Salim Turgut arkadaşımı, Mersin kentine 28 yıl önce ayak bastıktan sonra, bizim siyaset kulvarında tanıdım. Kendisi çok değerli bir arkadaşımızdır. Zaman zaman buluştuğumuz ortamlarda gündem dışı konuları konuşmazdık. Ayrıca sosyal medya arkadaşlığımızda vardır. Kendisi 12 Eylül faşist zulmünün hışmına uğramış, cezaevi yatmış bir arkadaşımızdır.
Anneler günü, sosyal medyada sörf yaptığım bir an…
Salim arkadaşımın Anneler Günü nedeniyle facebook da kendi duvarında yaptığı paylaşımın trajedik öyküsü…
Bundan tam 32 sene önce…
Bir anne oğluna sımsıkı sarılmış, özlemle kokluyor, öpüyor.
Annenin sıkıca sarıldığı, hasretle öpüp kokladığı oğul, arkadaşımız Salim Turgut.
Fotoğrafın öyküsünü okuyunca, o an odama kasvet doldu, yüreğim burkuldu, gözlerim nemlendi!
Salim Turgut arkadaşım 12 Eylül sonrası, Ceyhan Cezaevinde cezasını tamamladığı sırada, oğlunu sürekli ziyarete gelen annenin trajedik öyküsü…
Anne, oğlunu ziyarete geldiği gün, cezaevinin kapısının önünde kalp krizi geçirerek yığılıp kalıyor. Yaşama, Salimine, sevdiklerine gözlerini hepten yumuyor!
Ben ise, Turgut ailesinin yaşadığı hüznü, trajediyi bu yıl, Anneler Gününde öğreniyorum.
Ve zaman zaman hala o paylaşıma bakıyor, o gün, Salim’ in ve ailesinin yaşadıklarını ve his ettiklerini tahmin edebiliyor ve hissedebiliyorum.
Fotoğraf, 12 Eylül öncesi ve sonrası yaşananların özeti gibiydi…
Işıklar içinde uyusun!
*****
Her hafta, salı veya çarşamba günü yayınlanan yazımı, geçen hafta “Anneler Günü” münasebetiyle Pazar gününe almıştım.
Ondan önceki, 5 Mayıs günü yine bu köşemden yayımlanan yazımı bitirirken sonunu şöyle bağlamıştım: “Bu yazıyı yazarken, ölüm orucundaki Grup Yorum’ un değerli sanatçısı İbrahim Gökçek’ in, ‘Konser Yapma’ taleplerinin kabulü üzerine ölüm orucunu sonlandırdığı haberi geldi. En azından 1 Mayıs akşamı yaşadığım hayal kırıklığı ve üzüntümü bir nebze olsa da hafifletti.”
O gün, buruk bir sevinç yaşamıştık.
“Kara haber yedi düvele çabuk yayılır misali” yazımızın mürekkebi kurumadan iki gün sonra 7 Mayıs günü kara haber çarçabuk düştü haber bültenlerine. Grup Yorum’ un değerli bas gitarist sanatçısı İbrahim Gökçek tedavi gördüğü hastanede, sitem dolu gözlerini yummuştu hayata ve bizlere.
Türküleri, halayları, basgitarı miras olarak kalmıştı gelecek kuşaklara.
Işıklar içinde uyusun, yıldızlar yoldaşı olsun!
Türküleri, halayları susturamazsınız!
Onlar, sonsuza kadar yaşayacak!
*****
Ölüm çağrısının, hedef göstermenin, savaşları kutsamanın, linçin, çevre katliamının ifadede özgürlüğü; yaşamı, barışı, ekolojik yaşamı, emeği, kadını savunmanın suç olduğu bir süreçten geçiyoruz.
Toplumun büyük bir bölümünün yaşananlardan haberdar olmadığı, olanların da bir kısmının nostaljik hülyalarla kendini mutlu etmeye çalıştığı, hayatın gerçeklerinden kopuk yaşadığı bir realiteyle karşı karışayız.
Ve, Aziz Nesin’ in öykü kitabında geçtiği gibi bir ruh halindeyiz: Dur bakim, ne olacak!