İçişleri Bakanlığı 14 Mart Tıp Bayramı günü bir genelge yayınlamış. Sanıldığının aksine Tıp Bayramı’nı kutlamak için değil, sivil yurttaşların 200 adet olan mermi alma hakkını 5 kat artırarak 1000’e çıkaran bir genelge.
2017 faaliyet raporunda 106 bin 704 silahın kayıp ya da çalıntı olduğunu belirten İçişleri Bakanlığı, reklamla silah satışı yapıldığı bir dönemde sivil vatandaşa silahına mermi alma hakkını 5 kat artırma izni veriyor. Buna ruhsatsız ve kaçak silahlar eklenince tablo daha da ürkütücü boyuta ulaşıyor.
Hükümet savunma ve güvenlik harcamalarına ayrılan bütçeyi iki katına çıkardı. Maliye Bakanı’nın söylediğine göre, başlatılan yeni projelerle tanktan uçağa, İHA’dan helikoptere üretirken yakın dönemde ihracatçı bile olacakmışız. Yukarıdaki gelişmelere bakarsak sadece ülke bütçesi değil, artık hane bütçesinin de önemli bir kısmı savunma adı altında silahlanmaya ayrılır hale geliyor.
Büyük ülke olmak propagandası eşliğinde yürüyen tank, uçan helikopter belki bir kısım yurttaşı coşturabilir ama bir iktidarın başarısında silahtan önce ekonomik refah gelir. Bu da toplumun her kesiminin yaratılan ekonomik gelirden yani oluşan refahtan payını alması ile belirlenir.
2017 yılı toplam vergi geliri içinde patronların (kurumlar vergisinin) payı % 9’dur. SGK’lı her işçi ve emekçinin ödediği gelir vergisinin ise toplam gelirler içindeki payı % 21. 80 milyon ülke insanın 3-5 milyonunun patron ve ailesi, geri kalanının ise işçi, emekçi, köylü olduğunu düşünürsek, toplam vergi geliri içindeki % 55’lik KDV-ÖTV’yi de yine vatandaşın ödediğini söylersek, hiç abartı yapmış olmayız. Sonuç olarak vergiyi işçi, emekçi ve üretici köylü ödüyor.
Gemiciği ve uçağı olanların yakıtı ÖTV’siz kullandığı, pırlantaya vergi ödemediği bir ülkede buğdaydan pancara, mısırdan elma ve üzüme kadar ürettiği her tarım ürününe harcadığı yaklaşık 5 milyar litre mazot için köylü Özel Tüketim Vergisi ödüyor.
Refahı oluşturanlar refahtan pay almadıkları gibi içtiği gazoza bile ÖTV öderken, kredi kartı borcu nedeniyle kara listeye girenler, hatları üzerine taksitle aldıkları akıllı telefonları ucuza satarak ekonomilerini çevirmeye çalışıyorlar. GSM bayileri üzerinden satılan 500 bin telefondan 50 bin adetinin bu şekilde piyasada satışa çıktığı belirtiliyor. Zamlar, yükselen enflasyon zaten asgari ücrete gelen zammı daha şimdiden aldı götürdü.
Mersin Şehir Hastanesi’ne bir yılda başvuran 2.5 milyon hasta ile övünülüyor. Şu kadar hastamız var diyerek, hastası ile övünen bir ülke durumuna geldik.
Bütçeden savunma ve güvenliğe yapılan harcamalar artarken eğitim ve sağlığa ayrılan pay azalıyor. Üreten değil tüketen bir ülke durumuna geldik. Hollanda 2017 yılında tarım ihracatından 100.8 milyar Euro para kazanmış. Bunun 91.7 milyarı tarım ürünleri, 9.1 milyar Euro’su da tarım alet ve makineleri ihracatından elde edilmiş.
Sadece bu rakamlar bile silahınız bilgi olsun, tohum olsun demeye yeterli.