7 haziran seçimlerinden bu yana olağanın ötesinde yaşıyoruz. Kurulamayan hükümetler, alınan erken seçim kararı. Çatışmaların tırmanması sonucu ölen ülke evlatları. Darbe girişimi ve ilan edilen olağan üstü hal. Patlayan bombalar katledilen canlar. Karanlık günlerden geçiyoruz derken karanlığa uyanan bedenlerin isyan ettiği yaz saati uygulaması. Herkes gidiyor Mersin’e biz gidiyoruz tersine hallerindeyiz. Ne hayatımız nede saatimiz normal.
Saatimiz normal değil çünkü yaz saati uygulamasına bu kış günlerinde de deva ediyoruz. Güneş ışığından daha fazla yararlanmak ve enerji tasarrufu sağlamak amacıyla yada bahanesiyle yaz saati uygulaması kalıcı hale getirildi. Enerji bakanlığı yaz saati uygulamasının kışın da devam etmesini savunurken eski Enerji Bakanı Taner Yıldız döneminde yapılan hazırlık ve çalışmaları hatırlatıyor.
Enerji bakanlığı yaz saati uygulamasının kışında devam etmesi konusunda hangi araştırmaları yaptı hangi bilimsel sonuçlar elde etti bilinmez ama (çünkü yaz saati uygulamasının kışında devam etmesiyle şöyle iyi sonuçlar elde edeceğiz konulu bir rapor okuyamadık) akla ilk gelen soruların cevabı için sonuçlar birkaç aya kalmadan ortaya çıkmış olacak.
Normal zamanda gün doğarken kalkan okul çocuklarının bir saat erkenden karanlıkta kalkmalarının psikolojik etkileri nelerdir?
Kış aylarında bir saat erken kalkma sonucu ısınma ve aydınlatma giderleri ne kadar artmıştır? Yani enerji tasarrufu sağlanabilmiş midir?
Bu uygulama sonucu yaşanan sağlık sorunları nedeniyle yapılan sağlık harcamaları ve bu harcamaların sosyal Güvenlik Kurumana maliyeti nedir?
Karanlığa uyanan çocukların (kendi çocuğumuzdan biliyorum) kahvaltı yapmak istememesi nedeniyle okula aç gitmesi sonucu olası zararları nelerdir?
Karanlığa uyananların sersemlik ve dikkatsizlik yaşamaları sonucu eğitim ve öğrenime etkilerinin yanı sıra yaşanacak trafik kazalarının araştırması yapılmış mıdır?
Bu soruları çoğaltmak mümkün ama Çalışma Bakanının da “saat uygulamasını tartışıyoruz” sözüne bakarsak bu uygulama geniş kesimler tarafından tartışılan bir meseledir.
Akla gelen sorular içerisinde cevabı bu günden belli olan bir tanesi varki yaz saati uygulamasın tek gerekçesi olan enerjide tasarruf sağlamadır. Onunda cevabını TEİ-AŞ’ın 21 Aralıktaki Kasım ayı elektrik tüketim verileri vermektedir. 2011 ile 2015 yılları arasında Kasım ayı ortalama 20 milyar kilovat saat elektrik tüketimi varken 2016 yılı Kasım ayında 22,7 milyar kilovat saat elektrik tüketilmiş. TEİ-AŞ 2016 yılı Kasım ayında elektrik tüketiminin % 6,5 arttığını belirtiyor. Uzun lafın kısası enerji tasarrufu sağlayacağız diye devam edilen yaz saati uygulaması sonucunda tasarruf değil % 6,5 israf etmişiz.
Eğer tasarruf etmediysek. Eğer sağlığa ve psikolojiye zararı varsa. Eğer eğitim öğretimi olumsuz etkiliyorsa. O zaman olağan olmayan bu uygulamadan vazgeçilmelidir. Hem olağan olmayan saat uygulamasından hemde olağan üstü hal uygulamasından vazgeçilmelidir ki; saatte, hayatta normale dönsün.