“Savunmanın susturulmasına izin vermeyeceğiz”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Mersin Adliyesi otoparkında yapılan ‘Savunma Mitingi’nde konuşan Mersin Barosu Başkanı Av. Bilgin Yeşilboğaz, “Baroların bölünmesi demek, ülkenin bölünmesi demektir. Barolar toplumun adalet güvencesidir. Savunmayı susturmaya, bölmeye ne barolar, ne de 80 milyon vatandaşımız izin verecektir” dedi.

 

AKP’nin baroların yapısını ve seçim sistemini değiştirecek teklifine dönük eylemler devam ediyor. Mersin Barosu, yarın meclise sunulması beklenen yasa tasarısına karşı düzenlediği ‘Savunma Yürüyüşü’nün ardından bu kez de ‘Savunma Miting’ini gerçekleştirdi. Mitinge, çeşitli parti ve sivil toplum örgütleri temsilcileri de destek verdi.

 

Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, bu mücadelede kendilerine verilen desteğe minnettarlığını belirterek, “2013 yılında FETÖ projesi olarak ortaya çıkan ve şimdi de siyasi iradenin ısrarla hayata geçirmeye çalıştığı“Baroları böl, parçala, yönet’ ve ‘savunmayı susturma’ projesine kalkan olmak için, bu projeyi asla kabul etmeyeceğimizi, sindirmeyeceğimizi ve hiçbir otoriteye teslim olmayacağımızı haykırmak için 80 baro başkanı ile kendi illerimizden Ankara’ya yürüyerek yaptığımız ‘Savunma Yürüyüşü’nden sonra, bugün de gerçekleştirdiğimiz ‘Savunma Mitingi’nde özgür, bağımsız ve gür sesimizle, savunmanın gücünün üstünde hiçbir otoriter güç olmadığını bir kez daha duymayan kulaklara haykırıyoruz, bir kez daha görmeyen gözlere sokuyoruz” diye kaydetti.

 

Savunma yürüyüşü gerçekleştiren bu ülkenin baro başkanlarına, Ankara’da devlet eliyle insanlık dışı muamelede bulunulduğunu aktaran Yeşilboğaz, “Baro başkanları bu ülkenin başkentine sokulmadı, bu ülkede baro başkanlarının adalet adımlarına çelme takıldı.Dünyanın ve ülkemizin gündeminde yankı yapan, baro başkanlarının etrafının barikatlarla çevrildiği o fotoğraf karesi ile baro başkanlarının ve avukatların darp edildiği görüntüleri, demokrasi ve hukuk tarihinin en kara lekesidir, ancak savunmanın temsilcilerinin de en onurlu fotoğrafıdır. En zorba dönemde bile savunmanın dimdik ayakta kalabileceğini, savunmanın püskürtülemeyeceğini, diz çökmeyeceğini, pes etmeyeceğini, direne direne kazanacağını, hukuk barikatımızla yıkamayacağımız hiçbir barikat olmadığını en net şekilde gösterdik” dedi.

 

Baroların yapısını ve seçim sistemini değiştirmeye yönelik, hiçbir baronun görüşü dahi alınmadan hazırlanan yasa tasarısının yarın Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulacağını belirten Yeşilboğaz, “Bu barolar artık çok oldu’ diyen siyasi iktidara sesleniyoruz:Yargıyı, hukuku, adaleti, insan haklarını ayaklar altına aldığınız zaman ‘ÇOK’ olmaya devam edeceğiz. Çocuk istismarına, kadına şiddete, kadın cinayetlerine, doğanın talan edilmesine sessiz kaldığınızda biz barolar  ‘ÇOK’ olmaya devam edeceğiz. Bu ülkenin baro başkanlarının adalet adımlarına çelme takmaya çalıştığınız zaman ‘ÇOK’ olmaya devam edeceğiz. Baroları bölmeye, susturmaya yönelik hazırlanan tasarı yasalaşırsa, ‘DAHA ÇOK’ olmaya devam edeceğiz. Barolar demokratik hukuk devletinin savunucuları,  vatandaşların hak arama hürriyetinin güvencesidir. Baroların susturulması demek; kadının susturulması, çocuğun susturulması, işçinin, memurun, emeklinin, çevrenin, doğanın susturulması demektir. Baroların bölünmesi demek, ülkenin bölünmesi demektir. Barolar toplumun adalet güvencesidir. Savunmayı susturmaya, bölmeye ne barolar, ne de 80 milyon vatandaşımız izin verecektir” şeklinde konuştu.

 

“Ülkenin tek sorunu baroların yapısı mı” diye soran Yeşilboğaz, “Bu ülkenin ekonomik, yargı ve toplumsal sorunları var, avukatların mesleki sorunları var. Önce bu sorunlar çözülmeli.  Barolar ne iktidarın, ne de muhalefetin  yanında ya da karşısındadır.  Barolar, adaletin temini, hukukun üstünlüğü, insan haklarının korunması ve demokrasinin varlığı adına yapılan doğruların yanındadır. Avukatlık Kanunu’nda bir değişiklik yapılacak ise en güzel ve yararlı sonucun alınması için 80 baromuzun da görüşleri alınmalı ve barolarımız bu süreçteaktif olarak yer almalıdır. Yasa tasarısındaki amaç baroları teslim almak değil, adaletin kaleleri olan baroları güçlendirmek olmalıdır. Avukatlık mesleğini bir adım öteye taşıyacak, güçlendirecek, demokratikleştirecek her türlü düzenlemeye destek veririz ancak avukatlık mesleğini ve baroları geriletecek ve güçsüzleştirecek hiçbir düzenlemeyi asla kabul edemeyiz.  Baroları teslim alma projesinden derhal vazgeçin! Vazgeçilmediği takdirde demokratik haklarımızı kullanmaya devam edeceğimizi basına, kamuoyuna ve en üst mertebeye bildiririz.  Savunma susturulamaz! Savunma teslim alınamaz” ifadelerini kullandı.

 

 

 

 

 

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir