Bana sık sık sorulan bir soru üzerine yazmak istiyorum: “Hocam seçimlerde ne olur? Gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsun?” Benim yanıtım ise, muhalefetin (Millet İttifakı ile HDP) 16 Nisan Anayasa Halk Oylamasından daha iyi bir sonuç alması gerektiğini ve şu ana kadarki gelişmelerin de bu yönde olduğu şekilindedir. Tabii muhalefetin sıkı çalışması gerekiyor. Muhalefetin en önemli hamlesi bence, her partinin kendi adayıyla Cumhurbaşkanlığı seçimine girmesidir.
Sol’dan HDP ve CHP, sağdan İyi ve Saadet Partilerinin çalışması, muhalefetin elini güçlendirmektedir. Özellikle Cumhurbaşkanlığı olmak üzere 24 Haziran (2018) seçimlerinin muhalefet partileri için olumlu gittiğini söyleyebiliriz. Çok farklı anketler yayınlanmış olsa da, muhalefet Cumhurbaşkanlığı seçimini ikinci tura taşıma amacına ulaşacağı yönünde güçlü veriler bulunmaktadır.
Bu verilerin başında CHP adayı Muharrem İnce ve İyi Parti adayı Meral Akşener’in mitinglerindeki kalabalıklar gelmektedir. Mitinglere katılım, geçmiş dönemler ile karşılaştırmalı olarak oldukça yüksek. İnce ve Akşener’in, biraz çelişkili gelebilir ama, ikisi de partilerinden fazla oy alacaklar izlenimi vermektedirler. Bazı anketler de, bu gözlemleri destekler nitelikte veriler sunmaktadır. Bu sürecin partiler açısından analizi daha önceki iddialarımızı desteklemektedir.
CHP’nin kendi adayı ile Cumhurbaşkanlığı seçimine girmesi, ilk olarak CHP’nin seçim sürecinde gündemde kalmasına, hatta gündemi belirlemesine olanak sunmaktadır. Bir yandan Kılıçdaroğlu ile, diğer Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ile CHP, daha yoğun gündemde yer alabilmektedir. Seçmenler, Parti olarak Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına dinlerken, diğer yandan Cumhurbaşkanı adayı olarak İnce’nin açıklamalarına dikkat kesilmektedirler. Yani CHP seçimlere giderken, diğer partilerin aksine iki liderle yarışta yer almaktadır. Eğer HDP’nin yüzde 10 ülke barajı tehlikesine dönük bir algı yaygınlaşmaz ise, CHP son birkaç seçimdir takıldığı yüzde 25’lik oranı hayli aşabilir.
Millet İttifakı’nın öncüsü olması da CHP’ye olumlu bir katkısı olacaktır diye düşünüyorum, çünkü Millet İttifakı sağdan ve soldan partileri içerdiğinden Türkiye’de kutuplaşmadan hoşlanmayan, huzur isteyen ‘partisiz seçmenlerin’ (A: İ. Baysoy) olumlu karşılayacağı bir gelişmedir. Hızla yükselen doların göstergesi olduğu ekonomik gerileme de, bu seçmenleri iktidardan Millet İttifakına doğru kaydırma potansiyeli taşımaktadır. 2009 yerel seçimleri döneminde kötü ekonomik göstergelerin (ki şimdiler de daha kötüdür) seçimler üzerindeki etkisi (AKP % 38’de kalmıştı) benzer biçimde işlerse, 24 Haziran’da AKP hiç beklemediği düzeyde düşük oy alabilir ve her koşulda iktidarı bırakmak zorunda kalabilir.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu tartışılabilse de, milletvekili seçimlerinde, olağan-üstü gelişmeler olmaz ise, Millet İttifakı ile HDP TBMM çoğunluğunu sağlayacaktır. Muhalefetin Meclis çoğunluğu, (ola da kazanırsa) AKP için oldukça zor bir Meclis kompozisyonu oluşturacaktır. Başkanlık sistemlerini kilitlenmelere götüren bir durum ortaya çıkacaktır ki, 2-3 yıl sonra yeni seçimler demektir.
Gelelim Mersin seçimlerine:
Mersin’de tahmini seçim toto yaparsam: Millet İttifakının, Cumhur İttifakından daha fazla oy alacağını düşünüyorum. Partiler içinde ise, CHP’nin birinci parti olacağını ve en az 4 milletvekilliğini rahatlıkla çıkaracağını, 5’inciyi ya çok az sayıda oy ile kazanacağını ya da kaybedeceğini düşünüyorum. CHP’nin 5, hatta 6’yı alabilmesi ise, Saadet partisinin AKP’den alacağı oylara bağlıdır. AKP, 3 alır, 4’ü ise zorlar; AKP’nin 4’üncü vekilliği, MHP’nin alacağı oya da bağlıdır. İyi Partinin çıkaracağı milletvekili sayısı, MHP’den alacağı oy sayısına bağlı olsa da, 2 milletvekilliği kazanır gibi geliyor, ancak 3 çok zor. HDP, 2’yi çok rahat çıkarır, 3 çok zor. HDP 3’ü bulursa, CHP’nin 5’inciyi çıkaramayabilir. MHP, 1’den fazla çıkaramaz.
Sonuç: CHP 4/6; AKP 3 / 4, İyi Parti 2 / 3; HDP 2 / 3, MHP 1