SPİRİTÜALİSTÇE REENKARNASYON YAŞAM ÜZERİNE ÖYLESİNE BİR YAZI

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

            Tahayyül ettiğiniz bir yaşamı kalıcılaştırmak için toplumsal mücadele esastır.

           Demokratik, çağdaş, barış içinde yaşanabilir bir dünyayı gerçekleştirmek için de elbette mücadele gerek. Bunun içinde, bireycilikten kurtulup toplumsal mücadelenin öznesi, yani bir parçası olmanız gerekir.

           Bu yüzden demokrasiyi, adaleti, hukuku kendi toplumsal yaşamına içselleştirmiş devletlerin halkları,  bu saydıklarımı, uzun soluklu bir mücadele sonunda almışlardır; hem de büyük bedeller ödeyerek.

           1960-1980’ lı yılları saymazsak, bugünün Türkiye’ sine ve Ortadoğu’ suna baktığımda, zaman zaman kendi iç dünyamda umutsuzluğa düştüğüm anlarda olmuyor değil hani.

           Bozulan barış iklimi, gittikçe dozajı yükselen baskılar, işsizlik, geçimsizlik toplumun büyük kısmının içine düştüğü gerici ve ırkçı bataklık ve bu bataklıkta debelendikçe iyice derinlere batışı, demokrasiye, hukuka karşı gittikçe örgütlü gelişen toplumsal karşı koyuş ve muhalefetin parçalı dağınık hali…

           Birden gençliğimi hatırlayıverdim.

O zamanlar, Spiritüalistler gibi reenkarnasyon, yâni Türkçe adıyla ruh göçü bana bayağı ilginç gelmişti.

Fiziken olmasan da,  ruhen ölümsüzsünüzdür.

Dünyanın bütün kıtalarında, bütün ülkelerinde ruhunuz, Marco Polo misali özgürce gezer durursunuz.

         İçinde yaşamaya çalıştığınız bir ülke, yaşam olarak diğer bazı ülkelerden farklı ise, işin kolaycılığına kaçar,  ister istemez gözlerinizi kapatıp, Reenkarnasyon dünyayı hep hayal edersiniz…

         Başlıyoruz…

         Önce, Hollanda’ da gözlerinizi alkışlarla açarsınız Dünyaya. Devletten alacaklı doğuyorsunuz, ekonomik ve sosyal yaşamınız mükemmel, hak-hukuk gaspı yaşamıyorsunuz, ülkenin adalet sistemi dört dörtlük, düşünceleriniz özgür, diğer halklarla özgürce bir arada mutlu yaşayıp, yine devletten alacaklı, gözleriniz açık değil, kapalı bir şekilde,  “adım mesut göbek adım bahtiyar” şarkısı eşliğinde alkışlar arasında ölüyorsunuz.

         Hemen devreye reenkarnasyon giriyor yine. Hop,  gözünüzü Kanada’ da açıyorsunuz; eğitim, sağlık, barınma. ısınma hakkınız kökten çözülmüş, yine aynı şekilde mesut ve bahtiyar bir şekilde yaşayıp ölüyorsunuz.

Yine hooop, reenkarnasyon devreye giriyor, bu kez İsveç; kavga yok, gözaltı yok, tutuklama yok, farklı siyasi düşüncenizden, dilinizden, kültürünüzden, inancınızdan dolayı linç yok… yine mesut bahtiyar ölüyorsunuz.

Derken yine reenkarnasyon, bu kez yer Finlandiya; basın özgür, sanat özgür, kadın özgür, çocuk özgür, doğa özgür, hayvanlar özgür… ”adım mesut göbek adım bahtiyar” şarkısı eşliğinde alkışlar arasında ölüyorsunuz..

 Norveç, İzlanda; taciz yok, tecavüz yok, çocuklara cinsel istismar yok…

Hop, İngiltere, hop Amerika, hop Avusturalya, hop Kanarya Adaları, hop Havai Adaları…

Tabi ki, reenkarnasyonu, yani ruh göçünü yaşarken üstünden uçtuğunuz kıtaya ve bu kıtalardan seçeceğiniz ülkeye çok iyi dikkat edeceksiniz. Aksi taktirde,  şimdi üzerinde yaşadığınız coğrafyaya  benzer bir yere düşerseniz, Azim Allah, haliniz ondan sonra perperişan!

         Bugün, kapitalizmin vahşileştirdiği dünyamıza bakınca, bu alandan, yani reenkarnasyon inancından elimi ayağımı çektim. Ne fiziken, ne de ruhen, asla bir daha bu dünyaya gelmek istemem!..

         Barbarların hüküm sürdüğü, elinde gücü bulunduranın güçsüzü ezdiği, yok etmeye çalıştığı, adaletin, hukuk ayaklar altına alındığı, bilim paradigmasının yerine dini değer ve söylemlerin, sembollerin öne çıkarıldığı; dillerin, kültürlerin yok sayıldığı, doğanın ve emeğin talan edildiği, her türlü ırkçılığın zirve yaptığı, kadının değersizleştirildiği, çocukların ömrünün kelebeklerden daha kısa olduğu, yaşam yerine ölmenin ve öldürmenin kutsiyet sayıldığı bir dünyada; gidişim olsun, bir daha gelişim olmasın!

         Toplum olarak duygusal ve sosyal sağlığımızın yerinde olduğuna tam emin değilim. Hatta müthiş bir terapiye ihtiyacımız vardır, bu kesin.

         Bu yüzden, siz bana bakmayın, bugünkü ruh halim; Spiritüalistler gibi reenkarnasyon, yâni Türkçe adıyla ruh göçü halindeyim; kıta kıta, ülke ülke, okyanus okyanus geziyor, sevginin ve aşkın iktidar olduğu, mutlu olacağım barış içinde bir ülke arıyorum.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir