“Sanat, yerel yönetimlerin politikası olmalıdır”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yerel yönetimlerde siyasilerin sanata ve sanatçıya ilgisi, kentin sanat yönünü arttırmaya yönelik girişimleri hep tartışıla gelmektedir. Yalnız her seferinde bu tartışmayı yürütenlerin eleştirel bir tavır içerisinde oldukları gözlenmektedir. Özellikle sanatçılar belediyelerin sanata olan yaklaşımından yakınmaktadırlar. Sanatçılar, sanat için salon talebinde bulunmakla birlikte, halkın sanata yöneltilmesi için, etkinliklerin ucuz bir fiyata ya da ücretsiz düzenlenmesi gerektiği taraftarı… ‘

Tiyatro düşünme ve düşündürme sanatıdır’ sözüyle yerel yönetimlerin sanat anlayışına eleştiri getiren Merhaba Sanat Atölyesi’nden Ramazan Velieceoğlu, toplumun gelişimine büyük katkılar sunan sanatın belediyeler tarafından aktif olarak sağlanması düşüncesinde olduğunu belirtti.

“TİYATRO EĞİTİMİN BİR PARÇASI OLARAK ELE ALINABİLMELİDİR”

Tiyatronun yüzlerce tanımı olduğunu ama bunlardan en güzel yorumun, tiyatro’nun düşünme ve düşündürme sanatı olduğunu dillendiren Velieceoğlu, “ Zaten düşünmeyen insan sorgulamaz, üretmez, yorum yapmıyordur. Bizler drama derslerinde çocuklara bunun önemini anlatıyoruz. Drama derslerine giren çocuklar, okuduklarını kavrama yetenekleri artıyor, daha çok soru sorma becerileri gelişiyor. O anlamda tiyatronun topluma çok büyük katkıları var. Tabi bu sadece tiyatro ile değil, bütün sanat dallarıyla aynı etkiler yapar. Tiyatro eğitimin bir parçası olarak ele alınabilmelidir. Birçok ülkede okullarda tiyatro dersleri verilmektedir” dedi.

“HALKIN SESİ, KULAĞI, DİLİ OLMAKTADIR”

“Halkı geleneklerinin, sosyal yaşamının, şarkılarının, masallarının, çatışmalarının, devinimlerinin, sevinçlerinin sorgulandığı bir alandır tiyatro” diyen Velieceoğlu, “Tiyatro, doğayla da ilişkilidir. Örneğin halkın türküleri, şarkıları işlenirken, o şarkıların, türkülerin nasıl doğduğunu, geçmişini ele alır. Halkı irdeler. Halkın sesi, kulağı, dili olmaktadır” diyen konuştu.

“TİYATROYA GİDEN İNSAN SAYISINI ARTTIRMAK GEREKİYOR”

Tiyatronun dogmatik bir yapıya sahip olmadığına da değinen Velieceoğlu, “Tiyatro daha çok bilimle yan yana yürüyen bir sanat… Tabi bütün sanat dalları öyle… Toplumun gelişmesinde çok büyük katkısı vardır. Bizim gibi ülkelerde tiyatroya giden insan sayısı çok az… Tiyatroya giden insan sayısını arttırmak gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“HALKIN ÜCRETSİZ GİDEBİLECEĞİ ETKİNLİKLER DÜZENLENMELİ”

Yerel yönetimlerde belediyelerin, halkın daha ucuza veya ücretsiz gidebileceği tiyatro etkinliklerini düzenlemesi gerektiğini ifade eden Velieceoğlu, “Bizim tiyatroya sevdalı arkadaşlarımızın bunu tek başına gerçekleştirebilmesi mümkün değil. Halkın tiyatroya ya da diğer sanat dallarına gidebilmesi veya onlarla içli dışlı olabilmesi bir devlet politikası, yerel yönetim politikası olmalıdır” şeklinde konuştu.

“EĞER SANAT BU YÖRELERDE YAŞAMA GEÇİRİLEMİYORSA O YÖNETİMLERDE BİR EKSİKLİK VARDIR”

“Büyük ve küçük şehirlerin şehir olarak tanımlanabilmesi için, oradaki sanat dallarının tamamen hayata geçirilmesi ile ilgilidir” vurgusunda bulunan Velieceoğlu, “ Eğer sanat bu yörelerde yaşama geçirilemiyorsa o yönetimlerde bir eksiklik vardır. Ama bizim yerel yönetimlerle ilgili insanlar daha çok sanatın dışındaki alanlar olan müteaahitlik, mühendislik gibi alanlarla daha ilgili olduğu için burada sanat eksik kalıyor. Bir kentte ne kadar ilçe var ise orada çok rahatlıkla tiyatro yapılabilmelidir. Bizim kentlerde şöyle bir durum var. Çok yönlü salonlar ismi ile anılıyor. Paneller, söyleşiler, konserler de orada yapılıyor. Yalnız tiyatro böylesi bir salonda değil, dekoru ile ışığı ile kendisine has bir salonu olmalıdır” diye kaydetti.

“ORADA YALNIZ KALIRSINIZ”

“Anadolu’ya gittiğiniz zaman, siz sanat alanında tanınmış değilseniz, ister müzik ister tiyatro yapın halk ve oradaki yerel yönetimler sizlere yeterince sahip çıkmazlar” diye belirten Velieceoğlu, “ Siz orada yalnız kalırsınız. Oysa siz çok emek vermişsinizdir. Çok büyük değerler üretmişsinizdir, bu değeri tüketmek istiyorsunuzdur. Halkla paylaşmak istiyorsunuzdur. Siz bu ortamı bulamadığınız zaman. Siz de bir insan olarak tabiî ki de yaşamak zorundasınız. O nedenle ekonomik gelirlere de ihtiyacınız var. Türkiye’deki koşullardan dolayı sanat oturmadığından dolayı ve devlet sanata yeterince sahip çıkmadığı için, sanatçılar bu kez değişik arayışlar içerisine giriyor. Bunlardan bir tanesi Anadolu küçük bir yer, bir iki etkinlik ile bu iş bitiyor mantığı ile İstanbul’a gitmeli düşüncesine kapılıyor. Bu sayı daha önce çok daha fazla sayıda idi. Günümüzde bu tamamen böyle değil. Atık diziler, Anadolu’nun çeşitli yerlerinde çekiliyor. Yani sanatçılar artık Anadolu’ya dağılmaya başladı” açıklamasında bulundu.

“SANATÇILAR YETERLİ DERECEDE ÖRGÜTLÜ DEĞİLLER”

Son olarak Velieceoğlu, “Sanatçıların kendi aralarında daha farklı bir sorunu var. Sanatçılar yeterli derecede örgütlü değiller. Sanatla uğraşan arkadaşlarımız, toplumun bir yansımasıdır. Örgütlülük ihtiyacı duyan insanlarımız, farkındalığı yüksek olan insanlarımızdır. En çok üreten sanatçılar örgütlü sanatçılardır” dedi.

 

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir