FANTASTİK
Karanlık göğün altında
Pembe bir faytondaydım
Yıldızdandı ayakkabıları kadınların
Erkeklerin gözleri
Çakmak taşından
Bir balonla uçardı çocuklar
Gülümseyişleri
Elma şekerinden
Kimse korkmazdı
Simsiyah denizlerden
Sen
Aklımın dehlizlerinden geçerken
Karanlık bir göğün altındaydım
Kaçırdım pembe faytonu
Çıplak kaldı
Ayakları kadınların
Söndü erkeklerin
Gözlerinin feri
Küstü balonlar ve çocuklar
Eridi
Çirkin hikayelerde
Elma şekerleri
Herkes
Korkarken
Simsiyah denizlerden
Sen
Geçip giderken
Aklımın dehlizlerinden
Murat BAL
/////////////////////////////////
SZCKLR
Ah sözcükler,
Üçüncü dereceden yanık bir türküden yükselip yele karışan,
Dilimin en yitik,
Dilimin talan edilmiş coğrafyasının
Zifiri karanlık kıyılarına vuran,
Ah sözcükler,
En sağır kulakları hedef alıp yola düşmüşken,
İnce bir sevdayla tutuşmuş
Sonra hoyrat bir rüzgarla savrulup küle dönen,
Kimsesiz çocuklar gibi garip,
Terkedilmiş bir sığınak gibi tozlu,
Ah sözcükler
Katar katar bir satırın ardı sıra dizilen,
Çalındığı her kulakta gam yükünü boşaltıp,
Kendine yabancı anlamlar yüklenen.
Günden güne eriyen, sıradanlaşan
Önce gölgesine benzeyen,
Sonra yolunu kaybetmiş bir gezgin gibi,
Sığınacak bir cümle arayan,
Ah sözcükler,
Her cümle gelip geçici bir nefes,
Emanet anlamlar edinmiş,
Üstüne uymayan elbiseler gibi,
Kimi zaman içinde kaybolmakta,
Kimi zaman bir kısmı açıkta kalmakta,
Ah sözcükler,
Yol uzun,
Yol kenarı ünlüleri sürgün yemiş sevda dolu,
Geriye kalanlar kendine yer arar devrik bir cümlede,
Bu dünya kimsesiz kelimeler mezarlığı,
Gece yankılanır tüm bu acıların çığlığı,
Herkes kuytusunda alır soluğu
Ne kanadı kalmıştır ne de sağlam bir kolu
Ah sözcükler,
Dilim lal,
Sustum.
Sözcükler kapatsın yaralarını,
Deccal gelmeden
Yola çıkmalı.
Yol almalı.
Yol olmalı.
Tut bir sözcüğün en uçtaki harfinden,
Yol aç,
Yol al,
Yol ol.
Kadir SOĞUKSU
///////////////////////////////////////////
X
Ölümsüz sevdam
Kan yüklü bedenim
Yasağın içine düşen yazınım
Yasağın dışına vuran düşüm
Devri alemde aklanınca
Elimde çiçeklerle döneceğim
Kucaklamak için seni
Zulmün
Özlemin
Ve de karanlığın
Savrulup gittiği
Güneşli günde
Kucaklayacağım seni
Sevdam
Hasan ARIK
///////////////////////////
BU KAN, İNANNA
kalbim bir yangın töreninden kalma
kül agorası
ateş kapımı dövende
sunduğun hoşluğu yitirdim İnanna
neon köpüklü şehirler terk etti hayallerimi
şimdi şeytanın ağulu mabedinde
duasız birer adaktır tanrının çocukları
bu kan aşkı katletti İnanna
bu kan
aşkın bereketini
Cafer DEMİRTAŞ
///////////////////////////////////////
O SİYAH EV
Siyah bir sokak başı
Evimde değilim
Eskiden kalma bir alışkanlık her gelişim
Bir mezar sessizliği içime dönüşüm
Çok tuhaf
Her şey ne kadar tanıdık
Benim olanlar soldu sancıyla
Günlerin gitgide uzaklaşan sıradanlığında
Dönüp hep aynı isyanın benzerinde sakinleşiyorum
Evime geldim uzun geceden
Yerli bir suskunluk mesafelerde tükenen
Kendi sağırlığıma konuştum
Kapadım kitabı hep karanlıktan geçiyordu
Kışlar kadar eskiydi gözlerim aynalarda
Anladım ki
Bu suskun ev yeni dil bilmekmiş
Hiç bilmediğim
Servet Üstün Akbaba
/////////////////////////////////////////
Bir umut düşmeyegörsün yüreğine
Bir ışık düşer sol göğsünün altındaki cevhere
gece her uyandığında
pencereye koşar ve sevinçle izlersin yıldızları
o an ne işkenceler düşer usuna
ne de mahpusluğun
adama koymaz mahpusluk, dört duvar, cıgarasızlık;
terk edilmek, unutulmak içten içe yer insanı mahpus damında
ufacık bir umut düşmeyegörsün yüreğine
işte o an dünyayı kucaklayasın
ve hıçkıra hıçkıra ağlayasın gelir sevinçten
volta atarken havalandırmada
usuna düşer kentin, mahallen, sokağın, evin
ve de sevdiklerin
derinden bir of çekersin
ve yaşama yeniden tutunursun her şeye inat
çünkü çok güzel günler ve söylenecek sözler var yarınlarda
Hıdır ACAR