“SEHER” OYUNU

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bu oyun Selahattin Demirtaş’ın yazdığı “Seher” ve “Devran” adlı kitaplarından seçtiğimiz dört öyküden oluştu. Öyküler; Seher, Denizkızı, Direnmek Güzeldir ve AVM’ydi. Oyunlaştırdığımız bu öykülere ilk kitabın adından esinlenerek “SEHER” dedik.

Sahnelemeye karar verdiğimiz Seher’i öncelikle oyuncu arkadaşlarımızla defalarca konuştuk, tartıştık. Burada şunu da söylemeliyim, oyuncu kadrosunu oluşturmakta oldukça zorlandık. Birçok arkadaş olur diyerek geldiği halde, yazarın Selahattin Demirtaş olduğunu öğrenince çeşitli bahaneler uydurup gittiler. Oyun çıkıp sahnelendikten sonra o arkadaşlardan bazıları gelip özür dilediler. Biz de; çekinmenin, korkmanın insani bir duygu olduğunu söyledik, açık davrandıkları için kendilerine teşekkür ettik, Oyunda yer alan, birlikte yol yürüdüğümüz arkadaşlarımızı da kararlı ve tutarlı sanatçı duruşlarından ötürü kutluyorum. Saygı duyuyorum.

Provalarımızın çoğunu Ali Sesal arkadaşımızın evinde aldık. Bu bizim için zor bir süreçti. Dekor yaptırdık odaya sığmaz, oyuncu oynayacak yer bulamaz, her şey tıkış tıkış, kafalar şişmiş, o zaman bir çay molası, bir sigara molası verelim… Arkadaşlar tütün torbasının başında oturup sigaralarını sarar, birazdan bir arkadaşımız çay servisi yapar; yine de işin en güzel yeri burasıdır aslında, çaylarımızı içerken, sigara dumanı başımızın üstünde dolaşırken; oyun üstüne en güzel, en iyi sohbetler burada yapılır ve sonra, sahne dediğimiz odadaki provalarda en iyiyi yakalamaya çalışırız. Ve böylece dört ay süren özverili, zorlu bir çalışma… Tüm bu çalışmaların yanı sıra bir de; afiş, broşür, bilet, davetiyeler nasıl olsun çalışmalarını yapıyoruz. Her gün arkadaşlarımız yeni bir öneri, yeni bir çalışmayla geliyorlar. Onlarca afiş çalışması yaptık ya da yaptırdık hiç birini beğenmedik, en sonunda şu an kullandığımız afişi yaptı tasarımcı Kadir Yıldırım arkadaşımız. Bu afişi çok beğendik. “Film afişi gibi olmuş” dedi arkadaşlarımız. Afiş tamamdı, en zoru aşmıştık, sıra broşüre gelmişti. Broşürün bir sayfası her zaman olduğu gibi, Merhaba Sanat Tiyatrosunun ilke ve isteklerine ayrılacak, bir sayfasında afiş yer alacak, başka bir sayfada Selahattin Demirtaş’ın saz çalıp türkü söylerken çekilmiş hurda fotoğrafı ile bize yazdığı başarılar dileyen bir paragraflık yazısı yer alacaktı. Tüm bunlar broşürün ön yüzünü oluşturacaktı. Broşürün arka yüzünde; arkadaşlarımızın oyuna ilişkin bir-iki paragraflık yazıları ve provalarda çektiğimiz fotoğrafları yer alacaktı. Burada ilk duyarlılığı kadın oyuncu arkadaşlarımız gösterdiler. Kısa sürede Gülbahar Güzel ve Aslıhan Ataş yazıyı hazırladıklarını söylediler. Sonraki günlerde ben, Veysi Akın ve Ali Sesal arkadaşlarımızın da yazılarını hazırlamasıyla broşürümüz de son şeklini almaya hazırdı. Bilet ve davetiyelerin üzerinde de afişin görüntüsü yer alacaktı. Tüm bunların dizaynını (tasarım) de Kadir Yıldırım arkadaşımız yaptı. Tüm bunlar yapılırken; odada, Tarık Bozkır. Şafak Sesal, Yusuf Dayanç arkadaşlarımız harıl harıl dekorumuzu tamamlamaya çalışıyorlardı. Bu günlerde aramıza ışıkçı olarak katılan İlknur Yalçın’dan söz etmeden geçmek hiç olmaz. Çünkü o, zeki, hızlı kavrayan, disiplinli, kendisiyle ve çevresiyle barışık olan bir arkadaşımız. Onu tüm ekip olarak çok sevdik. İlknur Şimdi sahnedeki oyunumuza ışıklarıyla yön veriyor. Yine oyunumuzun bir bölümünü oluşturan, çektiğimiz kısa filmde oyuncu olarak yer alan, izleyicileri hayran bırakan, oyunculuklarıyla öne çıkan çocuk oyuncularımız Diren Gücenmez ve Bilgesu Gücenmez’i üstün oyunculuklarından dolayı kutluyoruz, hepimiz onları çok çok seviyoruz. Bütün arkadaşlarımızın emekleri karşısında saygıyla eğiliyorum, teşekkürler ediyorum. Ayrıca Bilgesu ve Diren’in ailesine de teşekkürlerimizi sunuyoruz. Böyle güzel, başarılı çocuklar yetiştirdikleri için kendilerini kutluyoruz. Kısa filmin yönetmenliğini yapan, yoğun hurdacılık işleri arasında zaman ayıran Emre yılmaz’a da katkılarından dolayı çok teşekkür ediyoruz.

Son on gün; çalışmalarımızı Yenişehir Belediyesinin bir salonunda sürdürdük. Tabi ki, Yenişehir Belediye Başkanına ve Belediye çalışanlarına da katkılarından dolayı çok teşekkür ediyoruz. Son on gün diyorum, çünkü yukarıdaki yoğun çalışmalarımızı sürdürürken oyunu sahneleme tarihi olarak 24 Aralık 2019 saat:19:00 olarak belirledik. Salon olarak Büyükşehir Belediyesi Kongre Merkezini ayırttık. Bu arada Büyükşehir Belediye Başkanı’yla, tüm demokratik kitle örtgütleriyle görüşmeler başlattık. Burada 78’liler Vakfı Derneği devreye girerek yükümüzü paylaştı. Birçok görüşme ve izleyicilerin davet edilmesinde büyük katkılar sundular. Bu katkılarından dolayı Mersin 78’liler girişimi Derneği yönetimine ve ayrıca başken Bayram Kızartıcı’ya çok teşekkürler ediyoruz.

Nihayet 24 Aralık 2019, oyunu sahneleyeceğimiz gün geldi. Durmaksızın yağmur yağıyor, hava soğuk… Salona erken gittik, o yağmurda, o soğukta dekorlarımızı sahneye taşıdık. Bir taraftan dekorları kurarken diğer taraftan ışıkları ve ses ayarlaması yaparak sahneyi hazır duruma getirdik, oyunun hızlı bir akışını aldık, arkadaşlarımız heyecanlı olmasına rağmen bu kısa çalışmamız başarılıydı. Bu oyunumuzun başarılı geçeceğinin göstergesiydi. Artık oyun için hazırdık…

Ellerinde tuttukları ipin ucundaki köpeklerle polisler girdiler salona. Arama yapacağız dışarı çıkın dediler. Çıktık. 20 Dakika arama yaptılar. Buyurun girebilirsiniz dediler. Girdik.
Saat: 19:00’a geliyordu ve dışarıda hala yağmur yağıyordu. Biz bu yağmur da izleyici nasıl gelecek diye konuşurken, izleyiciler yavaş yavaş salona girmeye başladı. Kısa sürede salon doldu. Salonun dışında izleyicilerin bir kısmı Selahattin Demirtaş’ın kitaplarını alabilmek için sıraya girmişler bekliyorlardı. Orada S. Demirtaş’ın yüzden fazla kitabı izleyiciler tarafından alındı.

806 Koltuk bulunan salona binin üzerinde izleyici girdi. Koltuklara oturamayanlar hiç şikayette bulunmadan merdivenlere oturdular. Gençler yaşlılara ve kadınlara yer verdiler. Herkes birbirine çok saygılıydı. Geri dönüşüm şirketleri ve hurdacı firmalar bile katılmıştı. İnsanlık üst düzeydeydi. Bu durumdan etkilenmemek mümkün değildi. İnsanlar salonu tıklım tıklım doldurmuşlardı. İzleyicilerin oyuna bu kadar ilgi göstermelerinin en önemli nedeni; Selahattin Demirtaş özelinde tüm tutsakların yanında olduklarını göstermekti ve bunu yaptılar. Büyük bir coşkuyla oyun başladı ve o coşkuyla bitti. İnsanları içeri atabilirsiniz ama düşüncelerini içeride tutamazsınız. “Düşünceler özgürdür ve tüm dünyayı dolaşır.” Sözü bir kez daha doğrulanmış oldu. Biz tiyatro emekçileri olarak çok sevinçli ve mutluyduk. Şimdi oyunumuzu bütün şehirlerle buluşturma yolundayız. Seher oyunumuzu doğruları söyledikleri için hayatlarını kayı edenlere ve içeri atılanlara adıyoruz.

Aşağıda; afiş, broşür ve oyunu izlemeye gelen izleyicilerimizin fotoğraflarını göreceksiniz. Ayrıca oyun sonunda selamımız…

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir