TALİHSİZ VE SAHİPSİZ AKDENİZİN İNCİSİ KENT MERSİN -2 / İSMAİL ŞİMŞEK YAZDI

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Bir önceki yazımızda Mersin’in olumlu yanını, yani görmek istediğimiz Mersinimizin güzel yanlarını anlatmaya çalıştım. Kuşkusuz, kentimizin içinde barındırdığı birbirinden farklı devasa sorunları da vardır. Bu haftadan başlayarak, bilgilerim yettiğince,  sırası ve vakti gelince tek tek ele almaya çalışacağım.

 

İsterseniz bu kez, “Türkiye Turizmi’nde, Mersin’ in Turizmi’nin önemi ve yeri” konusunu, çok kısada olsa bu günkü yazımda ele almak istiyorum. Helen bir şarkıyla başlayalım.

 

“Akdeniz akşamları bir başka oluyor/Hele bir de aylardan Temmuz ise bir başka/ Sahilde insanlar kolkola sımsıcak/Coşmamak elde mi böyle bir akşamda/İşte ben böyle bir akşamda aşık oldum/Aşık oldum aşık oldum aşık oldum aşık oldum/ “
Yukarıda sözleri yazılı; bizleri duygulandıran, duygularımızı depreştiren, içimizi bir hoş eden, Akdeniz ve Akdeniz akşamları ile burada yaşanan o güzelim aşkları anlatan şarkıyı defalarca dinledik ve kendim halen de dinlemekteyim.

 

Ancak, bu güzelim eseri seslendiren farklı sanatçılar bile, bu şarkıya klip yeri ararlarken, klip için seçtikleri mekanlar; ya Bodrum, ya Alanya, ya Fethiye, ya  Marmaris, ya da Kuşadası, vs. vs…

esenyurt escort

Türkiye’de yaz turizmi denince hemen akla Akdeniz gelir gelmesine de, sandığınız gibi,  Hatay’dan başlayan ve  taaa Bodrum’a kadar uzanan  bir sahil bandı gelmesin sakın akıllarınıza.. Haklı olarak neden gelsin ki!

 

Türkiye’nin, yaz aylarının tatil turizm cenneti Güney Ege’den başlayarak, Alanya’dan Bodrum’a kadar devam eden sahil bandı arasına sıkıştırılmış durumda ve turizm sayesinde devasa bir ekonomiye sahiptir buralar. Bu durum yıllardan beri de sürmektedir. Hatay, Adana ve Mersin’den, Antalya Gazipaşa’ya kadar uzanan sahil bandı da sanki lanetli!

 

Oysa Hatay, Adana ve Mersin sınırları içinde bulunan Karataş, Yumurtalık, Erdemli, Silifke, Aydıncık, Bozyazı, Anamur sahil kentleridir ve buraların upuzun ipince kumsalları, muhteşem koyları, örenleri, denizden kuzeye doğru yükselen yem yeşil Toros dağları ile Antalya, Muğla, Aydın sahillerini aratmayacak benzerlikte ve tıpatıp birbirlerinin kopyası; fazlası var, eksiği yok.

 

Yıllardan beri bu durumu hayal eder dururum. Bir düşünün; Mersin sahillerinde, birbirinden muhteşem oteller, ulusal ve uluslararası çeşitli sanatsal, sportif, kültürel organizasyonlar, yerli ve yabancı turizmin kentimize taşıdığı milyonlarca ve buralarda istihdam edilen on binlerce işsiz insan…

 

İç ve dış turizmin cenneti olmuş bir Mersin düşünün.

 

Aslında gerçekleştirilmesi zor bir olay değildir. Ancak, bu konuda Mersin’deki ekonomiyi elinde tutanlar, Mersin adına parlamento da siyaset yapanlar ve gelmiş geçmiş hükümetlerle birlikte şimdiki mevcut hükümette dahil bu konuda istemsiz ve niyetsiz gibi. Oysa Mersin ekonomisinde söz sahibi ve bu konuyu çözebilecek yetkin ve saygınlıkta şahsiyetler var. Mesela Sayın Mustafa Güler, Sayın Faik Burakgazi, MESİAD Başkanı Sayın Mehmet Deniz, Mersin’de Mersin adına siyaset yapanlar ve Sivil Toplum Kuruluşları gibi…

 

Bu sayede Mersin’in çehresi değişir, ekonomisi güçlenir, on binlerce kişiye iş imkanı doğar.

 

Yeter ki isteyelim.

 

Biliyoruz; hayaller mutsuz insanları ayakta tutan tek şeydir. Bunun için Mersin de yaşayanlar olarak hep birlikte mutlu olmak ve mutlu bir kent istiyoruz.

 

Turizmin burada gelişeceği, gerçekleşebileceği ile ilgili ısrarımın neden kaynaklandığını yaşanmış bir olayla güçlendireyim.

 

Bundan tam 10 yıl önce, eşimin kuzeni, eşi ve çocukları ile birlikte Mersin’den Alanya’da hoş bir tatil beldesinde tatile çıkıyorlar. Tatilin üçüncü gününde bir İngiliz aileyle tanışıyorlar. Bizimkiler çat pat İngilizceleriyle sohbet sırasında, İngiliz, bizimkilere buraya Türkiye’nin hangi bölgesinden geldiğini sorar. Bizimkiler de, “Mersin” diye cevap verir. İngiliz, “Mersin nerede?” diye sorar bizimkilere, elle yön işaretiyle tarif edemezler Mersin’ i İngilizlere. En son çare olarak,  cep telefonundan, Google amcadan aman dilerler. Google amca yufka yüreklidir, yardım severdir. Şak diye açıverir önlerine Akdeniz’i boydan boya…

 

Gösterirler haritadan Mersinimizi, elin İngiliz’ ine.

 

İngiliz görür görmez haritadan Mersinimizin yerine, şaşkın şaşkın bakar, bakar da döner hemen ve çakar gerçeği bizimkilere:

 

“Geldiğiniz yer burayla aynı! Ee!,  Peki tatil için neden geldiniz buraya?! Oradan buraya geldiniz demek!”

 

Alaycı ve gülerek: “Oradan buraya gelinir mi? Aynı şeyler orada da yok mu?”

 

Doğru! Neden geldiniz buraya?

 

Yazımıza önümüzdeki haftalarda devam edeceğim.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir