SANATÇI VE SİYASETÇİ / RAMAZAN VELİECEOĞLU YAZDI

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

 

Söze başlamadan önce peşinen şunu söylemeliyim, siyasetçi olmayanlar lütfen alınganlık göstermesinler, sözümüz siyasetçileredir.

Sanatçı, aşkın, sevginin, bilginin ve bilimin büyüklüğünü, siyasetçi, dinin, korku ve nefretin olmazsa olmazlığını anlatır.

Sanatçı, anlatan, bağıran-çağıran değil gösterendir, siyasetçi konuştuğunu sanan, bağıran, azarlayandır.

Sanatçı, duygulara, bilince hitap eder, siyasetçi cüzdana -keseye- yönelik çalışır.

Sanatçı dik durur, siyasetçi dikleşir.

Sanatçılar halkın içinde yer alırlar, siyasetçiler halkın kendilerine minnet etmesini, diz çökmesini isterler.

Sanatçı gerektiğinde “hayır” demeyi ve “hayır” diyebilenleri sever. Siyasetçi “evet efendim” diyenleri sever.

Sanatçıyı halk alkışlar, siyasetçiyi dalkavuklar, çıkarcılar alkışlar.

Sanatçı, ‘her şey iyi olsun, güzel olsun diye eleştirir’, siyasetçi, “ekmeğini yediğin ülkeye ihanet etme” der.

Sanatçı “iki insan arasındaki en kısa iletişim gülümsemedir” der, siyasetçi “ikiniz neden bir araya geldiniz” der.

Sanatçı “bir gülümseme sevginin anahtarıdır” der, siyasetçi “kapıları kırın” der.

Sanatçı, “gülümseme, karşındaki insana ya da insanlara saygı duyduğunun göstergesidir” der. Siyasetçi, gülümseyen insana “saygısızlık yapma” der.

Sanatçı, görür ve gösterir, siyasetçi görmezden gelir, göstermez.

Sanatçı, okur, araştırır, sorar, sorgular, çözümler arar. Siyasetçi, görmez, duymaz, söylemez, cepte para, halkın yaşadıklarından bihaberdir.

Sanatçı duygu ve duruşlarını, mimiklerini estetikle yoğurarak gösterir, siyasetçi kaba ve çirkin bağırarak anlatır.

Sanatçı laiktir, siyasetçi dini siyasete alet eder, karıştırır… erzurum escort

Sanatçı, gösterebilmek için maske kullanır, siyasetçi çok yüzlüdür.

Sanatçı doğadan, güzelliklerden, barıştan yanadır, siyasetçi savaş ister.

Sanatçı birleştiricidir, siyasetçi ayrıştırıcıdır, bölücüdür.

Sanatçı “özgürlük, hukuk, adalet, sanat olsun” der, siyasetçi “sandık” der.

Sanatçı halkına yaşama sevinci verir, siyasetçi “yaşamak için onlardan nasıl faydalanırım” der.

Sanatçı halk yanmasın diye kendini yakar, siyasetçi kendisi yanmasın diye halkı yakar.

Sanatçı öldükten sonra da yaşar, siyasetçi koltuğunu kayıp ettiği gün ölür.

Sanatçı, “özgürlükler içindeki sanat ve bilim insanlığı geliştirir” der, siyasetçi sanat eserine tükürür, bilim insanını kovar…

Sanatçı, “hem politik sanat, hem politikası olan sanat” der, siyasetçi “hemen kapatın” der.

Sanatçı, haklılığın ve gerçeğin yargılandığı yerde “adalet ve tanrı” yoktur der. Siyasetçi, yaşasın benim “adaletim” der.

Bernard Show da şöyle diyor: “Sanat var olmasaydı, gerçeğin kabalığı katlanılmaz kılardı dünyayı.”

 

 

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir