MEÜ’den Valiliğe, akademisyen için “Güvenli insan mı” sorusu

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Mersin Üniversitesi Rektörlüğü, sözleşmesi yenilenmeyerek görevinden alınan Yrd. Doç. Dr. Esra Ergüzeloğlu’nun mahkemeye başvurarak kazandığı yürütme durdurma kararının ardından alışılmadık uygulamalara başvurmaya başladı. Ergüzeloğlu bir an önce görevinin başına dönmeyi umut ederken Rektörlük bu kez de, Valiliğin yürüteceği güvenlik soruşturmasının ardından hakkında vereceği ‘güvenli insan mı, değil mi?’ cevabını istedi.

“Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisinde ikinci imzacı grup arasında yer alan Mersin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Esra Ergüzeloğlu Kilim, Rektörlük yönetimi tarafından Şubat ayında sözleşmesi yenilenmeyerek işine son verilmişti. İşine son verilmesini ‘hukuksuzluk’ olarak yorumlayan Ergüzeloğlu, mahkeme yoluna başvurarak Temmuz ayında yürütmeyi durdurma kararı aldı. Kararın ardından 30 günlük süre içerisinde tekrardan görevine iade edilmesi gereken Ergüzeloğlu’nu yeni bir zorlu süreç karşıladı. Mahkemeye başvurarak kazandığı yürütmeyi durdurma kararına rağmen Ergüzeloğlu, Rektörlüğün ilginç uygulamalarıyla karşı karşıya kaldı. Rektörlük tarafından daha önce medyaya yansıyan ‘sağlık kurulu raporu’ gibi uygulamaların akabinde bu kez de Valilikten, Ergüzeloğlu’nun ‘güvenli insan’ olduğu cevabı bekleniyor.

 

 

“VALİLİK ARŞİVİNİ BANA AÇTIĞINDA, GÜVENLİ BİR İNSAN OLDUĞUMA KARAR VERMİŞTİ”

 

 
Ergüzeloğlu yaşadığı bu zorlu süreçler hakkında yapmış olduğu açıklamada, “Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması formunu doldurdum. Üniversite bunu valiliğe gönderecekmiş, valilik de bir kaç ay sonra güvenli bir insan mıyım? Değil miyim? Rektörlüğe bildirecek. Aslında Valilik, daha bir yıl önce kendi insan hakları kurullarının arşivini bana açtığında, güvenli bir insan olduğuma karar vermişti ama şimdi kim hatırlar bunları.
 
Güvenlik soruşturması formuna nüfus kağıdımdaki bilgilere ek olarak annem, babam, eşim ve kardeşlerimin adreslerini yazdım. Aslında epeydir mecburen hepimiz aynı evde yaşıyoruz, görevliler hiç zorlanmayacak bizi bulmak için yani. Her açıdan tasarruflu bir aileyiz. Keşke Rektör hocamız da bu belgelere gerek duymadan gelip evimize uğrasa da, kendi gözleri ile görseymiş. Fiilen olmasa da hukuken aynı üniversitede meslektaşız ne de olsa. Kapuçino olmaz belki ama güzel bir ‘Türk’ kahvemizi içerdi” dedi.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir