Avukat Sebahat Gençtarih, Özgecan Aslan davasında Yargıtay’ın “toplu taşıma araçlarının kamusal alanlar arasında olmadığı” kararını temyize götüreceklerini söyledi.
Kadınlara yönelik şiddetin her geçen gün arttığı Türkiye’de yargı kararları da fail erkekten yana tutum sergiliyor. Yargı, “iyi hal” ya da “takdir” adıyla erkeklere indirim uyguluyor. Yargı, Özgecan Aslan davasında hiçbir indirime gitmeyerek “ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezası verse de fail Fatih Gökçe hakkında verilen “cinsel saldırı” suçundan dolayı 24 yıl hapis cezası verilmesi Yargıtayca bozulmuştu.
Mersin’de 11 Şubat 2015’te cinsel saldırı ardından öldürülen Özgecan Aslan davasında Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin cezaevinde öldürülen Ahmet Suphi Altındöken, babası Necmettin Altındöken ve olayda kendisine yardımcı olan arkadaşı Fatih Gökçe hakkında “öldürme” suçundan verilen “ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezaları onandı; ancak Gökçe hakkında “cinsel saldırı” suçundan dolayı 24 yıl hapis cezası verilmesini bozmuştu.
“KARARI TEMYİZ EDECEĞİZ”
Yargıtay’ın bozma ilamı ardından katil zanlılarından Fatih Gökçe, 29 Eylül’de yeniden yargılandı. Gökçe hakkında verilen 24 yıl hapis cezasını “delil yetersizliği” gerekçesiyle bozan Yargıtay, “Maktulenin cesedi üzerinde yapılan otopsi ve inceleme sonuçları ile dosyada mevcut delillere göre sanık Fatih Gökçe’nin savunmasının aksine maktuleye cinsel saldırıda bulunduğuna ilişkin mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşıldı” demişti. 29 Eylül’de hakim karşısına çıkan Gökçe’nin yargılanmasında yerel mahkeme, “nitelikli cinsel saldırı” suçlamasında verilen cezanın yerinde olduğuna karar verirken Yargıtay’ın toplu taşıma araçlarının 102/e maddesince Aslan’ın bindiği aracı kamusal alanda sağladığını kolaylık saymayarak o konuda Yargıtay’ın ilamına uyulması kararını verdi. Böylece, sanık Gökçe’ye 22 yıl 6 ay hapis cezası verdi.
Tarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararın 31 sayfalık gerekçesi açıklandı. Aslan’ın avukatlarından Sebahat Gençtarih, yerel mahkemenin Yargıtay ilamına bağlı kalarak, toplu taşıma araçlarının kamusal alan olarak sayılması kararını temyiz edeceklerini belirtti.
“Hiçbir öldürmenin haklı bir yanı yoktur”
25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Dayanışma Günü’nün yaklaştığı şu günlerde ilk kez yargının kadın cinayetlerinde verdiği emsal kararlar arasında yer alan Özgecan Aslan davasında toplu taşıma araçlarının “kamusal alan” olarak sayılmamasının bir handikap olduğunu belirtti. Gençtarih, yargının Özgecan Aslan davasında neden şimdiye kadar kadın cinayetleri davalarında verilen kararlardan “en iyisi” olduğunu şu sözlerle açıkladı: “Çünkü Özgecan, kırmızı rujlu olsaydı, mini etek giyseydi ya da herhangi bir ‘tahrik edici’ unsurda bulunsaydı, sevgilisi ya da eşi tarafından öldürülseydi indirim uygulanacaktı. Ama Özgecan ile ilgili durum o kadar masum ki yani bu toplumun erkek değer yargılarına göre bile çok canice ve acı bir olay olduğu için bu kadar sahiplenildi. Yoksa Özgecan dosyasının Münevver Karabulut’tan ya da diğer öldürülen kadınlardan bir farkı yok. Hiçbir öldürmenin haklı bir yanı yoktur.”
‘YEREL MAHKEME DİRENDİ AMA…’
Özgecan cinayetinin Türkiye’deki kadınlar üzerinde deformasyon ve depresyon yarattığına dikkat çeken Gençtarih, “Özgecan olayı ardından birçok kadın erkekler tarafından ‘sonun Özgecan gibi olur’ tehdidine maruz kaldı. Birçok aile çocuğunu daha fazla kısıtlamaya, ‘tek gitme’, ‘ taksiye binme’ gibi kısıtlamalara maruz bıraktı. Kadının kısıtlanması hak olarak görülmeye başlandı. Tabi ki bunun yanı sıra kadın da kendini korumak için ciddi kaygılar yaşamaya başladı ve bunu gören mahkeme bu dosyayı jet hızıyla sonuçlandırdı. İndirim yapmamak için elinden geleni yaptı” dedi. Yargıtay’ın bozma ilamının çok gereksiz olduğunu dile getiren Gençtarih, “Yargıtay, sadece Suphi Altındöken’in beyanlarıyla ‘şüpheden sanık yararlanır’ ilkesinden yola çıkarak ve minibüsün okul, hastane gibi ‘kamusal alan sayılmaması’ gerektiği yönünde bozdu. Fakat Yargıtay hiçbir dosyada uygulamadığı ‘şüpheden sanık yararlanır’ ilkesini getirip bu dosyada uygulamaya kalkıştı. Yerel mahkeme, Yargıtay’a rağmen direndi; fakat toplu taşıma araçlarının kamusal alanlar arasında olmadığı yargısına vardı” ifadelerini kullandı.
“KADINLAR 25 KASIM’DA ALANLARA ÇIKMALI”
Toplu taşıma araçlarının “kamusal alan” değil, zorunlu binilen araçlar olduğunu belirten Gençtarih, ” Toplu taşıma araçlarının herkesin binebildiği ticari taksilere göre daha güvenli olduğu bilinir. Karar bu yönüyle isabetli olmadı. biz bu yönüyle karara yeniden itiraz edeceğiz” diye konuştu. Devlet aklıyla bakıldığında Özgecan Aslan’ın “namus olgusu” yüzünden bu kadar isabetli bir karar verildiğini ve diğer kadın cinayetlerinde de yargının aynı hassasiyeti göstermesi gerektiğine dikkat çeken Gençtarih, “Kadına yönelik şiddetle mücadele ederken, kadının da kendinin farkında olması gerekir. Tüm kadınların kadına yönelik şiddetle mücadele etmek için 25 Kasım’da daha çok alanlara çıkması ve var olan erkek devlet, erkek yargı anlayışına karşı ortak mücadele ağları örülmesi gerekir” diye konuştu. (Mezopotamya ajansı)