Cumhurbaşkanı Erdoğan gençlik kolları kongresinde partili gençlere yaptığı konuşmada “daha önce Türkiye’de iktidara gelenler acaba bir Marmaray, Avrasya Tüneli yapabildiler mi? Bir Yavuz Sultan Selim, Osmangazi Köprüsü yapabildiler mi? Böyle somut söyleyin, sorun size verebilecekleri bir tane olumlu cevap yoktur” demiş. 16 yıllık iktidarın ardından yeniden oy isterken demokrasi, kardeşlik, insanca yaşayacak ücret ve çalışma koşulları diyemediği için geriye sadece köprü yaptık, yol yaptık diyerek oy istemek kalıyor.
Zaten ister oy versin, ister vermesin AKP’yi nasıl bilirsiniz diye sorduğumuz pek çok insanda aynısını söyler. “Yol yaptı, köprü yaptı” kısacası AKP döneminde inşaat aldı yürüdü. İnşaata dayalı ekonomi büyürken AKP iktidarından nemalanan mütahitlerde aldı yürüdü. Ağaoğlu, Cengiz, Kolin, Limak, Kalyon, Nurol ve Enka gibi inşaat şirketleri öyle alıp yürüdüler ki; kimileri Mersin Nükleer santralinde Ruslara Türk ortak olacak kadar büyüdüler. Velhasıl hafriyatı yerli firmalar yaparken, işin kendisi hep yabancı firmalar tarafından yapılmış.
İyi de bu yolları, köprüleri kimler nasıl yaptı. Sonuç ne?
Avrasya Tünelini Güney Kore, Marmaray’ı Japon Taisei firması, Gebze Halkalı banliyö hattının iyileştirilmesini İspanyollar, demiryolu araçlarını ise Güney Koreli Hyundai Rotem temin ediyor. Ankara İstanbul yüksek hızlı tren hattının bir kısmı Çinliler, bir kısmı ise İtalyan şirket tarafından yapıldı, yapılıyor.
Süreç şöyle işliyor:
Yol, köprü, hastane vs. ne yapılacaksa, yapılacak alan ve güzergah belirleniyor. Şirket devlet kefilliğinde öncelikle devlet bankalarından kredi alarak inşaatı yapıyor. Sonrada yaptığı inşaatın karşılığı olarak kiralama süresi boyunca (ortalama 25 yıl ve üzeri) işletiyor. Hazine garantisiyle yapılan yol, köprü yada hastane için AKP cebimizden 1 kuruş çıkmadı diye övüne dursun, şirket daha ilk araç geçişi yada ilk hasta yatışından itibaren parasını saymaya, cebini doldurmaya başlıyor. Hal böyle olunca Osmangazi köprüsü de, Avrasya tünelide, 3. Havaalanı da ballı börek olarak uluslar arası sermeye ve yerli taşeronlara altın tepside sunuluyor. Böylece gökten 3 dolar dolu çanta düşüyor. Biri inşaatı üstlenen uluslar arası şirkete, öteki yabancı yüklenicinin yerli ortağı inşat şirketine, diğeri de gizli yada açı ortak olarak bu işleri paylaştıran siyasilereeeee. İşçi emekçi halka ne düşmüş demeyin onlar geçse de, geçmese de ödemekle asıl ve en önemli görevi üstlensin istiyorlar.
Mesela Osmangazi köprüsü 6 şirketinin ortaklığı ile kurulan OTOYOL A.Ş. tarafından yapılmış. Köprüden kimse geçmese bile 18 yıl boyunca, yani 2035’e kadar devletten ödeme garantisi verilmiş. 2016’da açılan Osmangazi köprüsünden günlük 40 bin araç geçme garantisi verilmiş. 2017 yılında 14 milyon 600 bin araç geçmesi gerekirken 8,5 milyon araç geçmiş. Geçmeyen 6.1 milyon araç için 35 dolar+%8 KDV hazineden ödenmek zorunda kalmış.
AKP bir Osmangazi köprüsü yapmış. 2017 yılında, geçmeyen 6,1 milyon araç için halktan toplanan vergilerle oluşan ülke hazinesinden, 230 milyon dolar (991 milyon lira) ödemişiz. Geçen araç için yapılan indirimler nedeniyle OTOYOL A.Ş’ye ödenen paralarda köprünün bonus’u olmuş. Bir köprü yapmışlar geçende, geçmeyende para ödüyor. İşte bunu bir tek AKP yapabilir. Sormaya gerek yok.