir, Yenişehir, Mezitli, Tarsus, Silifke, Aydıncık, Gülnar ve Mut’ta ise ibre CHP’ den yanadır.
Bu gerçeklikten yola çıkarak Mersin Demokrasi Çağrı Grubu’nun çabasıyla 16 Aralık Pazar günü Mersin Yenişehir ilçesinde “Mersin Yerel Demokrasi Buluşmaları” adı altında bir konferans gerçekleştirildi.
Benim de izlediğim bu konferansta, birbirine uzak durmayan ve birbirine yakın tabanı içinde barındıran CHP ve HDP’nin yerel yöneticileri ile aday adayları çağırılmıştı. Salonda HDP adayları ağırlıkta olmakla birlikte CHP’den Toroslar Aday Adayı Av. Şerife Arıcı Yıldız ile Yenişehir Aday Adayı Dr. Galip Kırıcı gördüklerimdendi. Başka adaylar varsa da görmemiş olabilirim. (Görüştüğüm bazı aday adayları toplantıdan haberlerinin olmadığını, çağırıldıkları takdirde konferansa mutlaka katılacaklarını söylediler.) Keşke her iki partinin tüm aday adayları ile il ve ilçe yöneticileri katılsaydı. Mesela, CHP’ nin diğer aday adaylarını gözlerim çok aradı.
İyi niyetle tertiplenen konferansa ilgi, ilk olmasına rağmen iyiydi.
Söz alan konuşmacıların bazılarının, toplantının formatından uzaklaşarak genel siyasetten bahsetmelerini saymazsak, diğer konuşmacılar Mersin yerelinde CHP ile HDP’nin ittifak yapmalarının şart olduğu yönünde görüş bildirdiler. Bu konuda en net konuşmayı da Av. Şerife Arıcı Yıldız yaptı.
Mersin seçmen profili ve aritmetiği bize Mersin il ve ilçelerinde ittifakı dayatıyor. “Ancak bu ittifak nasıl olmalı?” yol ve yöntemi hususunda en kısa zamanda her iki parti de Mersin Demokrasiye Çağrı Grubu’na kulak vermeli ve bu platform altında “ama”sız bir araya gelmelidir.
Çağrı Grubu önemlidir ve ihtiyaçtan kaynaklı mutlaka kurumsallaşmalıdır!
Son tahlilde, bir dostane uyarı yapayım.
İster benin bu yazdıklarımı ciddiye alın ister almayın. Sakın ha sakın! “HDP ve diğer muhalif kesimlerin seçmenine ihtiyacımız yoktur” gibi bir gaflete asla düşülmemeli. Aksi bir durum varolan buçuk umutlarına alıp götürür.
Sadece Mersin değil, Mersin ve diğer büyük kentlerde oluşması mecburi olan bu ittifaklar, tam da umutların tükendiği bir zamanda, bizler açısından yeni bir demokratik hayatın başlangıç olabilir.
Özellikle CHP tarafından gösterilecek Büyükşehir adayı hem HDP hem de diğer demokrat tabanının gönül rahatlığıyla sandıkta oy vereceği adaylar olmalıdır. Şahsen, ben de Büyükşehir’de ve ikamet ettiğim ilçe de sandığın başına gönül rahatlığıyla gitmek istiyorum; kazanırız, kaybederiz!
Dediğim gibi, bu seçim benim açımdan yerel seçim olmaktan çok, genel bir seçim havasındadır ve bu yüzden ittifaklar önemlidir.
31 Mart; tam da rengarenk çiçeklerin yaşadığımız yeryüzünü kapladığı, güneşin duygularımıza hoşça dokunduğu aydır!